İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Nazım´ın şiirleri değiştirildi…´


İNGİLTERE (ÖZEL) – Ermeni sanatçı Khatchatour Pilikian Türkiye’deki Ermeni karşıtlığı nedeniyle Nazım Hikmet’in bazı şiirlerinin saptırmalar, bazılarında da kısaltmalar yapıldığını öne sürdü.

Tanınmış Ermeni müzisyen ve ressam Khatchatour Pilikian Cumartesi günü Londra’da Karl Marx Kütüphanesi’nde “Nazım Hikmet- Bir Türk Şairin Ermeni Bağlantıları” konulu bir konferans verdi.

Nazım’in Ermeni katliamını dile getirdiği “Akşam Gezintisi” şiirinin aslını kendi sesinden dinleten Pilikian, şiirin o bölümünün tercümelerindeki bilinçli saptırmalar üzerinde durdu. Bunların daha çok Türkiye’de Ermeni konusundaki duyarlıktan kaynaklanan politik kaygılarla yapıldığını belirtti. Yine Nazım’in doğumunun 100’ncü yılı kutlamaları bağlamında Fazıl Say’in bestelediği ve TC Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle yayımlanan Nazım oratoryosunda Genço Erkal tarafından okunan bu şiirden Ermeni katliamı ile ilgili bölümün olduğu gibi çıkarılmış olmasını da aynı nedenlere bağlayan Pilikian, bu tür davranışları Nazım’a karşı yapılmış büyük saygısızlıklar olarak niteledi.

Ermeni katliamını dile getirdiği için yargılanan Orhan Pamuk’un bu konuyu ilk dile getiren yazar olduğunu iddia etmesinin Nazım’a haksızlık olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Pilikian, Nazım’in 20’nci yüzyılın en büyük şairlerinden biri olduğunu söyledi ve şiirlerinden örnekler verdi. “Japon Balıkçısı”nın nükleer savaşa karşı yazılmış en etkili şiir olduğunu belirterek Tahsin İncirci’nin bestelidiği bu parçayı Sümeyra Çakır’ın sesinden sundu.

Konuşmasını müzisyenliğine yakışır biçimde bir senfonik şiir tarzında hazırlamış olan Pilikian daha sonra kendi tanışması da dahil, Nazım’ın yaşamında çeşitli ölçülerde yer almış Ermeni kişilere yer verdi. Bunlar arasında özellikle TKP içinde tanıdığı Vahan İhmalyan, Hayk ve Angel Açıkgöz, parti içinde Ahmet Saydan adıyla tanınan Aram Pehlivanyan’in Nazım’la ilişkileri üzerinde durdu.

Toplantı, soru, cevap ve katkıların yer aldığı bir tartışma bölümüyle son buldu.

Adapazarı’nda doğmuş ve çocuk yaşta ailesiyle birlikte Türkiye’den ayrılmak zorunda kalmış olan Pilikian, üniversite öğrenciliği yıllarında şahsen tanıştığı Nazım Hikmet’in 8 Ocak 2002’de Queen Elizabeth Hall’da düzenlenen 100’cü doğum yılı kutlamasında “Kanatları gümüş yavru bir kuş” şarkısını seslendirmişti.

***

Aşağıda tamamı verilen Genco Erkal’ın seslendirdigi Nazım Hikmet’in Akşam Gezintisi şiirinde şu dizeler atlanmakta:

Bakkal Karabet'in ışıkları yanmış
Affetmedi bu Ermeni vatandaş 
Kürt dağlaranda babasının kesilmesini.
Fakat seviyor seni çünkü sen de affetmedin
Bu karayı sürenleri Türk halkının alnına.


AKŞAM GEZİNTİSİ


   Hapisten çıkmışın
   Çıkar çıkmaz da 
   Gebe koymuşun karını
   Takmışın koluna 
   Geziyorsun akşamüstü mahallede
   Karnı burnunda hatunun
   Nazlı nazlı taşıyor mukaddes yükünü
   Sen saygılı ve kibirlisin
   Hava serin 
   Üşümüş bebek elleri gibi
   Bir serinlik
   Avuçlarına alıp onu ısıtasın gelir
   Mahallenin kedileri kasabın kapısında
   Ve üst katta kıvırcık karısı 
   Yerleştirmiş pencerenin pervazına Memelerini akşamı seyrediyor
   Alacaaydınlık tertemiz gökyüzü
   Duruyor ortada çoban yıldızı 
   Bir bardak su gibi pırıl pırıl
   Bu yıl uzunca sürdü pastırma yazı
   Dut ağaçları sarardıysa da 
   İncirler hala yeşil
   Mürettip Refikle sütçü yorginin 
   Ortanca kızı çıkmışlar akşam piyasasına
   Parmakları birbirine dolanmış
   Bakkal karabetin ışıkları yanmış
   Affetmedi bu Ermeni vatandaş
   Kürt dağlarında babasının kesilmesini
   Fakat seviyor seni çünkü sende affetmedin
   Bu karayı sürenleri Türk halkının alnına
   Mahallenin veremlileri yataklara düşenler
   Bakıyor camların arkasından 
   Çamaşırcı Huriyenin işsiz oğlu
   Omuzlarında keder kahveye gidiyor
   Ajans haberlerini okuyor 
   Radyosu Rahmi beylerin
   Uzak Asya da bir memleket
   Sarı ay yüzlü insanlar
   Beyaz bir ejderha ile dövüşmekteler
   Oraya gönderildi seninkilerden 
   Dört bin beş yüz tane memet
   Kardeşlerini katletmeye
   Kızarıyor yüzün öfkeden ve utançtan
   Ve umumiyetle filan değil sırf sana ait
   Ve eli kolu bağlı bir hüzün
   Karını arkadan itip yere yuvarlamışlarda
   Düşürmüş gibi çocuğunu 
   Yahut yene hapisteymişinde karakolda Yene dövülüyormuş gibi
   Köylü jandarmalara köylüler
   Ansızın bastırdı gece
   Bitti akşam gezintisi 
   Bir polis Jipi saptı sizin sokağa
   Karın fısıldadı
   Bizim eve mi?

 

Yorumlar kapatıldı.