İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırımcı Provokasyonu engellemek bir insanlık görevidir!

Verein der Völkermordgegner e. V. Frakfurt / Main

Soykırım Karşıtları Derneği (SKD) Kontakt: Ali Ertem Tel.: 069/5970813, E-Mail: skd@gmx.net

Soykırımcı Provokasyonu engellemek bir insanlık görevidir!

Demokratik kamuoyuna!

Ermeni Soykırımı, dünyanın uygar halkları için kamu vicdanında mahkum edilmesi zorunlu, tarihi bir gerçeklik olarak kabul görüyor. Buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti, gerek 1915’ten 1918’e kadar Osmanlı egemenliği altında, gerekse 1919’dan 1923’e kadar cumhuriyetin kuruluş aşamasında Hıristiyan halklara karşı işlenmiş soykırım suçunu inkar etmeye devam ediyor. Tarihi gerçekleri kabul ederek mağdur halklardan özür dilemek yerine, çareyi tamamen yalana ve iftiraya dayalı propagandanın dozunu arttırmakta arıyor. Artan kamu oyu baskısı karşısında Ermeni, Helen ve Süryani halklarının katli için „Tehcir“ (sürgün) adı verilen soykırım fiilini, en mantıksız argümanlarla, „o günün koşullarında alınması zorunlu bir tedbir“ olarak propaganda ediyor. Tarihi gerçeklerin bilincinde olan demokratik kamuoyu nezdinde hiç bir kıymeti olmayan bu yalanın iyice ayyuka çıkmış olması, inkarcı devlet erkini, sağduyudan büsbütün uzaklaştırıyor. Toplumun tarihi geçmişi ile yüzleşmesi önündeki engelleri kaldırmak yerine, Talat Paşa, Cemal Paşa, Enver Paşa Sait Halim Paşa, ve Dr. Bahaddin Şakir gibi soykırım katillerini, Türk toplumu nazarında putlaştırmayı amaçlıyor. Kamuoyunca da bilinen Doğu Perinçek ve Rauf Denktaş gibi bazı neo-faşist provokatörleri devreye sokarak milyonların katili Talat Paşayı anmak için Berlin’e bir „çıkartma harekatı“ düzenlemeyi planlıyor. Gerek Türkiye’de, gerekse Avrupa’da beyni resmi ideolojinin ırkçı propagandası ile yıkanmış Türk toplumunu, “Bayrağını Al Berlin’e Gel” çağrısıyla, milyonların katili Mehmet Ali Talat’a yandaş olmaya davet ediyor.

Nazi faşizminin insanlığa karşı fütursuz meydan okuma tavrına denk düşen bu girişim, sadece soykırım mağduru halklara karşı bir savaş ilanı, ve yeni bir provokasyon olarak algılanamaz. Bu girişim aynı zamanda, TC’nin İttihat ve Terakkiden devraldığı soykırım konseptinden günümüz koşullarında da vazgeçmediğinin en açık göstergesidir. Bu tavrıyla TC, hem Avrupa da, hem de Orta Doğu da barış ve demokrasi önünde ciddi bir engel olduğunu gösteriyor.

Nihayetinde katilleri insanlığa karşı işledikleri suçları nedeniyle onurlandırmaya kalkışanlar, ya kendileri de katildirler, ya da katil olamaya adaydırlar. Talat, Enver, Bahaddin Şakir veya Topal Osman gibi soykırım suçlularını, Türk milletinin „ilahi şehitleri,“ „şanlı ataları“ ilan edenlerin, yeni kanlı planların peşinde olduklarından hiç kimsenin kuşkusu olamaz. Nihayet bu gün de aynı zihniyetin soykırımcı müdahalelerine hedef olan Kürt halkı, tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşmaktadır. Dün Ermeni halkının katline gerekçe edilen „argümanlar“, bu gün de Kürt halkının „tehciri“ ve katli için kullanılıyor. İnsanlık ne soykırımın inkarına, nede yeni soykırım harekatına seyirci kalmamalıdır. Eğer ki, Ermeni Soykırımını tanıdığına dair karar alan ülkeler ve AB-Parlamentosu, özellikle de Federal Almanya, bu provokasyona seyirci kalıp, onu boşa çıkaracak gerekli tüm önlemleri almazlarsa, kararlarının sadece kamu oyunun öfkesini yatıştırmak için atılmış göstermelik bir adım olduğu kanaatini yaratmış olurlar.

