İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

PATRİK II. MESROB HAZRETLERİ’NİN SURP DZINUNT YORTUSU MESAJI

Toplumumuzun Değerli Üyeleri,

Allah’a hamd olsun, Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in Kutsal Doğumu’nun büyük ve muhteşem sırrı üzerinde düşündüğümüz ve Surp Dzınunt (Kutsal Doğuş/Noel) ilahilerini ruhanî coşkuyla tekrar seslendirme fırsatını bulduğumuz bauram günlerine yine erdik.

Başmelek Gabriel’in Nazaret şehrinde Kutsal Bakire Meryem’e verdiği mesaja hayran kalmamak mümkün mü? “Korkma Meryem. Sen Allah’nın lütfuna eriştin. Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine ‘Yüceler Yücesi’nin Oğlu’ denecek. Rab Allah O’na, atası Davut’un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup’un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir” (Luka 1.30-33).

Başmelek, Nazaret’lı Kutsal Bakire Meryem’e, alçakgönüllü, köylü bir genç kız olmasına rağmen onurlandırılarak Allah’ın lütfuna erdiğini müjdeliyordu.

Resul Pavlus Korintlilere yazdığı mektupta şöyle diyor: “Ne var ki, Allah bilgeleri utandırmak için dünyanın saçma saydıklarını, güçlüleri utandırmak için de dünyanın zayıf saydıklarını seçti. Dünyanın önemli gördüklerini hiçe indirmek için dünyanın önemsiz, soysuz, değersiz gördüklerini seçti. Öyle ki, Allah’ın önünde hiç kimse övünemesin” (I. Korintliler 1.27-29).

Bu durum aynen, o günlerde hor görülen Nazaret kentinde yaşayan Rabbimiz’in Kutsal Annesinin yaşamında da gerçekleşti (Yuhanna 1.46).

Kutsal Bakire Kutsal Ruh’la dolarak bu konuda Allah’a hamd etti. Meryem Ana’nın “Canım Rabbi yüceltir” sözleriyle başlayan ve Luka İncili’nde “Meryem’in Ezgisi” adıyla kayıtlı olan bu mezmurun sözlerini kiliselerimizde her gün sabah dualarında okuyarak anımsıyoruz.

“Canım Rab’bi yüceltir; Ruhum, Kurtarıcım Allah sayesinde sevinçle coşar. Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi. İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak. Çünkü Güçlü Olan, benim için büyük işler yaptı. O’nun adı kutsaldır. Kuşaklar boyunca kendisinden korkanlara merhamet eder. Bileğiyle büyük işler yaptı; Gururluları yüreklerindeki kuruntularla darmadağın etti. Hükümdarları tahtlarından indirdi, sıradan insanları yükseltti” (Luka 1.47-52).

MERYEM’İN OĞLU

“İşte gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın”.

Başmelek’in burada olayın insanî boyutuna ışık tutarak, üç önemli öğeye dikkat çekiyordu: Çocuk Meryem’in rahminde beden alacaktı; doğacak çocuk erkek olacak; ve kendisine Kurtarıcı anlamına gelen İsa adı verilecekti. Öyle ki, bu çocuğun doğumunda olağanüstü herhangi bir şey yoktu. Sıradan bir doğum olayıydı. Çocuk, sıradan köylü bir kızın çocuğu olarak doğacak ve sıradan bir insan gibi yaşayacaktı.

Ancak Başmelek sözlerine şöyle devam etti.

ALLAH’IN OĞLU

“O ulu olacak ve kendisine En Yüce Olan’ın Oğlu denecek”.

Rab İsa sadece İnsan Oğlu olmayıp, aynı zamanda Allah’ın Oğlu’ydu. Ve işte beden alma olayının büyük ve muhteşem sırrı da buradaydı. Doğaüstü bir olaya iman etmek de oldukça güçtü. Bu nasıl olabilirdi?

İşte Kutsal Bakire Meryem Ana da aklındaki bu soruyu dile getirdi: “Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki” (Luka 1.34).

Başmelek Gabriel cevap verdi: “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi’nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Allah Oğlu denecek”.

Böylece Yeşaya Peygamber’in peygamberliği, Bebek İsa’nın doğumuyla gerçekleşmiş oluyordu:

“Çünkü bize bir çocuk doğacak,

Bize bir oğul verilecek.

Yönetim onun omuzlarında olacak.

Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Allah,

Ebedi Peder, Esenlik Önderi olacak” (Yeşaya 9.6).

