İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Pamuk gibi bir karar

KaI StrIttmatter

Orhan Pamuk mahkeme önüne çıkmak zorunda değil. Bu iyi haber. Türkiye Adalet Bakanı, ülkesindeki adaletin ne kadar iyi işleyebileceğini hafta sonunda gösterdi. Bu da kötü haber.

Ülkenin en tanınmış, çağdaş yazarı Orhan Pamuk davasındaki kargaşa ve Ağca’nın yanlışlıkla serbest bırakılması bir şeyi gösteriyorsa, o da şu: Türk adaletinin daha fazla reforma ihtiyacı var, çok daha fazla.

Ankara hükümeti, kendilerine son üç yıldır ivme veren tüm reformlardan sonra rahat edeceğini düşündü. Ülkelerini AB’ye hazır hale getirmek istediler; reformlar, yeni ceza kanununda toplandı.

Ankara, reform politikası için Avrupalı siyasetçilerden de övgü aldı, ancak hukuk konusunda bilanço o kadar da parlak değil: Sadece birçok yeni, güzel yasanın uygulanışında aksama yok. Gözlemciler şaşkınlıkla, eski çirkin yasaların yeni yasa numaraları ile hayatta kaldığını tespit etti.

Bunlardan bir tanesi, “Türk devletine ve kurumlarına iftira etmeyi” suç unsuru sayan meşhur 301. madde. Otoriter rejimlerin silah deposundan, keyfi bir paragraf, özellikle yargıda ve orduda hükümet makamlarına kaygıyla yaklaşan güçlerin bulunduğu bir ülkede. Pamuk gibi birisini, Türkiye’de 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürt öldürüldüğünü söylediği için parmaklıklar ardında görmek isteyen güçler bunlar.

Pamuk aleyhindeki davanın durdurulması güzel, özellikle yazarın kendisi için. Ancak bunu düşünce özgürlüğünün zaferi olarak kutlamak saflık olur. Pamuk davasının, Ağca davasından da kısa sürmesinin nedeni, Türk adaletinin işlemiş olması değil, dışarıdan öfkeyi üzerine çekmiş olması. Ancak sistemdeki eksiklikler kalıyor. Düzinelerce aydın davalarını bekliyorlar, ancak onlardan hiçbiri Pamuk’un ününe sahip değil. O keyfi paragraf ortadan kaldırılmalı. (İsviçre gazetesi, 24 Ocak 2006)

Yorumlar kapatıldı.