İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Bağımsız tarihçi´nin tarihi yazışması!

Ruhat Mengi

Sanıyorum, Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi Halil Berktay kendisiyle aynı görüşü paylaşıp, benzer faaliyetler içinde olan bir grup akademisyen ve yazarla birlikte koro halinde söyledikleri “bağımsız tarihçi” nakaratının çöküşün-deki rolüyle tarihe geçecektir.

Dün “Halil Berktay mı, diaspora mı” başlıklı yazımda, Ermeni soykırımı olduğu iddiasının en ateşli savunucularından Berktay’ın, Amerikan PBS televizyonuna soykırım filmi sunan, bunu finanse eden ve Türklerin olayı anlatan filminin de yayınlanmasını engelleyen Ermeni diasporasıyla “davayı kazanmak için ortak strateji oluşturma” çabalarından söz etmiştim.

Amerika’daki Ermeni lobisinin aynı zamanda TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu ile Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan’ın da aynı kanalda konuşma yapacaklarını duyunca fena halde bozulduklarını ve bunu engelleme konusunda “bağımsız tarihçi” Halil Berktay’a başvurduklarını, onun da cevaben çok ilginç bir “mail” gönderdiğini söylemiş ve bu yazışmanın içeriğini vermiştim.

Ermeni diasporasını destekleyen; Minnesota Üniversitesi Katliam ve Soykırım Çalışması Merkezi Profesörü Stephen Feinste-in’e yazdığı cevapta Halaçoğlu ile Aktan gibi Türkiye’nin -biri Tarih Kurumu Başkanı, diğeri diplomat- değerli iki insanını “faşistimsi neonasyonalist, reddedici devletin adamı, gerçeklerin düşmanı” olarak tanımlayan Berktay, “halkın genelinin soykırım tanımasını sağlayacak eylemlere girişilmesi gerektiğini, başarıyı böyle sağlayabileceklerini” öneriyor, “Uzun maratonda neyin belirleyici olduğu dahil edilerek harekete geçmelidir. Bizimle aynı paralelde açıklama yapacak Türkler bulunmalı, onlara bu sözler söyletilmeli, bunun fi-nansal kaynağı sağlanmalıdır” diyordu.

Bu sözler sadece Ermeni diasporasıyla aynı ağzı kullandığını göstermekle kalmıyor, soykırım iddiasını kabul ettirmek için “bu konuda konuşanlara para verildiğini ve verilmesi gerektiğini” de kendi ifadesiyle açıklıyordu.

Yazımdan sonra Prof. Halil Berktay’dan bir itiraz gelmedi. Gelemezdi de, zira “bağımsız” olduğunu iddia eden ve kendisiyle aynı fikirde olmayanları da “devletçi” olarak tanımlayan Profesör bu yazışmayı hiç çekinmeden Üniversite’deki kendi mail adresinden: (hberktay@sabanciuniv.edu) yapmıştı.

Berkay ve arkadaşlarına çağrı

Bu yazışmalarda Halil Berktay “Halaçoğlu ve Aktan’ ın konuşmasını engellemesinin onların (reddedicilerin) eline koz vereceğini” de söylüyor ve mektubunu şöyle bitiriyordu:

“Bütün bu nedenlerden dolayı, bugün ya da yarın oturacak, son istanbul konferansının bütün katılımcılarına bir mektup yazarak durumu açıklayacak, Stephen Feinstein’ın bahsettiği eylemi boykot etmemeleri, benim söylediğim yönde bir çalışma yapılması çağrısında bulunacağım.”

Bundan hemen sonra Ermeni diasporasından Gerard Libaridian (Michigan Üniversitesi Tarih Profesörü), Halil Berktay’ın haklı olduğunu ve onun önerdiği çizgide bir yol izlemenin Türkiye’yi zor durumda bırakmaya daha uygun olduğunu belirtiyor.

Olay, aynen İngilizce yazışma metnini çevirisiyle budur.

Türkiye’nin kendi akademisyen ve yazarlarının diğer ülke üniversitelerinde, medyasında yaptıkları diaspora destekçisi konuşmalar yetmiyormuş gibi, bir de kendi ülkeleri, toplumları yerine onlarla “ortak çalışma ve strateji oluşturma” durumlarının ortaya çıkması çok ama çok üzücü tabii…

Ben de şimdi onlara bir çağrıda bulunacağım, başta Halil Berktay ve Taner Akçam olmak üzere tüm “konferans ekibi” ne…

Yıllardır bıkıp usanmadan dünyayı gezip “Türkiye’de soykırım iddiası konuşulmuyor, bize baskı yapılıyor, devlet gizliyor” diye bas bas bağırarak bir yandan tarihe, bir yandan da “soykırım olduğuna inanan tarihçilere baskı uyguluyor” gibi gösterdikleri Türk devletine zarar verdiler.

Hiçbir zaman kendilerine “acaba aynı şeyi Ermeni tarihçiler yapsa, ülkelerinde bizim kadar özgür ve mutlu dolaşabilirler miydi” diye sormadılar. (Çağrı yarına…)

Yorumlar kapatıldı.