İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni cemaatinde çatlak büyüyor

ANKA

Gazeteci Hrant Dink, İstanbul’da yayınlanan gazetelerin asıl derdinin “dördüncü kuvvet olabilmek” olduğunu söyleyen Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’a tepki gösterdi. Dink, Patrik Mutafyan’ı, “her dediğini dinleyen ve ona göre hareket eden, sürekli etrafında dolaşan bir müritler topluluğu yaratmak” istemekle suçladı.

Hrant Dink, Agos Gazetesi’ndeki köşesinde “Biz mürit değiliz” başlıklı yazısında, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’ı eleştirdi. Agos’un Patriklik makamı ve o makamda oturan Patrik ile ilişkisinin 11 yıllık bir geçmişi olduğunu dile getiren Dink, Patriklik makamı ile aralarında belli bir mesafe olmasının kendi tercihleri olduğunu belirterek, bunun nedenini şöyle açıkladı:

PATRİK TAHAMMÜLSÜZ

“Birincisi, mesafeli kalıp eleştiri hakkımızı muhafaza etmek istiyorduk; ikincisi ise sivri dilliydik, devletle veya hükümetle her an başımız sıkıntıya girebilirdi. Dolayısıyla bir miktar kendimizi kurumlarımızın dışında tutmamız onların başını ağrıtmamak açısından da gerekliydi.”

Ne var ki bu duruşlarının iyi niyetle değerlendirilmediğini, ya kendilerini beğenmişliğe verildiğini ya da topluma ayrı bir güç olma istekleri varmış gibi yansıtıldığını anlatan Dink, “Ayrı bir güç kavramı aslında bizim durumumuzu yansıtmaktan ziyade, Patrik Hazretleri’nin kendisinden bağımsız bir kesime tahammülü olmadığının göstergesiydi” dedi.

PATRİK İLE İKTİDAR MÜCADELESİNE GİDECEK DEĞİLİM

Dink, oysa kendisinin ne Türkiye Ermeni toplumunun, ne de onun herhangi bir kurumunu yönetmeye talip olmadığını vurgularken, “Ben patrik de olacak değilim ki Patrik Hazretleri ile bir iktidar mücadelesine gireyim. Daha açık konuşayım, sivil bir toplum ve sivil bir temsilcilik arzu ediyorum ama asla bu yerlerin de taliplisi değilim” dedi.

PATRİĞİN AKLI FİKRİ KUVVETTE

Dink, Patrik Mutafyan’ın bir söyleşisinde, “İstanbul’da yayınlanan gazetelerin asıl derdi dördüncü kuvvet olabilmektir…” dediğine işaret ederken, “Göründüğü gibi bu cümle aklını fikrini ’kuvvet’e yoğunlaştıranın asıl kim olduğunu çok net ortaya koyuyor” dedi. Dink, aynı söyleşide patriğin, “Patriklik basın bürosundan kendilerine ulaştırılan bir haber veya bir ilanı aynen yayınlamalılar, daha sonra aynı sütunda ayrımcılık, bölücülük ya da terslik ruhu sergilenmeden, azınlık toplumunu ve kurumlarını, diğer cemaatler nezdinde küçük düşürücü konuma sokmadan ve rezil etmeden kendi düşüncelerini yansıtabilirler” diyerek, patriğin kendilerine nasıl gazetecilik yapmaları gerektiğinin sınırlarını çizdiğini ifade etti. Dink, patrik ile başından beri ayrı düşmelerinin ipuçlarının bunlar olduğunu kaydederken, yazısını şöyle noktaladı:

PATRİĞİN ARZUSU MÜRİTLER TOPLULUĞU YARATMAK

“Patrik 2. Mesrob Hazretleri kendisinden öncekilerden farklı olarak Türkiye Ermeni toplumunun istisnasız tüm dini ve sivil kurumlarını kendi blokajı altında tutmaya ve onların kendi istediği gibi davranmalarına özel dikkat sarfediyor, tedbirler alıyor. Bu konuda nice bildiriler yayınladı, toplum kendisinden izinsiz herhangi bir etkinlikte bulunmasın, kendisinden izinsiz herhangi biri konuşmasın diye. Sadece kurumlar değil, herkes kendisine tabi kalsın istiyor. Arzu ettiği tek şey, her dediğini dinleyen ve ona göre hareket eden, sürekli etrafında dolaşan bir müritler topluluğu.”

Yorumlar kapatıldı.