İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yapacak çok iş var…

Mehmet Altan

Türkiye, AB meselesini maalesef insana değmeyen siyasal laflarla, özünü anlamadan tartışıp duruyor. Hâlbuki Avrupa Birliği, “insan odaklı” yeni bir zihniyetin yepyeni bir örgütlenmesi. Hep söylediğimiz gibi bu nedenle de 1981’de AB üyesi olan Yunanistan, Türkiye’ye fark atıyor. Bir Yunan vatandaşı bir Türk vatandaşından ortalama 10 yıl daha fazla yaşıyor, altı misli daha fazla kazanıyor, sekiz yıl daha fazla eğitim görüyor. Türkiye’nin önde gittiği konular ise maalesef iç açıcı değil. Örneğin bir yaşına gelmeden ölen bebeklerin oranı Yunanistan’a göre altı defa daha fazla.

Avrupa Birliği, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının günlük yaşamındaki eksiklikleri ilerleme raporunda birer birer belirtiyor. Türkiye, AB’nin asıl dikkate alması gereken bu yönünü ise nedense es geçiyor. Hâlbuki biz yönetilenler için AB’nin ilerleme raporundaki eleştirileri önemli. O eleştirilerin giderilmesi halinde bizlerin zenginleşmesi de özgürleşmesi de artacak çünkü.

Geçenlerde Avrupa Birliği’nin bu yönde yayınladığı 19 sayfalık bir metnin özeti gazetelere şu aşağıdaki haber gibi yansıdı:

“Türkiye için ‘ev ödevi’ niteliği taşıyan Ortak Tutum Belgesi’nde reform sürecinin yavaşladığına dikkat çekiliyor. Belgede ek protokolün tam olarak ve ayrım yapılmaksızın uygulanması gerektiği vurgulanıyor.

Türkiye ile ilişkilerin geldiği noktanın ve Brüksel’in beklentilerinin değerlendirildiği Ortaklık Konseyi’nde AB’nin görüşlerini yansıtan Ortak Tutum Belgesi, eleştiri dozunun yüksekliğiyle dikkat çekiyor.

Belgede öne çıkan ana unsurlar şunlar:

_ Reform süreci: Reform sürecinin yavaşladığına işaret eden belge, özellikle uygulama konusunda “belirgin ek çaba” gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Avrupa Birliği bazı alanlarda yeni yasal düzenleme istiyor.

_ Ek Protokol: Türkiye’den, Ek Protokol’ün tam olarak ve ayrım yapmaksızın uygulanmasını talep eden AB, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde müzakere sürecinin genelinin etkileneceği uyarısını yapıyor.

Gümrük Birliği’nin bütün AB üyelerine uygulanmasını öngören içeriğiyle limanların Güney Kıbrıs’a da açılması sonucunu doğuracak Ek Protokol Ankara tarafından imzalandı, ancak henüz TBMM’nin onayından geçmedi.

– Sivil-asker ilişkisi: Belgede “Ordu tarafından yapılan açıklamalar sadece askeri konularla ilgili olmalı ve hükümetin yetkisiyle yapılmalı” ifadesi kullanılıyor.

– Güneydoğu: PKK’nın Avrupa Birliği’nin terörist örgütler listesinde yer aldığı hatırlatılıyor ve örgüte “şiddete son” çağrısı yapılıyor.

Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu sorununa daha kapsamlı ve diyalog anlayışıyla bir çözüm bulması gerektiği vurgulanıyor.

– Kronik eleştiriler: Yargıda reforma devam edilmesini isteyen AB, ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, kültürel haklar, kadın hakları ve Gümrük Birliği alanlarında “geleneksel” uyarılarını ve taleplerini yineliyor.”

* * *

Yukarıdaki haber o 19 sayfanın çok çok kısa bir özeti. O raporu daha detaylı olarak okuduğunuz vakit biz yönetilenlerin de şikâyetçi olduğu neredeyse tüm hususları görüyorsunuz.

Şimdi, bize düşen tabi eğer kendi yaşamlarımızın kalitesini yükseltmek istiyorsak, AB’nin yayınladığı bu Ortak Tutum Belgesi’ndeki şikâyetleri sahiplenip, giderilmesi için yönetime demokratik bir baskı yapmak olacaktır.

Eğer, bu baskıda başarılı olabilir de reform sürecini hızlandırırsak Ekim’de toplanacak olan AB zirvesinde elimiz güçlenmekle kalmayacak, Türk insanı da biraz daha nefes alarak nihai hedefine doğru hızlanacak.

Yorumlar kapatıldı.