İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni tehcirinde yeni bilgiler…

Erdal Şen

Son yıllarda Türkiye’nin uluslararası konjonktürde itibarını zedelemeye çalışan konuların başında hiç şüphesiz Ermeni tehciri sırasında yaşanan soykırım iddiaları geliyor. Ermeni diasporası ‘Tehcir sırasında Osmanlı yönetimi katliama izin verdi’ tezi ile dünya kamuoyunu aldatmaya çalışırken, bu iddiaların asılsızlığı karşısında sessiz kalmak istemeyen Türk tarihçiler de Osmanlı arşivlerinde yoğun mesai harcıyor. Her geçen gün yeni bilgilere ulaşılan tozlu raflar arasında Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay’ın bulduğu son belgeler oldukça ilginç. Belgelere göre Osmanlı yönetimi, göç sırasında ihmali tespit edilen 1673 Türk’ü Divan-ı Harp’te yargıladı, 67’sinin ise idamına karar verdi.

Tarih doçenti olan Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay, Ermeni diasporasının ‘Tehcir (göç) sırasında Osmanlı yönetimi katliama izin verdi’ tezini çürütmek için uzun süredir yaptığı çalışmayı tamamladı. Osmanlı yönetiminin tehcirde suiistimali tespit edilen kamu görevlileriyle ilgili yaptığı işlemleri mercek altına alan Sarınay, ilginç bilgilere ulaştı. 1673 devlet görevlisinin yargılandığını belirleyen tarihçi Sarınay, bunlardan 67’sinin asıldığını ortaya çıkardı. Osmanlı Devleti’nin cezalandırdığı kişiler arasında binbaşı, kaymakam, belediye başkanı, Teşkilat-ı Mahsusa elemanları bile var. Yaptığı araştırmanın sonuçlarını Zaman’a açıklayan Yusuf Sarınay, “Bu yargılanmalar ve cezalandırmalar Osmanlı merkezî yönetiminin ne kadar hassas davrandığını, münferit olaylara dahi göz yummadığını göstermektedir. Eğer Osmanlı, soykırım niyetinde olsaydı, tehcir sırasında güvenliği tam sağlayamadıkları gerekçesiyle kendi kamu görevlilerinden bu kadar çok insanı feda eder miydi?” diyor.

Ermenilerin ‘soykırım’ ısrarı karşısında atağa geçen Türk tarihçilerinin Osmanlı arşivlerinde yaptığı incelemeler her geçen gün yeni bilgileri gün ışığına çıkarıyor. Devlet Arşivleri Genel Müdürü Sarınay’ın ‘tehcir’le ilgili belgeler arasından derlediği bilgiler, Türk tezini güçlendirir nitelikte. ‘Tehcirde Ermenilerin maruz kaldığı saldırıları’ reddetmeyen Sarınay, ‘Bunlar Osmanlı Devleti’nin soykırım organizasyonuydu.’ iddiasını ise kesinlikle kabul etmiyor. Osmanlı’nın tehcir boyunca ilgili tüm birimlere ‘güvenliği sağlayın’ uyarısında bulunduğunu belgeleriyle açıklayan Sarınay, buna rağmen ihmali görülen kamu görevlilerinin cezalandırılması konusunda da Osmanlı yönetiminin tolerans göstermediğine dikkat çekiyor ve şunları söylüyor: “Osmanlı hükümeti savaşın olumsuz şartları içinde Ermeni sevkıyatını yürütürken kafilelerin güvenliklerinin sağlanması konusunda büyük gayret sarf etmişti. En üstte alınan sevk ve iskan kararları olmak üzere Dahiliye Nezareti tarafından taşra yöneticilerine gönderilen talimatlarda; Ermenilerin can ve mal güvenliği üzerinde önemle durulmuş, gerekli tedbirlerin alınması ve Ermenilere kötü muamelede bulunan jandarma ve memurların derhal azledilerek Divan-ı Harplere teslim edilmesi sürekli vurgulanıyordu.”

Hükümetin uyarılarına aykırı davranışlarda bulunanları cezalandırmak için 30 Eylül 1915’te soruşturma komisyonları kurulmasına karar verildiğinin altını çizen Sarınay, “O tarihte Ermenilerle ilgili dış baskı oluşmamıştı bile. Osmanlı bu yargılama idaresini tamamen kendisi almıştır.” hatırlatmasında bulunuyor. Ermenileri yok etme niyetinde olan bir yönetimin bu hassasiyeti göstermesinin mümkün olmadığının görülmesini isteyen Sarınay şu soruları yöneltiyor: “Ermenileri yok etme veya onlara katliam yapma amacında olan bir yönetimin suç işleyen veya ihlali görülen devlet görevlilerini yargılaması, görevlerinden alması ve idam dahil çeşitli cezalara çarptırılmaları konularında bu kadar hassas davranması mümkün müdür? Almanya’nın Yahudi soykırımı ile Ermeni olaylarını karşılaştıran ve benzerlikler kurmaya çalışan bazı aydınlara soruyorum: Almanya’da Yahudilere kötü davrandığı için yargılanan, görevinden alınan, hatta hapsedilen ve idam edilen Alman subayı veya kamu görevlisi var mıdır?”

Divan-ı Harp’te 1673 kişi yargılandı

Tarihçi Sarınay’ın Osmanlı belgelerinden ortaya koyduğu rakamlara göre Divan-ı Harp’te yargılananların sayısı toplam 1673. Bunların içinde binbaşı, yüzbaşı, üsteğmen, teğmen, jandarma bölük komutanı, polis komiseri ve Teşkilat-ı Mahsusa elemanı sayısı 528. Ayrıca sıhhiye müdürü, tahsildar, kaymakam, belediye reisi, nahiye müdürü, kâtip, sevk memuru, mal müdürü, tapu memuru, muhtar, telgraf müdürü, nüfus memuru, başkâtip ve Emval-i Metruke Komisyonu Reisi gibi 170 kamu görevlisi de yargılananlar arasında. Kalan 975 kişi çete mensubu ve halk arasından. 1916 yılı ortalarında son bulan Divan-ı Harp yargılamalarının sonuçları ise şöyle: 67 idam, 524 hapis, 227 berat ve yargılama reddi, 109 inceleme, 68 kürek, para, pranga ve sürgün cezası. 674 işlem yapılmayan kişi sayısı. 4 kişi de velisine teslim.

Yorumlar kapatıldı.