İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Epidural Anestezi ile Sezaryenin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Gebelik ve doğum süreci insan hayatının en önemli dönemleri. Ailenin, anne babanın kendilerini o güne kadar hazırlıklı olmadıkları bir düzene geçtikleri değişim noktası. Doğum belki de hayatın en tehlikeli yolculuğu. Doğum sırasındaki bakımın kalitesi de bu yolculuğun salimen sona ermesini kolaylaştırıyor. Tabi ki her şey yolundaysa ilk önerimiz normal doğumla bebeğin kucağımıza alınması. Ancak doğum sancıları bazen çok yoğun ve uzun olabiliyor. İnsanın dayanma gücünün arttırılması için, sıfır değil ama katlanabilinir bir ağrı düzeyine indirilmesi için doğumda epidural anestezinin kullanılması çok faydalı bir yöntem. Epidural anesteziyle normal doğum en arzulanan doğum şekli günümüzde. Ancak gebeliklerin % 30’unda çeşitli sebeplerle sezaryen gerekebiliyor. Sezaryen sırasında genel anestezi uygulandığında annenin doğarken bebeğini görme şansı ortadan kalkıyor. Bu nedenle normal doğum sırasında epidural anestezi için kullanılan dozun daha fazlasını verip, belden aşağısının uyuşturulup yapılan sezaryen bu durumu mümkün kılıyor. Epiduralle yapılan sezaryenlerde böylece anne doğan bebeğini hemen görebiliyor.

Epidural anestezi şöyle yapılmaktadır: Belden, omuriliğin bittiği seviyenin yaklaşık 5-10 cm. altından omurga içindeki dura zarı adı verilen zar ile kemik kanal arasındaki boşluğa bir iğneyle girilir. Bu iğnenin içinden de çok ince uzun bir kateter (hortum) geçirilip, sonra flasterlerle sırta yapıştırılır. Omuza dek uzatılan kateterin ucuna bir musluk bağlanıp bütün ilaçlar buradan verilir. Anestetik maddeler dura zarının dışında ve etrafında kalır (epi ya da peridural). Düşük dozlarda ayaklardan hissiyatı ileten duysal sinirler, yüksek dozlarda da hareketi yaptıran motor sinirler bloke edilir. Böylece bel seviyesinin altındaki ameliyatlar mümkün olabilir.

Epidural anestezi genel anesteziye göre daha zaman alıcı bir yöntemdir. Çünkü ağrı duyusunun ameliyat için tam olarak kalkması için geçen süre 15 – 20 dakikayı bulabilir. Bu nedenle acil sezaryenlerde genel anestezi daha uygundur.

Epidural anestezi bazen kateterin tam yerine yerleştirilememesine bağlı, bazen de ilaçlara karşı gelişen duyarsızlığa bağlı yeterli anestezi sağlanamamaktadır. Yeterli ağrı blokajı sağlanamadığı için genel anesteziye geçmek gerekebilir.

Epidural kateteri içeri taşıyacak iğne bazen dura zarını delip, beyin omurilik sıvısının içinde dolaştığı subaraknoid ya da spinal boşluk denilen yere geçebilir (dura perforasyonu). Bazen epidural anestezinin süresini hızlandırmak için spinal aralığa da anestezik madde vermek için de bilerek yapılabilir (spinal ya da spinoepidural kombine). Çoğu zaman sorun oluşturmayan bu delinmede, bazen beyin omurilik sıvısı epidural aralığa sızabilir. Bu nedenle birkaç gün sürebilen şiddetli baş ağrıları görülebilir.

Epidural anestezide atardamarların belli bir gerginlikte kalmasını sağlayan sinirler de bloke olacağından, belden aşağıdaki damarlarda gevşeme olur ve kan bacaklarda göllenir. Bu da hastanın tansiyonunun düşmesine sebep olur. Bu nedenle hastaya epidural anestezi uygulamadan önce bol serum takılır. Buna rağmen tansiyon düşmesi, hastanın gözlerinin kararması ve uyku hali gelişebilir. Nadiren ameliyat esnasında kanama artışı gibi bir sorun ortaya çıkar. Serum hızının arttırılması sorunu hemen giderir.

Epidural anestezide hasta idrarının geldiğini de hissetmeyecektir. Bu nedenle idrar sondası takılması gerekir.

Temizlik ve sterilizasyon kurallarına azami dikkat gösterildiği için menenjit olasılığı hemen hemen yoktur. Bazen kateterin yerleştirildiği bel bölgesinde ve kemikte günlerce ağrı duyulabilir. Ciddi sıkıntıya yol açmayan bu durum nadiren ağrıkesici almayı gerektirir. Epiduralin yapıldığı seviye omuriliğin bittiği yerin çok altında olduğu için herhangi bir felç riski yoktur.

Yerinde kullanıldığında epidural anestezi sezaryene önemli bir avantaj getirir. Genel anestezinin anneye ve bebeğe ait tüm riskleri ortadan kalkar. Hastanın bilinci kapanmadığı için kendine gelme diye bir sorun yoktur.

Daha operasyon devam ederken anne bebeğini görür, kucağına alır ve hata emzirmeye başlayabilir.

Ameliyat sonrasında ağrı sorunu yoktur. Çünkü aynı kateterden ameliyat sonrası ağrı kesicileri verilebilir. Ağrı kesiciler damardan verilmediği için bu ilaçların yan etkileri de görülmez. Yüksek doz kalçadan ya da damardan verilen ağrı kesiciler ameliyat sonrası barsak hareketlerinde gecikmeye ve gaz sorununa sebep olur. Epidural anestezide bu çok daha seyrek görülen bir durumdur.

Hastanın şuuru açık olduğu ve barsak hareketleri durdurulmadığı için hasta hemen ağızdan bir şeyler almaya başlayabilir.

Loğusa daha kolay ayağa kalkabilir ve daha erken evine gidebilecek hale gelir.

Bu yöntemin artıları eksileri gebeyle konuşur ve ona en uygun yol seçilerek anestezi türüne karar verilir.

Yorumlar kapatıldı.