İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye´nin en zekileri seçiliyor

Dünya Zeka Oyunları Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil edecek takıma katılabilmeniz için son günler… Takımın kurulduğu günden beri değişmez elemanı olan, Kamer Alyanakyan: “Daha çok genç erkekler katılıyor. Geçen yılki şampiyonada 28 ülke içinde 12’nci olduk”

ASLI ÇAKIR

Aranızdan Kamer Alyanakyan’ı hatırlayanlar çıkacaktır. “Bir Kelime Bir İşlem” yarışmasınının 1990’lı yıllardaki şampiyonlar şampiyonu. Hatırlamayanlara da başka yarışmalardan tanıdık gelebilir yüzü.

Altı-yedi yarışmaya katılan, katılmaya da devam edeceğini söyleyen Alyanakyan, Akıl Oyunları ve Karalama dergilerinin sahibi ve yazıişleri müdürü. Aynı zamanda Türk Zeka Oyunları Takımı’nın ya da kısaltarak kullandığı gibi Türk Beyin Takımı’nın kurulduğu 1992 yılından beri değişmeyen elemanı.

Her yıl dört kişinin çeşitli yarışmalarla seçildiği takıma bazen dördüncü bazen birinci olarak mutlaka girmiş. “Böyle bir özelliğim varken her yıl deniyorum, niye yapmayayım diyorum. Herhangi bir branşta dünya şampiyonasına 14 defa art arda katılmış olan var mıdır benim gibi, bilmiyorum” diyor.

Bizim onunla buluşma nedenimiz

7-12 Ekim tarihlerinde Bulgaristan’da yapılacak olan 15. Dünya Zeka Oyunları Şampiyonası. Daha doğrusu oraya Türkiye’yi temsil etmek üzere gidecek olan ekibin seçimi için eleme sürecinin başlamış olması. 14 yıldır şampiyonaya katılan Türkiye’nin beyin takımının seçimi için son gün 10 Temmuz.

Katılımın son hafta çok arttığını, geçen yıl toplam 474 kişinin Türkiye’deki elemelere girdiğini söyleyen Alyanakyan, katılanların çoğunun gençler, 18-30 yaş arasındakiler olduğunu söylüyor. “Ama 15 yaşında da, 45 yaşında da katılımcı var” diyor. Erkeklerin çoğunlukta olduğu seçmelerde kadınların oranı yüzde 20-30 civarında. Genel katılım ise İstanbul’dan. Alyanakyan’ın şikayeti ise bu elemeden çok az kişinin haberdar olması.

En başarılı ülke Amerika

İngiltere’de yapılan bir araştırma sonucunda Türklerin, zeka seviyesi bakımından Avrupa ortalamasına göre sondan ikinci olduğuyla ilgili haberler çıktı. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

En azından Türkiye’yi dünya çapında temsil eden takım sondan ikinci değil. Ortalarda bir yerlerdeyiz. Hatta 1996 yılında dünya üçüncülüğüne kadar yükseldik. Tabii bu ortalama Türk insanının zekasını göstermez. Amerikan takımı da en çok dünya şampiyonu olan ülke ama ortalama Amerikan halkının zekasını temsil etmiyor. Dört sivri insanın oluşturduğu bir takım.

Amerika’dan başka kimler iyi?

Almanya’nın artan bir grafiği var. Hollanda ve Japonya üstlere oynuyor.

Kaç ülke katılıyor bu yarışmalara?

Son yarışmada 28 ülke vardı, 12’nci olduk.

Şampiyonalardan önce özel hazırlıklarınız, egzersizleriniz, bir diyetiniz var mı?

Özel bir beslenme, çalışma düzenimiz yok. Dikkat ettiğim şey, yarışmadan en az iki saat önce uyanmış olmak. Yarışma yaklaşırken de bol bol pratik yapıyorum. Ama daha başarılı olmamız için belki de bize özel diyetler, egzersizler hazırlanabilir işi bilenler tarafından.

