İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Diaspora Türkiye gibi güçlü değil´

Ankara’nın tüm olanaklarını soykırımın inkârı için seferber ettiğini öne süren Aleksis Gövciyan, diasporanın çokuluslu bağlantıları ve sınırsız mali gücünün olmadığını söyledi

SABETAY VAROL Paris

Ermeni diasporasının en nüfuzlu simalarından biri olarak gösterilen Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi (CCAF) Başkanı Aleksis Gövciyan, diasporanın zannedildiği kadar güçlü olmadığını, Ermeni soykırımı iddialarının son zamanlarda gündemin ilk sıralarına yerleşmesinin de Türkiye’nin iç kavgalarından kaynaklandığını öne sürdü.

Gövciyan, Fransa Meclisi’nde bugün yapılacak “soykırımın reddinin suç sayılması” yasa teklifi oylamasından önce Milliyet’in sorularını yanıtladı. Türk aydınlarının Liberation’a gönderdiği mektup ve Ermenistan-Türkiye ilişkileri konusunda diasporanın yaklaşımı gibi başlıklarda soruları yanıtlayan Gövciyan, şunları söyledi:

Türkiye’nin iç kavgası

“Türkiye’de tek bir karar mekanizması yok. Hükümet, ordu, derin devlet arasındaki bağlantılar oldukça karmaşık. Bunları yorumlayacak konumda değilim. Avrupa’da ve Amerika’da inkârcılığın güçlenmesi sanırım Türkiye’nin içinde, birilerinin başka birilerine verdiği mesajın sonucu. Mesajda, bu gibi konularda geri adım atılmayacağı vurgulanmak isteniyor. Bu mesaj Türkiye’nin AB ile bütünleşmesini arzu edenleri yüreklendirecek türden değil. Bu yapılanlar AB üyeliğinize katkıda bulunmuyor. Türkiye’nin iç meselelerinde aktör olmak istemiyoruz. Türkiye’de birileri iç kavgalarını Fransa’ya taşımak istiyor. Biz bu mantığa yabancıyız. Problemimiz varlığımızın tanınması.

Ermeni lobisinin gücü

Biz Ermeniler, geçmişimizin, tarihimizin tanınması mantığından hareket ediyoruz. Bu amaçla örgütlendik. Davamız insani bir dava. Ama bir devlet gibi güçlü değiliz. Türk devleti, diplomatları ve elindeki olanaklarla tek hedefe, soykırımın varlığını inkâra yöneliyor. Nerede bir gelişme olsa, bir diplomat orada bulunuyor ve soykırımın inkârı için çaba gösteriyor. Biz çokuluslu bağlantıları, sınırsız mali kaynakları olan süper örgütlere sahip değiliz.

Fransa Meclisi’nde oybirliğiyle desteklendiğimizde hâlâ çıkar kavgası diyemezsiniz. Fransa’da Ermeni gettosu yok. Bize destek veren milletvekilleri bizleri, ailelerimizi iyi tanıyor. Sözcümüz olmaları doğal. Sağcısı, solcusu, komünisti, yeşili aynı amaçta buluşuyor. Yapılan Ermeni yanlısı çalışma değil, cumhuriyet değerlerinin savunulması.

Oylama konusunda tahmin yapamam. Oybirliği olması arzu edilir. Türk milletvekillerinin müdahalede bulunması, işadamlarının baskısı, emir verir üslupta yazılmış elektronik postalar. Bunlar ters etki yapıyor.

Tarihçiler konusu, esas olarak köle ticaretiyle ilgili bir tartışmadan çıkmıştı. Yahudi soykırımının inkârını cezalandıran Gayssot Yasası ve Ermeni soykırımı yasası, bu tarihçilerin düşündüğünün tersine tarih yazan yasalar değil, hafıza yasaları değil. İnkârcılığa karşı, ötekinin varlığını redde karşı yasalar.

Ermenistan’a duyarlıyız

Türk aydınlarının Liberation gazetesine gönderdikleri mektupta yasa teklifine karşı çıkmalarını anlamak mümkün. Türkiye’de yaşıyorlar.

Şunu yazın, bunu yazmayın diye baskıya uğradıklarını düşünmüyoruz. Ama baskılar bazen daha ince olabiliyor. Ermenistan, Türkiye ile ilişki istiyor. Ama soykırımın tanınması da gündeminin bir maddesi. İyi komşuluk, sınırın açılması, ticaret Ermenistan için hayati önemde. Bizler için de Ermenistan son derece önemli. Ermenistan’ın atabileceği adımlar dediniz. Ermenistan iyi komşuluk istiyor, tarihçilerden oluşmayacak, siyasi yetkiye sahip bir komisyon istiyor. Biz diaspora olarak Ermenistan’ın geleceğine çok duyarlıyız.”

Yorumlar kapatıldı.