Mevcut AKP-hükümeti, Avrupa Birliği ile müzakerelere başlanmasından bu yana özellikle de demokrasi ve insan hakları alanında tam bir kara mizah örneği sergilemektedir. Halbuki Türkiye’de demokrasi ve insan hakları, Türk olmayan halkların yaşam hakkına, hak ve özgürlüklerine kilitlenmiş bulunuyor. Ancak temeli soykırım üzerine inşa edilmiş bu sistem, hangi „iyi niyet“ açıklamasında bulunursa bulunsun, hangi uluslar arası antlaşmaya imza koyarsa koysun, hiç birini gerçek anlamda hayata geçirmiyor. Sistem, her ne pahasına olursa olsun, mono etnik devlet egemenliğini tesis etme stratejik hedefinden vazgeçmiyor. Bunun için tam bir soğukkanlılık içinde, her türlü kirli yöntemi (dezinformasyon, tehdit ve şantaj, tarih çarpıtma, mevcut sınırların ihlali ve komşu ülke topraklarının işgali, soykırım mağduru halklara iftira, ülke içi muhalefeti, özellikle de örgütlü Kürt Ulusal Hareketini tasfiye girişimi vb.) devreye koyarak, soykırım sabıkalı egemenliği ayakta tutmaya çalışıyor. „Berlin Talat Paşa harekatı“ bu çabanın doğrudan devamıdır ve soykırımcı bir provokasyondur. İster Türk, ister Kürt, ister Müslüman sünni, ister Alevi, insan haklarına saygılı hiç bir kimse, ırkçı provokatörlerin tuzağına düşmemeli ve katile saygı göstermemelidir. İnsan hak ve özgürlüklerine saygılı demokratların yeri, hak ve adaletin takipçisi olan soykırım mağduru halkların yanıdır.

Talat Paşa gibi katillerin anısı için saygıya durmak, Hitler’e tapınmak demektir!

Soykırımcı provokasyonu boşa çıkarmak bir insanlık görevidir!

Mehmet Ali Talat
“Cemiyetin talimatı gereğince Hükumet, Türkiye’deki bütün Ermenilerin kökünü kazıma kararına varmıştır. Bu emir ve karara uymayanlar yada karşı çıkanlar vatandaşlıktan çıkarılacaklardır. Kadınları, çocukları, hastaları da kapsayan imha emrinin tatbiki, nedenli acımasız, trajik görünüyor da olsa, Ermeni varlığına son verene kadar, hissiyata kapılmaya, vicdanın sesini dinlemeye yer olmayacaktır.”

15 Eylül 1915, Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Mehmet AliTalaat

(Talaat Paşa davası tutanağından; Berlin Eyaleti lll. Jüri Mahkemesi. Dosya numarası ve tarihi: C.J. 22 / 21, 2 ve 3 Haziran 1921; Bilirkişi Heyeti tarafından incelendikten sonra, Mahkemece kabul edilen ve orijinali dava dosyasına alınan şifreli telgraf) Doğan Akhanlı tarafından Türkçe’ye çevrilen “Talat Paşa Davası Tutanakları” Belge Yayınları s. 177

Adolf Hitler

“Ben emrimi, (…) savaşın sadece bir alanın kazanılması anlamına gelmediğine, bilakis rakibin fiziksel imhası anlamına geldiğine dair vermiş bulunuyorum. Böylece (. . . ) Polonya kökenlilerin, Lehçe dilini konuşan kim varsa, kadın, erkek, çocuk, ayrım yapmadan tümünün, soğukkanlılıkla ve acımasızca kökünü kazıtmak için doğuda, özel olarak kuru kafa armalı birliklerimi görevlendirmiş bulunuyorum. İhtiyacımız olan yaşam alanını, ancak böyle kazanabiliriz. Bu gün Ermenilerin imhasından kim söz ediyor?”

Adolf Hitler Nazi Almanysı Führer’i

Alman dış politikası dosyaları 1919 – 45, Alfabetik seri D, VII, No 193, sayfa: 117, 1. 1.Açıklama, “Der Prozess Talaat, Pascha”, Reihe pogrom, aktaran Dr. Tessa Hoffmann

Her ikisi de soykırım suçlusu ve milyonların katildirler!

Yorumlar kapatıldı.