İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Polonyalı bakandan, Ermeni sorunu girişimi

Ferai Tınç

ÜLKESİNİN tanınmış tarihçileri arasında yer alan Polonya Dışişleri Bakanı Stefan Meller, Ermeni sorununa çözüm için devreye girme hazırlığında.

Resmi bir ziyaret için önceki gün Türkiye’ye gelen Polonya Dışişleri Bakanı, İstanbul’da yaptığımız uzun söyleşide Türkiye ve Ermenistan’dan iki tarihçiyle birlikte Ermeni soykırım iddialarını tartışmak istediğini söyledi.

“Tarihçi olarak hayalim, Ermeni ve Türk tarihçilerle oturup, bir yandan rakı ve şarap içerek bu konuları tartışmak. Kavga için değil anlaşmak için tartışmak. Bizim, Polonya’nın İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanlarla kat ettiğimiz acı ve zor yolun deneyimlerinin yararlı olacağına inanıyorum. Ayrıca, biz Polonyalı tarihçilerin, Alman ve Ukraynalı tarihçilerle bir arada kendi zor konularımızı konuştuğumuz toplantıların deneyimi var. Her toplantıda önce kan konuşuluyordu, sonra acılar ağır basıyordu, ama konuştukça gerçeklere ulaşıyorduk” diyor Polonyalı Bakan.

Meller, öneriyi haziran ayında ziyaret edeceği Erivan’a da götüreceğini söylüyor.

Polonya Dışişleri Bakanı’nın açıklaması sadece bir tesadüf mü? Sanmıyorum.

O zaman Polonya’nın, Ermeni sorunuyla ne ilgisi var diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Bunun çeşitli nedenleri var.

* * *

POLONYA Parlamentosu geçen yıl Ermeni soykırım iddialarıyla ilgili bir karar tasarısı kabul etti. Dışişleri Bakanı, “Bu karar ile geçen yüzyılda binlerce insanın çektiği acının anılması amaçlandı. Ama bu parlamentonun kararıydı, hükümetimizin resmi tutumu değil” dese de 24 Nisan’da Türk Büyükelçiliği önünde gösteri de dahil çeşitli soykırım anma hazırlıkları yapıldığı haberleri geliyor.

Bu olaylar, sorunsuz ilerleyen iki ülke ilişkilerinde istenmeyen gerginliklere yol açıyor bu birinci neden.

Polonyalı bakan ise nedenini şöyle açıklıyor:

“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Polonya’da kimse Almanca konuşmak istemezdi” diyor Meller, “Ben o yılları anımsıyorum. Alman azınlığa Nazilerle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Polonya hükümeti şiddet uyguluyordu ve hepimiz bunu doğal karşılıyorduk. Almanlardan nefret ediyorduk. Ama bugün artık o dönemle ilgili hataları anlatan kitaplar yazıyoruz. Halklar kendilerini özgür hissettiklerinde geçmişleriyle yüzleşebiliyorlar. Avrupa Birliği’nin temelinde, bütün günahlarını açıklayan, dolaplarındaki cesetlerden bahseden ve ’unutmayalım’ diyen siyasetçilerin cesareti var. Savaşsız yarınları inşa etmenin en önemli unsuru nefretsiz hafızadır.”

Polonya, bu konuda deneyimli bir ülke olarak etkili olabileceğini düşünüyor.

* * *

POLONYALI bakanın Türkiye ziyareti, ülkesinde Auschwitz kampıyla ilgili tartışmaya denk geldi. Yabancı basında Auschwitz’in “Polonya kampı” olarak anılmasının önüne geçemeyen ve ülkelerinin adının soykırım ile birlikte anılmasından rahatsız olan Polonya Dışişleri Bakanlığı, kampların adını “Eski Nazi Alman Konsatrasyon Kampı Auschwitz” olarak değiştirmek için UNESCO’ya başvurdu. Sonuç haziran ayında alınacak. Ancak bu girişim, Dünya Musevi Kongresi’nin,”Tarihi yeniden yazmak istiyorlar. Sorumluluklarından kaçmak istiyorlar. Auschwitz, Polonyalıların gözleri önünde faaliyet göstermişti” gerekçesiyle tepkisini çekti. Alman Berliner Zeitung Gazetesi de girişime, “Auschwitz sadece Nazilerin değil bütün soykırım girişimlerinin sembolüdür” diyerek karşı çıktı.

Polonya Dışişleri Bakanı’nın, görüşmemizin büyük bir bölümünü bu konuya ayırmasının bir nedeni belki de bu canlı tartışmanın etkisiydi.

Tabii bakan, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediklerini, Kıbrıs’ın soruna taraf ülkeler arasında bir mesele olduğunu ve BM şemsiyesi altında çözülmesi gerektiğini de söyledi. Bir Avrupa Birliği üyesi ülkenin Dışişleri Bakanı olarak, “Türkiye üzerine düşenleri yapmalıdır, Ermeni meselesinin çözümü de bunlardan biridir” de dedi.

Yorumlar kapatıldı.