İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Kerinçsizler´ Bu Kez Göç Toplantısındaydı

Sürekli Kerinçsiz’le görülen, aralarında Bakkal ve Kırkık’ın da olduğu grup, TESEV’in Zorunlu Göçle Yüzleşmek kitabının tanıtım toplantısına saldırdı; toplantı ertelendi. Kerinçsiz izlemekle yetindi. TESEV yetkilileri: Polis müdahalede geç kaldı.

——————————————————————————–

BİA Haber Merkezi

06/07/2006 Emine ÖZCAN

——————————————————————————–

BİA (İstanbul) – Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV)’ in “Zorunlu Göçle Yüzleşmek: Türkiye’de Yerinden Edilme Sonrası Vatandaşlığın İnşası” kitabının tanıtılmasının planlandığı basın toplantısı, birçok olayda Kemal Kerinçsiz’in yanında görülen, aralarında Ramazan Bakkal’ın ve Ramazan Kırkık’ın da bulunduğu kişilerin saldırısı nedeniyle ertelendi.

Grup, önce sözle konuşmaların yapılmasına izin vermedi; sonra fiziksel olarak müdahale ederek toplantının yapılmasını engelledi. Polis saldırganlardan birini gözaltına aldı.

Kerinçsiz grubundan TESEV’e: Bölücülük yapmayın

TESEV’in Demokratikleşme Programı çerçevesi içinde 2004 yılından bu yana sürdürmekte olduğu, Doğu ve Güneydoğuda yerinden edilmiş insanların sosyolojik ve hukuksal durumunu inceleyen çalışmasını kamuoyuna duyurmak için düzenlediği toplantı bugün (6 Temmuz) Tarık Zafer Tunaya salonunda saat 11:00’de başladı

Toplantı Dilek Kurban, Deniz Yükseker, Ayşe Betül Çelik, Turgay Ünalan ve Tamer Aker’in literatür ve saha çalışmalarını bir araya getiren “‘Zorunlu Göç’ ile Yüzleşmek: Türkiye’de Yerinden Edilme Sonrası Vatandaşlığın İnşası” başlıklı kitabın tanıtımı, Jaklin Çelik’in düzenlediği bir fotoğraf sergisi ve bir kısa filmle de desteklenmişti.

Toplantı’da Kurban, Yükseker, Çelik ve TESEV Genel Başkanı Can Paker, TESEV Yönetim Kurulu üyesi Osman Kavala, TESEV’in Demokratikleşme programı direktörü Ethem Mahçupyan hazır bulundu.

Ayrıca toplantıda, izleyiciler arasında “Hukukçular Birliği” adlı derneğin Yönetim Kurulu üyesi Kerinçsiz’in yanı sıra, yakalarına Türkiye Cumhuriyeti bayrağı rozetleri iliştirilmiş yaklaşık 15 kişilik bir grup bulunuyordu.

Çalışmanın tanıtımına dair açılış konuşmasını yapan TESEV Genel Başkanı Paker’in cümleleri daha önce 6-7 Eylül Olayları’yla ilgili sergiye saldıran, panele müdahale eden, Osmanlı Ermenileri Konferansı’na karşı eylemlerde yer alan ve en son Hrant Dink, Aydın Engin’in yargılandığı davada da müdahil olmak isteyenler arasında bulunan “Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği”nden (TSTKB) Ramazan Bakkal’ın “Karabağlar’da, Makedonya’da milyonlarca Türk göçmen var. Onlar için neden araştırma yapmıyorsunuz. Paker, fonunuzu nasıl sağlıyorsunuz?” sözleriyle bölündü.

TESEV yetkililerin soğukkanlılıklarını koruması ve Paker’in konuşmasını tamamlamak isteği üzerine kendisini Türk Ocakları’nın da içinde bulunduğu yaklaşık on kadar kurumun üyesi olarak tanıtan Aynur Atabozkurt, Bakkal’ın kaldığı yerden eleştirilerine devam etti.

Ardından Zeynep Gürk ve Ayşe Ay da toplantının devam etmesini engelleyerek Paker’e hitaben “Sizin göç dediğiniz kavram nereden nereye göçü kapsıyor? Kurumuzun Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı olduğunu söylüyorsunuz. Türkiye’yi karalamanıza kim izin veriyor? Güneydoğudaki göçmenleri araştıracağınıza Balkanları araştırmalısınız” dediler.

Ramazan Kırkık da sözlü saldırılarda bulunarak toplantının devam etmesini engelleyenler arasındaydı. Toplantının kesilmesinin ardından hızlarını alamayan ve yakalarında Türkiye Cumhuriyeti bayrağı rozetleri taşıyan kişiler gerilime neden oldu. Bu kişilerden Paker’e gelen başka bir sözlü müdahaleyse şöyleydi:

“Yörüklerin azınlık olduğunu söylüyorsun. Bunu kabul etmiyorum. Yörükler azınlık değil çoğunluktur. Fonunuzu Norveç’ten aldığınızı biliyoruz. Bölücülük yapmayın.”

Bakkal’ın, çalışmanın araştırmacılarından Kurban’ın babası Baki Kurban’a tokat atmasıyla başlayan gerginlik daha önce Heybeliada’da Ermenilerin dini liderlerinden 2. Karekin’i protesto eden ve yaşlı bir kadına saldıran grupta yer alan bir kişinin de müdahalesiyle büyüdü.

Başak Sanat Vakfı’nın proje koordinatörlerinden Filiz Arslan da saldırganların şiddetine maruz kaldı. Saldırganlardan bir kişi gözaltına alındı.

