İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tabii ki provokasyon…

Zeki Coşkun

Danıştay üyelerine ölüm ve ağır yaralamayla sonuçlanan saldırı üstüne resmi ağızların neler söyleyeceğini bilmek için derin strateji bilgisine gerek yok: Elbette ki bu bir provokasyon. Hatta Meclis Başkanı şıp diye çözdü bile işi: Cezai ehliyeti olmayabilir; muhtemelen öyledir. Burası bir provokasyonlar diyarıdır. Baş provokasyonculardan biri Orhan Pamuk. Edebiyat dünyasını böldüğü yetmezmiş gibi gitti taa İsveç’te Nobel jürisini bile böldü. Sırf Nobel’e hamle etmek için Ermeni-Kürt teraneleri okuyup memleketi bölmeyi, satmayı bile göze aldı. Tabii onun bu eylemlerinden galeyana gelenler oluyor. Bir kaymakam “Yakın şu satılmışın kitaplarını” deyiveriyor. Durduk yere memleketi karıştıran Pamuk efendi, yandaşı zındık Salman Rüşdi gibi hakkında ölüm fermanı çıkarılmadığına şükretsin.

Devlet devlet değil. Avrupalılardan korktu, hakkında açılan davayı düşürdü. Neyse ki, başta vatanperver avukatlar olmak üzere ‘müdahil’ millet, adliyeyi dar etti ona ve yandaşlarına. Bir daha zor çıkar sesleri. Kimsenin milleti provokasyona getirmeye hakkı yok! Onun baş yardakçılarından biri Agosçu Hrant efendi. Buranın ekmeğini yediği yetmiyor, gazetesi bile var adamın.

Zehir saçıyor. Mahkemeleri baskı altında tutuyorlar. Vatanperverler uyumuyor artık. Hukukçular Birliği var, Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği var. Verdiler Hrant efendiyi mahkemeye. O da gördü gününü Şişli Adliyesi’nde, Pamuk hazretleri gibi. Bundan sonra böyle. Kim provokasyon yapar, haddi bildirilir.

Tabii bunlar, bir avuç entel soysuzun gözünde ‘demokrat, aydın’ falan pozlarıyla prim yapıyorlar. Hatta üstüne üstlük cesur, kahraman kesiliyorlar. Onlara özenen çapsızlar da çıkmıyor değil. Al şu Metin Uca denen kendini bilmezi. Televizyonda yediği herzeler yetmezmiş gibi kitap da çıkartmış: ‘Yes Yerine Orrayt Demek Caiz midir Hocam?’ Bak, provokasyona bak! Alenen milletin dinine küfrediyor adam. Ne demek bu şimdi? Bizim hocalarımız, imamlarımız gâvurca laflar için icazet mi veriyor yani. Hadi millet provokasyona gelmeyelim diye buna da ses etmiyor ama adamın kaşınması bitmiyor. Tutup televizyonda yok ‘Kurtlar Vadisi’ şöyleymiş, yok böyleymiş, Çatlı’yı matlıyı karıştırıyor.

E, haliyle suratına yiyor muştayı. Daha beterini görmediğine şükretsin. Zaten o filmi yapanlar hakkında dava açtılar. Örnek aldığı, özendiği büyükleri gibi onun da mahkemede görecekleri var daha. Kim provokasyon yapmaya kalkarsa karşılığını görür.

Dolamışlar dillerine Cumhuriyet gazetesine bomba yağıyor diye. Ne olmuş, kim ölmüş, gazetenin yayını mı durmuş? Hiçbir şey olduğu yok. Kendilerinin yapmadığı, yaptırmadığı ne malum? Durduk yere kimse kimseye bomba filan atmaz. Her gün ‘irtica, irtica’ diye yazıp duranlar onlar. Latin harflerini mübarek Arapçaya benzeterek, haşa Kuran-ı Kerim’deki gibi sağdan sola doğru ‘Cumhuriyet tehlikede, farkında mısın?’ ilanlarını üstüne para vererek televizyonlarda yayımlatanlar onlar.

Alenen provokasyon değil de ne bu şimdi? Ondan sonra da çıkıyor sokağa, yürüyorlar, “Bize saldırılıyor” diye! Hem de ne zaman; işte o meczubun Danıştay’ı basıp kurşun yağdırdığı gün! Ankara’daki bu karanlık hareketin hemen peşinden. Zamanlamaya bakın. Tabii ki apaçık provokasyon. Kimse milleti kandırmaya kalkmasın, böyledir film. Üstüne bir de piyasalardaki dalgalanmayı koyun. Kimsenin günahı yok; provokatörler devrede.

Yorumlar kapatıldı.