İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Keşke

Ruhat Mengi

Dün VATAN Gazetesi Prof. Halil Berktay’ın açıklamasını bu başlıkla vermişti ve kendisi de hakkındaki iddianın bir komplo olduğunu söylüyordu (halâ da söylüyor.)

Ona hak vermek istedim, “Keşke komplo olsaydı” düşüncesi geçti aklımdan. Ama işte; Stephen Feinstein’ın Yusuf Halaçoglu ile Gündüz Aktan’in PBS televizyonunda gösterilecek olan ve “Ermeniler’in hazırlattığı “Ermeni Soykırımı’ belgeseliyle ilgili olarak” konuşmalarının engellenmesi hakkında görüş sorması üzerine yazdığı mailin İngilizce orijinal metni önümde duruyor.

Berktay “mail göndermediğini, Michigan Üniversitesi’nin web sayfasına görüşünü yazdığını” söylüyor. Oysa yazdığı mail, aralarında Feinstein, Libaridian, Sassoun isimlerinin de olduğu 6-7 kişiye birden gönderilmiş. Aynı metni bir de Michigan Üniversitesi’nin sitesine yazdıysa o başka ama kendisiyle benzer görüşteki akademisyenlerin oluşturduğu ve aralarında haberleştiği bir “yahoo mail grubu” na da yazdığı muhakkak.

Birinci ‘yanlış’; Feistein

Konu o kadar derin ve uzun ki kısaca anlatmak zor olacak. Dün verdiğim internet adresinde (Türkcesi “Ermeni Masalı” olan tallarmaniantale’de) Ermeni tezlerini çürüten ve Holdwater takma adıyla yazan bir Amerikalı tarihçinin Minnesota Üniversitesi yönetimine yazdığı mektup var. Bu mektupta Holdwater, aynı üniversitenin Soykırım Merkezi Başkanı Stephen Feinstein’ın Ermeni soykırım iddiasını desteklerken Türklere ve tarihe fazlasıyla önyargılı yaklaştığını, bu konuda sürekli olarak taraflı faaliyette bulunduğunu, daha da ötesi Minnesota Üniversitesi’nin genel olarak Ermeni lobisinin çalışmalarına destek verdiğini söylüyor ve onları “gerçekleri objektif tartışmaya” davet ediyor.

Yani sadece Feinstein değil, Taner Akçam’ın da çalıştığı Minnesota Üniversitesi (benim de yazılarımda belirttiğim gibi) genel olarak Türklerin soykırım yaptığının kabulü için çalışıyor. Feinstein hakkındaki kesin kanıt ise şu; 9 Mart 2000 tarihinde NewYork Times’da “Batı demokrasilerinin Ermeni soykırımını tanıması” için çağrıda bulunan 126 akademisyen arasında Prof. Feinstein da var (http//www.chgs.umn.edu/ Histories_Narratives_Documen/Armenian-Genocide/Public_Petitions/P).

Bunu yazmamın nedeni Halil Berktay’ın “Feinstein’ın soykırım iddiasını savunmadığını” gayet emin bir ifadeyle söylemesi… Acaba Prof. Berktay buna ne diyecek?

Gelelim “O üniversitenin web sayfasına yazdım” dediği Michigan Üniversitesine. Bu üniversitede de yine iddianın ateşli destekçilerinden ve Berktay’la aynı “yahoo group”ta olan tarih profesörü Libaridian ile onunla tıpatıp aynı görüşleri paylaşan “bizim” profesör Fatma Müge Göçek var. Ki ABD’den gelen bilgilere göre Prof. Göçek PBS TV’nin aynı belgeseli içinde Türk devleti aleyhine ve soykırımı savunan güzel(!) bir görüş de bildirmiş. Amerikan Üniversiteleri ne “tarafsız” çalışıyor ve bizim (Ermeni milliyetçileri gibi ve 1915 ve öncesindeki olayları gözleriyle görmüş, yaşamış gibi konuşan) akademisyenlerimiz bu üniversitelere ne güzel yayılmışlar değil mi? (Bu konuda daha geniş bilgiyi gelecek yazılanında vereceğim.)

İkinici yanlış; mail grubu

Halil Berktay, söz konusu maili “armenian@yahoogroup.com” adresine yazmış ve bu yazıya cevaben kendisine Libridian’dan “glibarid@umich.edu” adresinden bir mail gönderilmiş. Aynı maili bilgi olarak Stephen Feinstein’ın “feinstein 001@umn.edu” adresi ile Hamt Sassounian a da gönderilmiş.

Görüldüğü gibi belli kişiler aralarında mailleşiyorlar. Bunu açıklamaktan çekinmeye ve başkalarını yalancılıkla suçlamaya ne gerek var? Biz de akademisyenleri etik davranmaya davet edebiliriz, ki ediyoruz.

İşte o paragraf!

Şimdi de Halil Berktay’ın “Birileri ciddi ciddi benim Michigan Oniv. web sayfasına yazdığım mektubu aşırmış ve üzerinde oynamış” dediği (ve Feinstein’ın onu onayladığı) mailin istenmeyen paragrafının orijinal halini veriyorum. İnternet uzmanlarından öğrendiğime göre maillerin orijinalini normal bir internet kullanıcısı asla değiştiremiyor, ekleme yapamıyor, bunu değiştirmeyi ancak “çok ileri düzeyde bir hacker” başarabiliyor ki bu durumda bile üniversiteler maillerin kaydını tuttuğu ve “server”lardan silinemediği için ortaya çıkıyor. (Bilgisayarın IP adresinden de anlaşılabilirmiş.)

Bu mailde Berktay “reddedicilerin görüşünü açıklamasına karşı çıkılmasının tümüyle inandırıcılıktan uzak bir pozisyon yaratacağını, çok fazla protesto eder bir görüntü olacağını ve reddedicilerin eline koz vereceğini söyledikten sonra şunları yazmış:

“While we may know the truth about the likes of Aktan and Halaçoglu, the point is to get the general public to recognize it… Including what is decisive in the long run, i.e. the Turkish public in Turkey and outside Turkey. We should find some Turks that can speak like us, make statements fitting our needs. It is need to find support for ali these tasks.”

Acaba “kendileri gibi konuşacak Türkler” i ikna etmek için istediği “destek” onları yemeğe götürmek veya plaket vermek midir?

H. Berktay’a sormak lâzım!

(Not: Dün yazımın bir bölümünde “mail”leri aldığım internet sitesinin adını yanlışlıkla “Son Nokta” olarak yazmışım, aynı yazıda daha sonra doğrusunu da verdiğim sitenin adresi “www.sonsayfa.com”dur. Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Özışık ise Akşam, Sabah ve Milliyet gazetelerinde 14 yıl çalışmış ve 6 yıldır da internet gazeteciliği yapan bir gazeteci..)

Yorumlar kapatıldı.