İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çölaşan´ın katilleri!

Umur Hozatlı 17.06.2006

Adam, kendinden olmayan herkesin ölümüne vacip gözüyle bakarak yaşadığı dünyada ‘görünür devlet’ten kovulduğundan beri ‘katil devlet’in yanında yer almayı görev bilmiş, ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur’cuların içinde yer alan tüm katilleri ailesinden bile daha çok sevmiş, ölen her katilin arkasından gözyaşı döküp kelimeleri bile ölümle tehdit ederek ‘kahramanlık methiyeleri’ yazmayı ihmal etmemiştir.

Yazdığı tüm yazıların arkasına bakın, değişik çap ve markada pislik görürsünüz.

Çölaşan’ın bu yapısı, Türk medyasının rotasına dair en önemli doğrultuyu tarif ederken, onunla aynı medyada yer alıp ‘katil sevicilik güdüsü’nün yükselmesine katkı sunanların sessizliği, Türkiye’nin korkutan gerçekliğine tutabildikleri tek ışık oluyor. Ve ne yazık ki bu ışık, bir kameranın objektifine tutulmuş bir lamba gibi gerçeklerin görülmesini engelleyen önemli bir manipülasyon unsuru oluyor, unsurun içinde yer alanlar ise körleşmiş vicdanlarını insancıl sanarak hayatlarını sürdürebilecekleri yere kadar sürdürmeyi insana yakışır buluyorlar.

Bu yüzden Çölaşan ve ‘katil kahramanlar’ı ülkenin aydınlık günlerini karanlık bir girdaba çevirmekten çekinmiyor, kimsenin bilmediği zamanlarda Azrail’in yardımına koşarak canını aldıkları insanları nasıl öldürdüklerini, bir kovanı dağıtıp yedikleri balı anlatır gibi anlatabiliyorlar.

Nitekim Çölaşan’ın, son ifşaatı olarak karşımıza çıkardığı ‘Kahraman’ başlıklı yazısı ve o yazıya konu olan ‘Sabah Ketene’ adlı katil bir kontrgerillanın anlattıkları, Çölaşan’ın da onları ‘Şu Benim Gazetecilik/Yaşadıklarım’ adlı kitabından sonra bir kere daha okurlarına Hürriyet gazetesinden aktarması, ‘katil seviciler’in baldan daha tatlı bulduğu şeylerin neler olduğunu gösteriyor.

Sabah Ketene her şeyden önce bir Çölaşan hayranıymış. Ve bir gün bir ‘devlet büyüğü’yle sohbet ederlerken, o ‘büyük’, bir ‘gizli kahraman’ın ona hayran olduğunu ve onunla tanışmak istediğini söylemiş. Ve günü geldiğinde, ‘Sabah Ketene’ denen o ‘gizli kahraman’ Çölaşan’ın yanına gelmiş. Gerisini Çölaşan anlatıyor:

‘Aradan yaklaşık bir ay geçti, devlet büyüğünden haber geldi. Konuğu Ankara’ya gelmiş. Üçümüz onun evinde buluştuk, tanıştım. İlginç bir adamdı. Sokakta görseniz süklüm püklüm, sıradan bir insan olarak tanımlardınız ve dikkatinizi bile çekmezdi. (…)

Bir ülkede kendilerine hedef verilmişti. Anlatıyor ve aynı zamanda hayıflanıyordu: ‘Kaldığı apartmanda asansörün önünde sıkıştırdık, en az on kurşun yedi. ‘Ölmüştür’ diye bırakıp gittik. Fakat adam yedi canlıymış. Altı ay hastanede yoğun bakımda kaldı ve sonunda düzelip çıktı. Onu bitiremedik. Fakat bundan sonra işe yaramaz.’

Kuzey Irak’ta (Erbil’de) PKK’nın bir binası var. Burada hem gazete basıyorlar, hem de binayı karargah olarak kullanıyorlar. Bina birkaç katlı. Altında boş dükkanlar var ama kepenkleri kilitli. (Sabah Ketene ve ekibi) binayı havaya uçurmak için gidiyorlar. Fakat çevrede sıkı güvenlik önlemleri alınmış. Görev dönüşü bir gün bana gazeteye geldi, anlatıyordu:

‘Abi bu sefer canımız çıktı. Önce ayrıntılı keşifler yaptık. Çevreyi öğrenmek için iki arkadaş simitçi kılığına girdik. Çok iyi Arapça bildiğimiz için dikkat çekmedik. Tam üç ay sabah 4’te kalktım, fırından simit aldım ve binanın çevresinde sattım. Böylece geleni gideni iyice öğrendik. İş geldi, bombaları yerleştirmeye. Bir gece sabaha karşı dükkanların kilitlerini usulca söküp içeri girdik ve patlayıcıları yerleştirdik. Bina yok oldu. İçerideki yirmi sekiz (PKK’lı) kişi de aynı akıbete uğradı. Ama bu sefer çok yoruldum. Zor bir işti. Ankara’ya yolum düşünce size uğramak istedim’.’

Dahasını http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4560493&yazarid=5 adresinde okuyabileceğiniz Sabah Ketene katliamları ile Çölaşan’ın ona övgülerinden sonra bir kez daha düşüneceksiniz bu ülkenin aslında kimler tarafından yönetildiğini. Ve göreceksiniz ki, Çölaşan’ın daha ne ‘katil kahramanlar’ı var Sabah Ketene gibi. Yaşadıkları için adlarını ve ifşaatlarını yazmıyor henüz. Ama günü geldiğinde onları da yazacak. Çünkü onlar da bir gün ölecekler Sabah Ketene gibi.

Peki kimdir bu Sabah Ketene?

Her şeyden önce sıradan bir kontrgerilla değil. Adamın bu ‘iş’i dışında önemli ve ‘düzgün’ sıfatları var. İki dönem Irak Türkleri Derneği Genel Başkanlığı, bir dönem Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Başkanlığı ve Irak Türkmen Cephesi Yürütme Kurulu Üyeliği yapmış.

Ve bu görünürde ‘ünlü şahsiyet’, derin devlette Çölaşan’ın ‘gizli katil kahramanı’ Sabah Ketene, 22 Nisan 2006’da Kerkük’te öldürülmüş.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan ‘Sabah Ketene’yi anma toplantısı’na ‘en yakın arkadaşları’ katılmış ve Ketene’nin ‘ne büyük bir kahraman olduğunu’ anlatmışlar.

Düşünüyorum da, Çölaşan’ın; Bahattin Türkmen, Yaşar İmamoğlu ve Cüneyt Mengü’yle arası nasıl ve kendilerini ‘Ketene’nin milli dava arkadaşları’ olarak tanıtan bu isimler ne iş yapıyorlar?

Yorumlar kapatıldı.