İşte bu nedenle Nazaretli bir çocuğun doğumunun yanı sıra Allah’ın Oğlu’nun aramıza gelişini de kutluyoruz: “Zaman dolunca Allah, Yasa altında olanları özgürlüğe kavuşturmak için kadından doğan, Yasa altında doğan öz Oğlu’nu gönderdi. Öyle ki, bizler oğulluk hakkını alalım” (Galatyalılar 4.4-5).

O halde Kutsal Doğuş ve Beliriş Yortusu münasebetiyle Bebek İsa’yı bir kez daha karşılıyor ve kalplerimize davet ediyoruz. O, dünyanın başlangıcından beri var olan Allah’ın beden almış olan Sözü’dür (Yuhanna 1.1-3; 14; 18).

Rabbin Sofrasını her açışımızda okuduğumuz İman Yasası’nın “Ve Bir Rab İSA Mesih’e: Allah’ın Oğlu’na, Baba Allah’tan Tek-Doğan’a, Baba’nın varlığından olana, Allah’tan Allah, Işık’tan Işık, gerçek Allah’tan gerçek Allah, doğmuş ama yaratılmamış, Babayla aynı doğadan olana gökte ve yerde, görünen ve görünmeyen her şeyin O’nunla var olduğuna inanıyoruz” sözleriyle imanımızın tanıklığında bulunuyoruz.

MESİH

Ve nihayet Başmelek doğacak olan çocuğun üçüncü sıfatını da açıklıyor.

“Rab Allah O’na, atası Davud’un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakub’un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir”.

Burada Bebek İsa’nın gerek ilahî gerekse cismanî anlamda “kral soyundan geldiği” belirtiliyor, böylece Peygamberlerin tüm ön görümleri gerçekleşmiş oluyordu. Nazaretli Bajkireden doğan nesiller buyunca beklenen Mesih’ti.

Böylece Allah’nın Şeytan’a takdir ettiği ceza gerçekleşiyordu. “Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek…” (Tekvin 1.15).

Rab İsa Mesih sadece Musevîlerin değil, tüm ulusların evrensel kralı olacaktı. Gelişen olaylar bunun doğruluğunu gösterecekti.

Yıldızı takip ederek Kutsal Topraklara gelen üç bilgenin ziyareti de bunu doğrulayan bir işaret değil miydi?

“Doğuda görmüş oldukları yıldız onlara yol gösteriyordu, çocuğun bulunduğu yere varınca durdu. Yıldızı gördüklerinde olağanüstü bir sevinç duydular. Eve girip çocuğu annesi Meryem’le birlikte görünce yere kapanarak O’na tapındılar” (Matta 2.9-11).

Üç bilgeler hazinelerini açarak Bebek İsa’ya hediyeler sundular: altın (krallık simgesi), günnük (tanrısallık simgesi) ve mür (eziyetlerin, çarmıhın ve ölümün simgesi). Üç bilgelerin tapınışı İsrail’in Kutsalı’nın uluslararası saygı göreceğinin ve ulusların O’na tabi olacaklarının işaretiydi. (Sayılar 24.24,17; Mezmurlar 72 10-15; Yeşaya 49.23)

***

Toplumumuzun Değerli Üyeleri,

Atalarımız Allah’ın emirlerini dinlemedikleri, kibire kapıldıkları, itaatsizlik günâhını işledikleri ve O’na karşı isyan ettikleri için Allah’ın huzurundan kovuldular.

Bugün de Adem ve Havva’nın doğasını aynen taşımamız nedeniyle kişisel, ailevî ve toplumsal yaşamımızda da çoğu kez Allah’ın varlığından, O’nun Kutsal Ruhu’nun işleyişinden, ve ruhanî coşkudan mahrum kalıyoruz. Ademî günâh dediğimiz bu illet, aslında hepimizin yaşamında yenilgiye uğratılmış bulunmaktadır. Çünkü hepimiz kilisenin Kutsal Kurnası’nda vaftiz olduk ve Kutsal Müron’la mühürlendik.

Öte yandan aile içindeki ruhanî eğitim eksikliği, ebeveynin ve vaftiz babasının bazen de evimizin din görevlisinin umursamazlığı, azınlık okullarındaki din derslerinin işlenmesindeki eksiklikler, günümüzün siyasî ve sosyal ateizm sloganları, genel olarak cemaatimizin çocuklarının Allahsal lütuflarla yetişmelerindeki başlıca engeller olup, bunun sonucunda ise insanlar eksik imanlı veya ruhsal yaşam hakkında umursamaz bir tavır takınmaktadırlar.

