İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Densizler… Sürüsüne bereket!

Aziz Karaca

Densizler, densizlikler, nankörler, nankörlükler, alçaklar, alçaklıklar ve çukur adamlar… Türk milletinin talihsizliğimidir nedir? Bu tipler, bu tiynetteki yaratıklar içimizde hiç eksik olmamışlar.

Devletimizin güçlü olduğu dönemlerde bu densizler, kuyruklarını toplamış uslu uslu usulünce oturmuşlar ve hiçbir haktan da mahrum olmamışlardı. Buna rağmen, devletimizin zayıfladığını, otoritenin zaafa uğradığını hisseder etmez önce sözlü saldırılar ve sataşmaları, ardından da fiili saldırıları başlatmışlar.

Geçtiğimiz günlerde bu densizlerden birinin densizliğine, küstahlığına ve edepsizliğine şahit olduk. Konuştuğu ortamda sarf ettiği densiz cümleyi, anında mağara ağzına tıkayacak bir delikanlının çıkmamış olduğuna hayli üzüldük.

Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob, Erciyes Üniversitesinin düzenlediği bir toplantıda, milli egemenliğin ve bağımsızlığın sembolü olan temsili kurtuluş törenlerinin “densizlik” olduğunu söylemiş ve eklemiş; “temsili kurtuluş gösterilerinde yaşanan densizlikler düşmanlık tohumu ekiyor!”

Bir ermeni papazı, ekmeğini yediği, ocağında barındığı Müslüman Türk Milletine böylesine salya–sümük, böylesine densizce saldırabiliyorsa üç buçuk yıllık AKP hükümetinin, devlet otoritesini ne hallere getirdiğini varın siz düşünün.

Bu densiz papaz, demek istiyor ki; Osmanlının dağılma sürecinde bizim dedelerimizin işledikleri cinayetleri, yaptıkları katliamları artık unutun ve çocuklarınıza da unutturun. Her ilin, her ilçenin bir kurtuluş günü var, bunların yıldönümlerinde gösteriler, merasimler yapmaktan vazgeçin. Bu şehirlerin kimden kurtarıldığını ise hiç gündeme almayın.

Bu densiz papazın mantığına göre masum insanları, kadınları, çocukları samanlıklara, camilere doldurup ateşe vermek, ateş topuna döndürülmüş mandaları bu insanların içine salmak sıradan bir iş imiş, düşmanlık tohumlarını ekmez imiş ama seksen küsur yıl sonra bunları yeni nesillere anlatmak düşmanlık tohumlarını eker imiş ve bu densizlik imiş.

Bu densiz patrik, bu kadar derin densizliği yapma cüretini, taşları bağlayıp köpekleri salıveren AKP iktidarından aldığını biliyoruz. Ama patrik çok iyi bilir ki, mahkeme kadıya mülk olmaz. Pek yakında, yerin altındaki şehitler ile kolu bacağı kopmuş gazileri ile topyekûn Müslüman Türk Milletinin hak ve hukukuna sahip çıkacak duyarlı yönetimler iş başına gelecektir.

Bu densiz papaz, bırakalım seksen yıl evvelini bugün Mehmetçiğimizin, polisimizin canına kast eden conilerin birçoğunun kendi dindaşları olduğunu, bu milletin bilmediğini mi zannediyor?
Erzurum’un Tuzcu köyündeki beş yüz yetmiş insanın yakıldığı harabeyi soran çocuklarımıza, Alaca köyündeki soykırım anıtını soran gençlerimize ne diyeceğiz? Ermeniler bu köylere uğramamış mı diyeceğiz? Ermenilerin tutuşturduğu samanlıktan, bir şekilde yara–bere içinde kurtulan çocuklar, bugün doksan–yüz yaşında ve aramızda yaşıyorlar. Onların yaşadıklarını, yanık izlerini, anlattıklarını nasıl değiştireceğiz?

Kucağında oturduğun, ocağında barındığın, himayesinde saltanat sürdüğün millete ihanet etmek, silah çekmek, Adana’da, Antep’te Fransız askeri üniforması ile katliamlar yapmak alçaklık değil, densizlik değil de, bütün bu cinayetleri yeni nesillere anlatmak densizlik öyle mi? Ve siz din adamı kisvesi ile bu densiz cümleleri sarf ediyorsunuz.

Değişen bir şey yok. Dün, fırsattan istifade ile Anadolu’da Müslüman kanı akıtan, köyleri, kasabaları ateşe veren densizlerin torunları bugün, meydanı boş bulup densiz densiz laflar ediyorlar.
Ermeni patriği tarafından densizlikle itham edilen valiliklerin, belediyelerin tepkilerini merak ediyorum.

Milletin tepkisini sorarsanız, aziz milletimiz, bu çeşit zırvalardan son derece rahatsız.

Yorumlar kapatıldı.