Kerinçsiz: Raporu okumadım, ama TESEV PKK yandaşı

bianet’in saldırıdan sonra görüştüğü, bütün saldırı sürecini yerinden kalkmadan izleyen Kerinçsiz, tanıtılan metni okumadığını, toplantı sırasında göz gezdirdiğini söyledi.

Rahat tavırlarıyla dikkat çeken Kerinçsiz toplantının başından bu yana izlemekle yetindiği saldırılar için “Şiddet tarafımızca onaylanabilir bir davranış değil” dedi.

Kerinçsiz’in “Sizin hazır bulunduğunuz her toplantı ve dava sürecinde yaşanılan şiddet ve saldırı olayları hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna ilişkin verdiği cevap şöyle:

“Şiddeti bize bağlamayın.Burası engizisyon mahkemesi değil ki yargısız infaz yapabilesiniz. TESEV’in bu toplantıda ettiği sözler PKK örgütünün beyanatıyla aynı. Doğal olarak vatandaşın tepkisi haklı bir tepkidir.”

“Örgütlü değiliz”

Kerinçsiz, yakalarında Türkiye Cumhuriyeti bayrağı taşıyan ve toplantıyı bölen insanların nasıl bir örgütlülük içinde olduklarına ilişkin “Biz örgütlü falan değiliz. Ben bu toplantının ilanını gördüm ve takip etmek istedim. Tepkili olan diğer vatandaşların da örgütsel bir bağı yoktur” dedi.

Zeynep Gürk, Ayşe Ay, Aynur Atabozkurt, Ramazan Bakkal ve Ramazan Kırkık da “Türk vatandaşı” olarak toplantı salonunda bulunduklarını açıkladılar.

Kerinçsiz: Polisin görevi vatandaşı korumak

Kerinçsiz’in ve TESEV’e bölücülük yaptığı gerekçesiyle tepki gösterenlerin ağız birliği etmişçesine aynı ifadeleri kullanması, Kerinçsiz’in gözaltına alınan bir kişi için emniyet güçleriyle girdiği münakaşada toplantıyı bölmek isteyen vatandaşlara polisin zor kullanmasından şikayetçi olacağını açıklaması ve polisin tepki vermesi üzerine “Kemal Bey (Kerinçsiz) şikayetçiyse biz de şikayetçiyiz” denilmesi saldırının planlı ve örgütlü olduğu şüphesini artırdı.

Kerinçsiz emniyet güçlerinden bir memura “Göreviniz Türk vatandaşını korumak. Kabadayılık yapmak değil” dedi. Memursa Kerinçsiz’e “Beni asacak mısın?” diye sordu.

Ayrıca TESEV’den bir yetkili, emniyet güçlerine haber verilmesine rağmen müdahalede geç kalındığını ve daha önceki TESEV toplantıların aksine bu defa toplantı salonunun yakınlarında kolluk kuvvetlerinin hazır bulunduğunu söyledi.

Mahçupyan: Türk milliyetçiliği olduğundan şüphe duyuyorum

TESEV’den Mahçupyan saldırıyı şöyle değerlendirdi:

“Beklenmedik, değişik bir gelişme değil. Bu grup mahkeme salonlarını ve toplantıları kullanıyor. Bu durumun Türk milliyetçiliği olduğundan da şüphe duymak lazım. Onların da anlamlı kaygıları olabilir. Ama tahrik etmek bu kaygıların anlamlılığını yitirmesine neden olur. Dinlemesini bile bilmiyorlar.”

Paker: Fonumuzla ilgili açıklanacak bir durum yok

Paker de TESEV’in fonlarıyla ilgili olarak “Finansal kaynaklarımız belli. Yarısından çoğu bağış. Geri kalanı da proje kaynaklı. Dünyanın her yerinde bu durum böyledir, değişmez. Açıklaması yapılacak bir konu yok” dedi.

TESEV: Saldırı TESEV’i etkileyecek öneme sahip değil

TESEV toplantıyı ertelediğini açıkladı. Toplantının önümüzdeki bir hafta içinde yapılacağını duyuran TESEV, saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada şu değerlendirmede bulundu:

“Önceden tasarlanmış bir kışkırtmanın parçaları olarak söz kesme, bağırma ve hakaretten fiziksel şiddet kullanmaya uzanan bütün yollar denenerek, özellikle oraya dinlemeye gelmiş olan izleyiciler ve basın mensupları tahrik edilmeye çalışıldı. Fiziksel şiddete meyledenleri salondan çıkartmaya çalışan polislere karşı konuldu ve ‘yeterince milliyetçi’ olmadıkları için sözlü saldırıda bulunuldu.”

TESEV, yaşananların TESEV’i etkileme açısından hiçbir öneme sahip olmadığını ancak Türkiye’de fikir özgürlüğünün, karşılıklı konuşma kültürünün, toplumsal çalışmalar yoluyla anlama ve sorunları birlikte çözerek geleceği beraberce kurma çabalarının kimler tarafından ve nasıl baltalandığını gösteriyor olduğunu vurguladı.

“TESEV olarak, ‘milliyetçilik’ bağlamında sarf edilen bu kaba söylemin içeriği bir yana, esas kullanılma biçiminin kınanması gerekir; dinlemeyi bilmediği için duymaya tahammülü olmayanlar ülke barışı önünde esas tehdidi oluşturuyor.” (EZÖ/TK)

Yorumlar kapatıldı.