İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İstiklal Marşı ve ırkçılık

Taha Akyol

Gazeteci Hırant Dink, Akdeniz Üniversitesi’ndeki konuşmasında İstiklal Marşımızı “reddetmediğini, benimsediğini” söylüyor. Ama “Kahraman ırkıma bir gül”e geldiği zaman susuyormuş. Çünkü İstiklal Marşı, “ırk” kelimesi ile ırkçılık, hatta “bölücülük” yapıyormuş!

Değiştirilmeli, “Çalışkan yurttaşlarıma bir gül” denilmeli imiş!

Mehmet Âkif’e, Mustafa Ekmekçi gibi bazı yazarlar bilgisiz ve fanatikçe bir önyargıyla “Arnavut milliyetçisi, gerici” diye saldırmışlardı! Ama İstiklal Marşı gibi milli bir kutsalımızda ve onu yazan Âkif’te “ırkçılık” keşfeden ilk kişi, Hırant Dink oldu!

Âkif ve ırk

Mehmet Âkif ve Milli Mücadele nesli “ırk” kelimesini bugün bizim verdiğimiz siyasi anlamda kullanmıyordu. Bizim bugün “ırkçılık” diye reddettiğimiz şeye onlar daha çok “kavmiyetçilik” diyordu.

Şemseddin Sami’nin 1885 basımlı Kamus-ı Türki’sinde, Ali Seyyid’in 1918 basımlı Kamus-ı Osmani’sinde, Hüseyin Kâzım Kadri’nin eski harflerle 1928 basımlı Büyük Türkçe Lügat’inde “ırk” kelimesinin siyasi anlamı da “ırkçılık” kelimesi de yoktur.

“Irkçılık” kavramı ve “ırk” kelimesinin siyasi anlamda kullanılması, İstiklal Marşı’ndan yıllar sonra, faşizmle birlikte Avrupa dillerinde ve bizde yaygınlık kazandı, sözlüklerimize girdi.

Öbür taraftan, İstiklal Marşı’nın genel anlamı ve vurgulu kavramları, bırakın ‘ırkçı’ olmayı, ‘ırksal’ bile değildir: Hürriyet, istiklal, vatan, yurt, millet, hilal, iman, ezan ve Hak gibi.

Akif “ırkıma” derken Dink’in keşfettiği siyasi anlamı kastetseydi, o günün literatürüne göre, “kavmime” diye yazardı!

İstiklal Marşımızda “ırkıma…” kelimesi, siyasi değil, aruz vezni ve şiirin ahengi açısından kullanılmış edebi bir ifadedir.

Bu ilmi ve objektif bir gerçek olduğu içindir ki, Sayın Dink’ten başka hiç kimse “ırkçılık” suçlamasında bulunmayı akıl edememiştir.

Milli simgelere saygı

İstiklal Marşı, bayrak gibi kutsal bir milli simgedir. Milli marşlar, milletlerin doğuşunu veya yeniden doğuşunu veya büyük bir felaketten silkinip ayağa kalkışını anlatan, bu ruhu nesillerden nesillere aktaran kutsal metinlerdir.

Fransız milli marşı “Marseyez”i devrimci Fransa, gelenekçi Fransa’ya karşı yazmıştı; “kanlarını dökelim, kafalarını koparalım, göze göz dişe diş” gibi, bugün bir makalede geçse suç sayılabilecek birçok şiddet çağrısı vardır! Hatta krallık geri geldiğinde, 1879’a kadar yasaklanmıştı. Ama bugün tüm Fransız milletinin milli bir simgesidir.

12 Mayıs 2002, Fransız milli liginde final maçı… Lorient takımı ile Korsika vilayetinin takımı Bastia oynayacak. Marseyez çalınıyor, Korsikalılar ıslıklıyor!

Cumhurbaşkanı Chirac, “Fransız değerlerine saygısızlık” yapıldığını belirterek şeref tribününü terk ediyor, özür dilenmesini istiyor. Futbol Federasyonu Başkanı Claude Simonet ve ayrıca Korsikalılar adına Bastia takımının başkanı François Nicolai açıkça özür diliyor, bunun üzerine Chirac şeref tribününe dönüyor, maç başlıyor.

Milli sembollere saygılı, özenli olmak gerekir.

Sayın Dink’in ve herhangi bir yurttaşımızın İstiklal Marşı’nı sübjektif olarak “benimsemesi” şart değildir, böyle bir mecburiyet olamaz. Ama İstiklal Marşı gibi bir milli simge üzerinde toplumda bir kamplaşma, bir çatışma iklimi yaratmaktan sakınılmasını beklemek sanırım hakkımızdır.

Yorumlar kapatıldı.