İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırım Mağdurlarının Korunması İçin Yasa Tasarısı

Verein der Völkermordgegner e.V. Frankfurt / Main

Soykirim Karsitlari Dernegi (SKD); Kontakt: Ali Ertem Tel.: 0049/69/5970813 E-Mail: skd@gmx.net

Frankfurt, 14.05.2006

Soykırımın inkarı, soykırımın devamıdır! Soykırım mağdurlarının tehdit ve şantajdan, fiili saldırılardan korumasını yasal garanti altına almak bir insanlık görevidir!

Fransa Parlamentosundaki ‘Ermeni Soykırımını İnkar Etmeyi Cezalandırma ‘ Yasa tasarısına karşı Türkiye’nin gösterdiği tehditkar tepkileri, kamuoyuna yönelik manipülasyonları ve toplum üzerinde yaratmaya çalıştığı baskıları kaygıyla izliyoruz.

Tartışmaya açılan yasa tasarısının, hatta soykırım tarihi gerçeğini bilen ve kabul edilmesini talep eden bazı saygın aydınlarımız tarafından bile ‘Düşünce özgürlüğünün sınırlandırılması’ olarak değerlendirilmesini çok üzücü buluyoruz. Onların, soykırım mağduru Ermenilerle, soykırımcı geçmişini inkar eden TC’ni „karşılıklı inatlaşan taraflar“ olarak aynı konuma indirgemelerini, soykırım mağdurlarına karşı büyük bir haksızlık olarak değerlendiriyoruz. İşlediği soykırım fiilini inkar eden, kurbanı katil yerine koyan, sürekli tehdit savuran, Ermeni halkı değil, TC’dir. Kaldı ki, böyle bir yasa tasarısı, ne iki toplum (kurban ve fail toplumlar) arasında geliştirilmeye çalışılan samimi diyalog girişimini, nede düşünce özgürlüğünü engellemektedir. Bu yasa, insanlığa karşı işlenmiş soykırım suçlarının inkarını, tehdit altındaki mağdur halkların ideolojik ve fiili saldırılardan korunmasını amaçlamaktadır. Ayrıca Avrupa’nın birçok ülkesinde ve Fransa’da (Loi Gayssot), Holocaust kurbanlarının korunması amacıyla çıkarılmış böyle bir yasa zaten mevcuttur. Eğer ki, eleştirilecek bir yan varsa, o da aynı yasanın 1915 soykırımı kurbanlarını da kapsamı içine almakta gecikmiş olması olabilir.

Holocaust’un inkar edilmesi suretiyle kurbanların yeniden mağdur edilmesini önlemeyi amaçlayan bu yasa, Avrupa’da şimdiye kadar hiç bir şekilde düşünce özgürlüğünü sınırlandırdığı eleştirisine konu olmamışken, mesele 1915 soykırımı mağduru Ermeniler olduğunda, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri „düşünce özgürlüğü engelleniyor, iyi niyetli diyalog girişimleri baltalanmak isteniyor, Türkiye AB’den dışlanmak isteniyor“ diye gürültü koparıyorlar. Bu gürültü, gerçeklerin sürekli tahrif edildiği Türkiye’de kamuoyunu önemli ölçüde yanıltabilir. Ancak, soykırımın ne demek olduğunu bilen bir toplum, bu tür demagojik manipülasyonlarla kandırılamaz. Kaldı ki, üyelik başvurusu yapılan Avrupa Birliği açısından da, soykırım mağdurlarını korumayı amaçlayan böyle bir yasanın düşünce özgürlüğü standartları dışında görülmediği önceden bilinen bir gerçektir. Bu nedenle Ermeni soykırımı ile ilgili yasanın eşi ve benzeri yokmuş gibi sunulması, kamuoyunu yanıltmayı amaçlamaktadır.

1915 soykırımının Türkiye tarafından inkar edilmesi bir yana, sürgün ve soykırım nedeniyle ülkelerinin dışında yaşamak zorunda bırakılan Ermeni, Asuri/Süryani ve Helen diyasporası, giderek artan, hem ideolojik hemde fiili bir tehditle kaşı karşıya bulunmaktadır. Irkçı odakların, Mehmet Talat, İsmail Enver ve Cemal gibi soykırımın baş mimarlarını anma eylemlerini Avrupa başkentlerine taşımaları, soykırım mağdurlarını, bu ülkelerde bulunan Türk cemaatleriyle karşı karşıya getirmeyi amaçlamaktadır. Fail toplumun inkarcılarının, soykırım mağdurlarını haklı taleplerinden feragat etmeye zorlandığı bir dönemde böylesi koruyucu bir yasanın, 1915 soykırımı kurbanları için de çıkarılmasını talep etmek demokratik bir istemdir. Soykırımın mağdurlarla, failler arasında bir sorun olmadığı da göz önüne alındığında, soykırım mağdurlarının, tehditlere karşı korunmalarını, eşit hak ve güvencelere sahip olmalarını savunmak, insan hakları ve demokrasinin bir gereğidir.

Ali Ertem, I.Bülent Gül, Recep Maraşlı

Yorumlar kapatıldı.