“IQ’muzu ölçtürmedik”

Siz hiç IQ’nuzu ölçtürdünüz mü?

Hiç ölçtürmedim. Herkes bana sorduğu için zaman zaman benim de merak ettiğim oldu. Ama hayatımı mutlu bir şekilde devam ettirebilecek bir beyin yapısına sahibim. Daha ötesinde, “Rakamsal olarak kaçtır, alnıma yazayım şunu” demedim. Bizim Türk Beyin Takımı’ndan da bugüne kadar, 20 küsur kişi arasında da “Ben ölçtürmüştüm, şu kadar” diyen biri çıkmadı. IQ ölçmekle ilgilenen belli kuruluşlar var. Ama bilimsel bir araştırma için gelip IQ’muzu ölçmek isterlerse de hayır demeyiz. Bizim beynimizin Türkiye ortalamasının üzerinde çalıştığı belli. Ancak bu demek değildir ki her alanda çok başarılıyız. Mesela kadın-erkek ilişkisinde öyle zeki olmayabiliriz.

Sevgiliniz size “Güya zeki adamsın, rafı bile hâlâ takamadın”, “Hani çok zekiydin, daha beni anlayamıyorsun” diyebilir. Sizinle ilgili her laf “Hani çok zekiydin” diye başlayabilir.

Arada oluyor tabii böyle takılmalar. Biz de çok takmıyoruz. 40 yaşındayım ve uzun sayılabilecek ilişkim çok az.

“Özdemir Sabancı beni bir yarışmada görünce çağırıp iş teklif etmişti”

Endüstri mühendisliği mezunusunuz. Zekanız da tescilli artık. Size “Bu zeki adamı mutlaka bizim şirkete alalım” diye iş teklifleri geliyor mu?

Şu anda öyle bir şey yok. Ama zamanında altı yıl Sabancı’da çalıştım. Girişimle ilgili enteresan bir anekdot anlatabilirim. Rahmetli Özdemir Sabancı bir televizyon yarışmasında, “Bir Kelime Bir İşlem”de beni görüyor. “Bu adamı bulun, ben bu adamla tanışmak istiyorum” diyor. Üniversiteyi bitirmiştim, bir şirketten yeni ayrılmıştım. Yarışmadan da iyi para kazanmıştım, hayatın keyfini çıkarıyordum. Bir telefon geldi, gittim, benim bazı özelliklerimi çok takdir ettiğini söyledi görüşmede Özdemir bey ve Sabancı’da işe başladım.

İşte örnek bir soru:

Sadece yalancılar ve doğrucuların olduğu bir adada esir düştünüz. Tek kurtulma yolu size her gün yemek bırakan iki kişinin hangi türden olduğunu bulmanız. Her gün farklı iki kişi yemek bırakıyor ve bu iki kişi farklı türden de olabilir aynı türden de. Kurtulmak için tek bir soru sorma hakkınız var ve her cevabı evet veya hayır olan bir soru sormalısınız. İkincisi ise bu soru sadece türleri bulmaya yönelik olmalı. “Hava bugün güzel, değil mi?” veya “Yarın bana yemek verilecek mi?” gibi sorular kesinlikle yasak. Ne sormalısınız?

Beyin takımına katılmak için…

Bu yılki Türk Beyin Takımı’na katılmak için ilk aşamada katılım şartlarını da öğrenebileceğiniz www.akiloyunlari.com adresine girip soruları indirmeniz ve www.turkiyebeyintakimi.org adresindeki formu doldurarak çözümleri 10 Temmuz’a kadar göndermeniz. Posta ya da faks yoluyla göndermek isterseniz; adres Caferağa Mah., Arayıcıbaşı Sok., No:15/3, Kadıköy-İstanbul, faks (0216) 450 30 53.

Yorumlar kapatıldı.