İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yahudi ve Hıristiyanların karikatür tepkisi nasıl gelişti?

Abdülhamit Bilici

Danimarka’da bir gazetenin tetiklediği karikatürlü hakaret krizi maalesef tırmanıyor. Avrupa basını da düşünce özgürlüğü dayanışması adı altında karikatürleri tekrar yayınlayarak yangını körüklüyor.

Böyle olunca tepkiler de çığ gibi büyüyor. Dünyanın her yerinde Müslümanlar protesto gösterisi düzenliyor. İnternette, Danimarka ürünlerinin listeleri uçuşuyor. Danimarka-İsveç gıda devi Arla Foods, şimdiden Ortadoğu’daki satışlarının durduğunu duyuruyor. İKÖ, tartışmayı BM’ye taşımaya hazırlanıyor.

Bunlar bir yere kadar beklenen gelişmeler. Ancak bir yerde yanlış yok mu? Bir dinin kutsalına saldırılıyor, ama sadece o dinin mensupları buna tepki veriyor. Danimarka nezdinde ilk resmi tepkiyi ‘Müslüman’ ülkelerin büyükelçileri koyuyor. Uluslararası düzeyde, konuyu İslam Konferansı Örgütü izliyor. Protesto da, boykot da Müslümanlardan. Diğer dinler, mesela dünyanın en güçlü dini yapılanmasına sahip Vatikan, din düşmanlığıyla mücadelede en deneyimli Yahudi örgütleri bu vahim olay karşısında sessizlik içinde. Karikatürler, Hz. Muhammed’i (as) hedef aldığından, sorun, Müslümanları ilgilendiriyor gibi görünüyor. Ama özünde, kutsal karşısında ifade özgürlüğünün sınırıyla ilgili bir tartışma bu. Dolayısıyla yeryüzünde kutsalı olan herkesin sorunu. Bugün Müslüman’a, yarın Yahudi’ye… Ayrıca Müslümanlara hakarete diğer din mensupları da tepki verse, kutuplaşma önleneceği gibi, krizin medeniyetler arası çatışma senaryosunda kullanılması da zorlaşacak.

Olaya bu açıdan bakınca, kendime sordum: Acaba kutsallarına yapılan saldırılar yüzünden incinen insanlarla ne kadar empati yapıyordum? Kutsalınıza saldırıya tepki vermek normaldi. Asıl büyüklük, aynı hassasiyeti başkalarının kutsallarına saldırıldığında da göstermekti.

İşte dün, bu düşüncelerle, bu tür saldırılarla mücadelede deneyimli Yahudilerin olaya nasıl yaklaştığını öğrenmek için Türkiye’deki cemaatin önde gelen bir ismini arayıp sordum: “Bu olaya siz nasıl bakıyorsunuz? Tepki vermeyi düşünüyor musunuz? ADL (Anti-Defamation League) gibi Yahudi örgütleri neden sessiz?”

Tepkisi umduğumdan çok olumluydu. Karikatürler için ‘terbiyesizce’ ve ‘insanlık dışı’ dedi. ‘Biraz sonra görüşelim’ deyip telefonu kapattı. Çok geçmeden aradı. Ermeni ve Rum liderlerle de görüştüğünü, ortak bir açıklama için cevap beklediğini söyledi. Ayrıca Amerika’daki ADL ve Avrupa’daki Yahudi örgütleriyle temasa geçerek, onların da harekete geçmesini istediğini belirtti. Üçüncü kez aradığında ise ortak açıklama için önerilen metni ‘kısa ve yetersiz’ bulduğunu, her grubun ayrı açıklama yapmasının daha uygun görüldüğünü iletti.

Öğleden sonra 2 sularında Yahudi Cemaati’nin metni hazırdı. Ancak medyada daha iyi yer bulması için, açıklamayı bugüne bırakmaya karar vermişlerdi. Akşam bu satırları yazarken, televizyondan, 5 dinî liderin karikatüre karşı ortak açıklama yaptığını duyunca, hem sevindim hem şaşırdım. Dini liderler, İslam’ın Peygamberi’ne saygısızlığı ‘elem ve esefle’ karşıladıklarını açıklıyordu. Anlaşılan, ortak metinde uzlaşan 5 isim, beni ve Yahudi Cemaati’ni atlatmıştı! Telefon trafiğimiz sonrasında öneriyi getiren Yahudi Cemaati mensubunu tekrar aradığımda, hafif kırgındı. Ama bugün daha kapsamlı bir açıklama yapacaklarını söylüyordu. Bu bir ilk mi, bilmiyorum. Fakat Müslümanlara yapılan bir hakarete, diğer din temsilcilerinin de tepki göstermesi çok manidar. Umalım, ülkemizdeki farklı din mensuplarının bu hareketi, uluslararası düzeyde örnek olsun. Ve yarın Vatikan’dan, ADL’den ve diğer gruplardan “Kutsala hakaret, ifade özgürlüğü olamaz’ sesi yükselsin.

Yorumlar kapatıldı.