İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hokkabazlık…

Oktay Ekşi

DÜNKÜ gazetelerin bize en ilginç gelen haberi Hürriyet’te çıktı:

Arkadaşımız Uğur Ergan’ın Ankara’dan bildirdiğine göre “Türkiye, sözde Ermeni soykırımını kabul eden ülkelere karşı ciddi şekilde tavır gösterme kararı” almış.

Bunun ilk bedelini de Kanada’ya ödetmeye karar vermişiz…

“Türkler Ermenileri soykırıma tabi tuttular. Kökümüzü kuruttular” iddiasıyla Los Angeles’taki Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile Konsolosumuz Bahadır Demir’in 78 yaşındaki Ermeni Gurgen (Karakin) Yanıkyan tarafından şehit edildikleri tarihi anımsıyor musunuz?

O gün takvimler, 27 Ocak 1973’ü gösteriyordu.

O tarihten 2006 yılına kadar 27’si “diplomat” olmak üzere Ermeni terör örgütü kurşunlarına hedef olan dış görevlilerimizin sayısı 39’u buldu.

Bu cinayetlerin hepsi de yukarıdaki gerekçeyle işlendi.

Cinayet şebekesi ASALA’yı koruyan Fransa’ya onca yıl ses çıkarmadık. Dünyanın 18 ülkesi parlamentolarında “Türkler Ermenileri soykırıma tabi tuttular” diyen kararlar aldılar. Ama biz, 2001 yılında Bülent Ecevit’in Paris Büyükelçimiz Sönmez Köksal’ı geri çağırması hariç, göstermelik demeçlerden öte bir şey yapmadık.

Merhum Paris Büyükelçimiz Hasan Esat Işık’ın Marsilya’da ilk “soykırım” anıtının 1970’li yılların başında açılmasına tepki göstererek Türkiye’ye dönmesi, Şükrü Elekdağ’ın Washington Büyükelçimiz iken başlatıp hálá en az aynı hızla yürüttüğü mücadele, Emekli Büyükelçiler Onur Öymen, Gündüz Aktan, Ömer Lütem, Bilal N.Şimşir ile merhum Büyükelçi Kamuran Gürün’ün her platformda sürdürdükleri kavga, şimdiki Dışişleri Sözcüsü Büyükelçi Namık Tan ile diplomatlarımızdan Fazlı Çorman ve bu saydıklarımıza ilave edilebilecek -isimlerini şu anda anımsayamadığımız- bir elin parmaklarından fazla olmayan diplomatlarımız da olmasa, devlet olarak ortaya çıkıp da gururla anacağımız hemen hiçbir şey yapmadık.

Bunu daha önce de böyle yazdık diye bize en çok diplomatlarımız kızdı.

Nihayet yani ilk cinayetin üzerinden 33 yıl geçtikten ve aralarında Fransa, Almanya, İsviçre, Hollanda, İsveç, Yunanistan, Rusya, Polonya gibi nispeten daha çok ve yakın ilişki içinde olduğumuz 18 ülke bizi “soykırım katili” diye ilan ettikten sonra devletimiz, bu ülkelere karşı ciddi şekilde tavır almaya karar veriyor.

Günaydııın! derler adama…

Bu şiddetli karar gereğince Kanada firmaları, Türkiye’de kurulması söz konusu nükleer enerji santralı ihalelerine alınmayacaklarmış.

Peki onları almadınız… Diyelim ki iyi ettiniz.

Ya Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç ve hatta Rus firmaları bu ihaleye girmeye kalkarsa ne diyeceksiniz?

O ülkelerin “soykırım” kararları, Kanada’nınkinden pek mi iyi?

Efendim, Türkiye soykırım konusunda bir karar almaması için Kanada’yı çok uyarmış da… O yüzden kırgınmış.

Öteki ülkeler alırken Türkiye uyuyor muydu? Onlara uyarı yapılmadı mı?

Yapılmadıysa o kötü… Yapıldı da dinletemediyse Kanada’dan farkı ne?

Biraz daha ciddi, biraz daha samimi, biraz daha tutarlı olmak yok mu?

Yorumlar kapatıldı.