İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

1. Dünya Savaşı´nda, Antakya´da…

Semir Aslanyürek bir aşk hikâyesi ekseninde 1. Dünya Savaşı sırasında Antakya ve çevresinde yaşananları ve Ortadoğu’nun paylaşılmasını anlatacağı ‘Eve Giden Yol’un çekimlerine başladı. Sonbaharda vizyona girecek filmde Metin Akpınar, Erdal Beşikçioğlu, Melisa Sözen, Ali Sürmeli ve Emre Altuğ rol alıyor

OLKAN ÖZYURT

İSTANBUL – Türkiye’de sinemacıların, tarihle flörtü yavaş yavaş derinleşiyor. Ezel Akay’ın ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?’süyle başlayan, Derviş Zaim’in ‘Cenneti Beklerken’i (önümüzdeki sezon izleyeceğiz) ile devam eden bu ilişkinin taraflarından biri de artık Semir Aslanyürek. Çünkü o da ‘Eve Giden Yol’da 1. Dünya Savaşı sırasında Antakya ve çevresinde yaşananları anlatacak. Üç filmin de yönetmenleri günümüz dünyasını anlamanın tarihe iyi bakmaktan geçtiğini biliyor. Geçmişte yaşananlarla günümüzdekiler arasındaki benzerlikler de sinemacılara işleyebilecekleri önemli malzemeler sunuyor. Yani sinemacılar, Semir Aslanyürek’in dediği gibi ‘sanatçıların tarih yazma hakkını’ kullanıyor.

Çekimlerine geçen hafta sonu eski Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası’nda başlanan ‘Eve Giden Yol’ aslında Semir Aslanyürek’in Antakya üçlemesinin bir parçası. Aslanyürek Antakya’nın 1. Dünya Savaşı yıllarını, Fransız işgali altında yaşananları ve çok partili döneme geçişteki sancılı dönemi ayrı ayrı anlatma niyetiyle yola çıkmış. Fakat maddi nedenlerden dolayı üçlemeyi sırasıyla çekememiş. Üçlemenin son filmi ‘Şellale’yi beş yıl önce seyretmemizin sebebini böyle açıklıyor. Şimdi de ilk filmi çekiyor Aslanyürek.

Günümüze de eleştiri var

Metin Akpınar, Erdal Beşikçioğlu, Melisa Sözen, Ali Sürmeli, Emre Altuğ, Ege Aydan, Aykut Oray, Ezel Akay, İrem Altuğ, Güner Özkul, Erdinç Olgaçlı, Nesrin Akdağ, Ümit Çırak, Muhammed Cangören, Sadık Gürbüz ve Christopher Ian Bronw’ın rol aldığı filmi Aslanyürek, dedesinin kardeşi Mahmut’un yaşadıklarından yola çıkarak yazmış. Cinayet işlememek için sevdiği kızı ve evini terk eden Mahmut kendini çöllerde savaşırken buluyor. Yıllar süren mücadele sonucunda Mahmut’un tek derdi evine dönmek, aşkına kavuşmaktır. Ama bu arada uğradığı bir haksızlıktan dolayı intikam almak istiyor. İngiliz casus Arabistanlı Lawrence da Mahmut’un karşısına çıkanlardan biri…

Özen Film’in yapımcılığını üstlendiği filmin çekimleri İstanbul’dan sonra Antakya ve Suriye’de gerçekleştirelecek.

Aslanyürek, filmde günümüz dünyasındaki politik paylaşımlara sert eleştiriler yönelteceğinin ipucunu da veriyor. Çünkü film Antakya ve çevresinde geçse bile, yüzyılın başında Ortadoğu’nun nasıl, bugünkü gibi paylaşılmak istendiği de anlatılacak. Ortadoğu’nun politik olarak yeryüzündeki en önemli bölge olduğuna inanan Aslanyürek, “Yüzyıllar boyunca hep şu görüş hâkim oldu: Ortadoğu’ya sahip olan dünyaya hükmeder. Ortadoğu sadece petrolüyle önemli bir coğrafya değil. Burası insanlığın doğduğu yerdir. 10-12 binlik insanlık tarihi var. Bu tarihi ele geçirmek için tarihin her döneminde Ortadoğu’ya hükmetmek istemiş herkes” diyor.

Yeni neslin tarihi pek bilmediğini belirten Aslanyürek, ‘Şellale’yi çektiğinde liselilerin 60’larda neler olduğunu bilmediklerini gördüğünü söylüyor. Tarihin okullarda anlatılmadığını düşünen Aslanyürek’e göre ‘sanatçıların da tarih yazması gerek’.

Metin Akpınar, adı ‘Şellale’de geçmesine rağmen filmde rol almamıştı. Kısmet bu günlereymiş. Akpınar sonunda Aslanyürek’le çalışıyor. O, filmde keyfine düşkün Antakya’nın zenginlerinden Reşat Ağa’yı oynacak. Akpınar heyecanını gizlemeden Reşat Ağa’nın şimdiye kadar canlandırmadığı bir karakter olduğunu söylüyor. Diğer oyuncular da senaryonun çok iyi olduğundan bahsediyor.

Sonuç olarak Aslanyürek zor bir işin altına girmiş durumda. Aslanyürek sonbaharda vizyona girecek filmin altından da kalkacağa benziyor.

Yorumlar kapatıldı.