İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni cemaatinde 68’li tartışması

Ayda KAYAR

Agos Gazetesi’nin cemaat adına konuşarak ’çizmeyi aşmakla’ suçlayan Patrik Mesrob II, “Zaman zaman şantaja başvuruyorlar. Patrikhaneye karşı duruş sergileyen tek kesim 1968 kuşağı temsilcileri ve onların çocukları” dedi. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hırant Dink ise devrimlerin ’çizmeyi aşmakla’ gerçekleşeceğini söyledi.

ERMENİ Patriği Mesrob II, Beyrut’ta yayınlanan röportajında, Türkiye’deki Ermeni basınına veryansın etti. Agos Gazetesi’ni cemaat adına konuşarak, çizmeyi aşmakla ve şantajcılıkla suçlayan Mesrob II, patrikhaneye karşı menfi duruş sergileyen tek kesimin “Kimlik bunalımı yaşayan 1968 kuşağı temsilcileri ve onların çocukları” olduğunu söyledi. Mesrob II, Ocak 2005’te Suriyeli Ermeni gazeteci Salpi Kasbaryan’a verdiği röportaja, cemaatte huzursuzluğa neden olacağı gerekçesiyle ambargo koymuştu. Röportaj, tam bir yıl sonra Ocak 2006’da Beyrut’taki Demokrat Hürriyet Partisi resmi yayın organı Zartong Gazetesi ve Halep Ermeni Başpiskoposuğu’nun yayın organı Kantsasar Dergisi’nde yayınlandı. Mesrob II, Kasbaryan’ın “İstanbul’daki Ermeni basını size karşı neden menfi bir tutum sergilemektedir?” sorusunu Ermeni gazetelerini topa tutarak yanıtladı. En ağır eleştirleri ise Hırant Dink ve yönettiği Agos Gazetesi’ne yöneltti:

ŞANTAJ YAPIYOR

“Bu gazete kurulduğu günkü beklentilere cevap veren bir gazete değil artık. Gerek gazetede yer alan yazarlar, gerekse okurlarının bir bölümü Ermeni, Türk ya da Kürt’tür. Türkiye’deki Ermeni toplumu adına konuştuğunu iddia ederek çizmeyi oldukça aşmaktadır. Yayın politikası devrimci sol ideolojiyi yansıtıyor gibidir. Okurlarını, toplumumuz kurumlarının, derneklerinin yöneticilerini zaman zaman kışkırtarak, hatta bazen şantaja da başvurarak, Ermeni Patrikliği’nin, danışmanlarının ve Ruhani Meclis’in ürettikleri projelere karşı çıkmaya veya onların yanında yer almamaya adeta teşvik etmektedir. Tek kelimeyle, şunu söylemek mümkün: Kilise üyelerinden oluşan bir toplum yerine, sivil bir toplum yaratmak derdindedir.”

KUVVETLER YOK

Mebrob II, İstanbul’daki Ermeni gazetelerinin 4. kuvvet olmaya çalıştıklarını belirterek, “Halbuki azınlık toplumunun bir meclisi, merkez yürütme organı, ya da yargı organı yok ki” dedi. Patrik, gazetelerin başyazarlarını ise şöyle suçladı:

“Kendi ideolojisini azınlık toplumuna empoze etmeye yeltenen cüretkár bir başyazar peydah olmuş, bir diğeri şu veya bu hiyerarşik merkezin reisine yağ çekmek amacıyla İstanbul Patrikliği’ne hakaret etmekle uğraşıyor, yine bir diğeri bir jübileye katılması için kendisine parasız davetiye gönderilmediği için ortalığı birbirine katıyor.”

Mesrob II, cemaat ile patriklik arasında menfi bir görüntü olduğu iddiasını ise şöyle yanıtladı: “İstanbul’da menfi duruş sergileyen tek kesimin kimlik bunalımı yaşayan 1968 kuşağı temsilcileri ve onların çocuklarıdır.”

Patriğin eleştirileri iltifattır

PATRİK hazretlerinin eleştiriler bizim için iltifattır. Doğrudur, Agos solcu ve devrimci bir gazetedir. Türkler, Ermeniler ve Kürtler’in katkısıyla hazırlanır ve yine onlar tarafından okunur. Agos’un sivil bir toplum talebi vardır. Agos Patrik hazretlerinin tasarruflarında yanlışlar gördüğünde toplumu buna katılmamaya, eleştirmeye davet eder. Cüretkar olduğumuz, zaman zaman çizmeyi, hatta haddimizi ve çapımızı aştığımız da doğrudur. Bu da bizim hakkımız. Devrimler, haddinizi, çizmeyi aştığınızda gerçekleşir.

’ŞANTAJCI’ LAFI DA ÇİZMEYİ AŞTI

Doğru olmayan ve hak etmediğimiz tek şey şey, şantajcı tanımıdır. Patriğin ’şantajcı’ lafı da çizmeyi aşmıştır. Türkiye’de bütün kurumlar ve sistem laiklik üzerine kuruluyken, Ermenileri dini bir toplum ve yapılanma olarak göstermeye çalışmak yanlıştır. Bugün Türkiye’de cami ve okulları aynı yönetimler idare etseydi, hanginiz kabul ederdiniz? Ama Ermeni toplumunda okulu ve kiliseyi aynı yönetim idare etmektedir. Bunu kabul edmemem. Devlet, Türk toplumuna layık gördüğü laik sistemi Ermeni toplumu için de bir an önce gerçekleştirmelidir. Benim mücadelem bu alanlarda. Yoksa patrik hazretlerine, makama olan saygı ve sevgimiz her zaman mevcuttur.

Ayinden sonra ezan

EDİRNE’yi ziyaret eden Fener Rum Patriği Bartholomeos, St. Georgi Kilisesi’nde, kendisini görmek için Yunanistan ve Bulgaristan’dan gelen aralarında din adamlarının da bulunduğu 300 kişilik grupla ayin yaptı. St. Georgi Kilisesi’nden ayrıldıktan sonra Selimiye Camii’ni ziyaret eden Bartholomeos, Müezzin Nadi Ersoy’dan cami hakkında bilgi aldı. Nadi Ersoy’un Selimiye’nin akustik düzenini göstermek için okuduğu ezanı dinleyen Bartholomeos, simge haline gelen ’ters lale’ motifini de inceledi.

Yorumlar kapatıldı.