Ermeni Kilisesi’nin Sevgili Evlatları,

Kutsal Doğuş ve Beliriş Yortusu, Aziz Patrik Nerses Şınorhali’ye kulak verme zamanıdır. Aziz Nerses, aşağıdaki ilahinin dizelerinden her birimize tek tek kişisel olarak konuşmaktadır:

Uyanın Işığın Çocukları, Işığın Babası’nı yüceltin, Alleluia.

Uyanın ey Mesih’in Kanıyla kurtulmuş olanlar, kurtarıcıyı yüceltin, Alleluia.

Uyanın ey İncil’le yenilenen uluslar, yeni ezgilerle Yenileyen’i yüceltin, Alleluia.

Uyanın sıcak tövbe gözyaşlarınızı kandillerinizin yağı olarak hazırlayın, Alleluia.

Uyanın tapınalım ve gözyaşlarımızla diyelim, Alleluia.

Günahlarımızı itirafa, Mesih’ten günahlarımıza af ve kefaret dilemeye geldik.

Ermeni Kilisesi’nin Sevgili Evladı,

Resul Pavlus bizleri ruhsal uyuşukluk hakkında uyarıyor. “Uyan, ey uyuyan! Ölümden diril! Mesih sana ışık saçacak” (Efesliler 5.14).

Kutsal Doğuş Yortusu arefesinin gizeminde bu yıl da sizleri duaya ve Aziz Patrik Nerses Şınorhali’nin sözlerini yüreklerinizin derinliklerinden okuyarak tövbeye davet ediyorum:

“Allah’ın Oğlu, Gerçek Allah, Baba’nın böğründen alçalarak kurtuluşumuz için Kutsal Bakire Meryem’den beden aldın, çarmıha gerildin, gömüldün, ve ölülerden dirildin, ve görkeminle Baba Allah’ın yanına yükseldin. Göğün ve Senin önünde günah işledim. Krallığınla geldiğinde hatırlayacağın katil gibi beni de hatırla ve yarattıklarına ve pek günahkâr olan bana merhamet et. Amin”.

Ermeni Kilisesi’nin Sevgili Evladı,

Beytlehem cıvarında koyunlarını otlatan çobanlar ve doğudan gelen üç bilgeler gibi yürekten iman edersen, Allah’ın Oğlu’nun senin için de Rab Mesih, Kral ve Kurtarıcı olacağı konusunda sakın şüpheye düşme.

***

Kutsal Doğuş yortusu vesilesiyle, Mesih’ten bizlere miras kalan sevgiyle tüm episkoposları, rahipleri, papazları, Kalfayan Topluluğu Başrahibesini, sargavakları, tbirleri, danışmanlarımızı, Patrikliğimiz mali ve hukuk komisyonlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, Surp Pırgiç Hastanesi Vakfi yöneticilerini, Başhekimini ve tabiplerini, cemaat ve kilise vakıflarımız yöneticilerini, kadın kollarını, cemaat okullarımızın kurucu temsilcilerini, müdürlerini ve öğretmenlerini, yoksullara ve engellilere yardım kollarını, kadın kollarını, İstanbul’daki okullarımızın derneklerini ve Kıbrıs’taki Melkonyan Eğitim Enstitüsü’nün tüm dünyadaki mezunlar derneklerini, insanî yardım kuruluşlarını, Diaspora’daki tüm İstanbul Ermeni derneklerini, basınımızın yazarlarını ve çalışanlarını, İstanbul’daki, Anadolu’daki ve Girit Adası’ndaki tüm imanlıları kutluyor ve hepsine mutlu bir Doğuş Yortusu dilerken, ruhanî, içtimaî ve hayrî çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Doğuş Yortusu vesilesiyle Eçmiyadzin, Kilikya ve Kudüs’teki tarihî patriklik makamlarımız için de dua etmeyi sürdürüyoruz. Dua birliği ve bayram coşkusu içersinde Tüm Ermeniler Katolikosu Kadasetli 2. Karekin Hazretleri’nin, Kadasetli Kilikya Katolikosu 1. Aram Hazretleri’nin ve Saadetli Kudüs Patriği 2. Torkom Hazretleri’nin ve onlara bağlı tüm rahiplerin doğuş yortusunu kutluyor ve bugünün coşkulu müjdesiyle biraderane selamlarımızı yolluyoruz:

“KRİSDOS DOĞDU VE BELİRDİ!

KRİSDOS’UN BELİRİŞİ KUTLU OLSUN!”

Pederane selam ve dualarımla,

PATRİK MESROB

5 Ocak 2006

Yorumlar kapatıldı.