İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Başsavcı özgürlükçü

Yargıtay Başsavcılığı’nın Dink tebliğnamesi: ‘Ermeni kimliğini korumayı istemek suç olamaz. ‘Zehirli kan’ sözünde ise Türklüğe eleştiri bile yok’

ADNAN KESKİN

ANKARA – Yargıtay Başsavcılığı, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e ‘Türklüğe hakaret’ten verilen altı ay hapis cezasının ertelenmesine ilişkin kararın temyiz istemine ilişkin tebliğnamesini tamamladı. Dink, gazetesinde, 2004’te, ‘Ermeni kimliği üzerine’ başlıklı yazı dizisindeki, “Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil kanda mevcuttur” ifadesini kullanmıştı.

Dink, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde eski TCK’nın 159. maddesinde düzenlenen ‘Türklüğü alenen tahkir ve tezyif’ suçundan altı ay hapse mahkûm edilmiş, ceza ertelenmişti. Dink, kararı temyiz etmiş, avukat Kemal Kerinçsiz ve arkadaşları ise ‘Ceza ertelenmesin, Dink hapse atılsın’ diyerek itirazda bulunmuştu.

Yargıtay Başsavcılığı hazırladığı tebliğnamede, kararın usul ve esas açısından bozulmasını istedi. Başsavcılık, kararının ilk bölümlerinde, AİHM’nin ve Yargıtay’ın şiddet ve hakaret içermeyen düşüncelere sınırsız özgürlük istediği örnek içtihatlarına yer verdi. Dink’in, yazı dizisinde sekiz ayrı yazı yazdığına dikkat çeken başsavcılık, konuşmaların bütününün değerlendirme dışı bırakılarak sonuca varılamayacağını vurguladı. Anayasa’nın 90. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmaların bağlayıcılığına da dikkat çeken başsavcılık, şöyle dedi:

‘Ermeniler eleştiriliyor’

“Eleştirilen Türkler değil, Ermenilerdeki hatalı, sanığın ifadesiyle ‘zehirli’ anlayıştır. Küçültme unsuruyla kullandığı ileri sürülen, ‘zehirli kan’ Türklere ait kan değildir. Sanığa göre Ermeni kimliğini zehirleyen, Ermenilerin Türklere olan bakış açılarını kimliklerinin bir parçası haline getirmiş olmalarıdır. Yazıda, Türklüğü alenen tahkir ve tezyif söz konusu değil. Yazıda Türklüğü küçültme ifadeleri de bulunmamakta.

Ermeni kimliği, Lozan Antlaşması uyarınca ‘azınlık kimliği’ niteliğinde kabul edilmekte ve bu yönüyle korunmakta. Böylece, Ermeni azınlık kimliğinin korunmasını savunmak suç olmayacağı gibi bir kastın göstergesi de olamaz. Sanık, kanlarındaki hatalı Ermeni anlayışının, yani zehirin boşaltılmasını ifade etmekte, Ermeni diasporasındaki yerleşik Ermeni kimliğinin terk edilmesini, ancak Ermeni kimliğinin -ki bu Türkiye’de ancak bir azınlık kimliğidir-, geliştirilmesi ve pekiştirilmesini söylemektedir.

Söz konusu yazı, Türklüğe kin ve nefret duymayan ve düşmanlık çağrısı içermeyen, küçültücü ve sövgü içerikli bir yazı olmadığı gibi, ortaya konulan görüş eleştiri sınırları içerisinde kalan, hatta mensubu olduğu cemaat/diaspora yönünden özeleştiri niteliği de taşıyan bir görüştür.”

Dink dosyası bu tebliğnameyle Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Dairenin vereceği karar, düşünce davaları ve yeni TCK tartışmalarında yol gösterici olacak. Yargıtay Başsavcılığı, düşünce davalarının birçoğunun açılmasını sağlayan Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu grubun davaya ‘katılan’ sıfatıyla kabüllerini de kabul etmedi.

Yorumlar kapatıldı.