İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aydının susturulması

ABDULVEHAB EL EFENDİ

Orhan Pamuk, Türk milletini küçük düşürdüğü suçlamasıyla mahkemeye çıktı. Pamuk, geçen şubat ayında bir İsviçre gazetesine Türkiye’deki ifade özgürlüğü konusunda yaptığı bir açıklama nedeniyle yargılanıyor. Türk yargısı, söz konusu açıklamasında Türkiye’de 30 bin Kürt’ün yanı sıra 1 milyon Ermeni öldürülmüş olduğunu, kendisinden başka kimsenin bundan söz etmeye cesaret etmediğini söyleyen Pamuk’u da, susturarak, bu istisnayı düzeltmek istiyor.

Şükürler olsun ki önemli Arap gazeteci Muhammed Haseneyn Heykel, iki yıl önce aldığı istifa kararından vazgeçerek asrın mahkemesinde tanıklık yapmayı sürdürme kararı aldı. Heykel, gerçek düşünürün istifa etmeyeceği gibi, görevden alınmasının da söz konusu olmadığı bilinciyle hareket ediyor. Ancak geçen ay devlet, aydınlar ve âlimlerin kendisine yüklenmesi olarak nitelediği durumdan kaçmak amacıyla tebliğciliği bıraktığını açıklayan Suudi Arabistanlı tebliğci Şeyh Aiz el Karni, aynı tavrı sergilemedi.

El Karni’nin konumu, Pamuk’un içinde bulunduğu duruma benzer. Her ikisinin de arkasında büyük bir destek var ancak her ikisi de hem İslamcılar hem de laiklerce sert bir dille eleştiriliyorlar, devletten baskı görüyorlar. El Karni 90’ların başında kendisine ahlaki suçlamalar yapılmasına neden olan devletin sert kampanyasına maruz kalmıştı. Pamuk, uluslararası dayanağı ve dünyaca şöhreti olduğu için mücadele etmeyi tercih ederken El Karni inzivaya çekilmeyi seçti.

Devletin sertliği ve kalabalıkların cehaleti karşısında sessiz kalmayı tercih eden Arap aydınlarını kınamak zor. Ama aynı şeyi düzeni destekleyen, para ve şöhret sahibi olmak isteyenler için söyleyemeyiz. Ayrılmak bu durumda kalmaktan iyi. Fakat Aiz El Karni’ye yöneltilen soru şu: “Ayrılmasındaki neden hükümetin sertliği mi yoksa aydınların sessizliği mi?”

Arap aydınlarının partizan yapısı kamusal rollerini oynamayı engelliyor. Bir partiye, hükümete, dine veya etnik gruba bağımlılığı tercih edenler, milletin canlı vicdanı olma rollerini kaybediyor. Arap dünyasında milletinin ve halkının çıkarlarını en üst planda tutan, partizanlığa bulaşmamış, despotlarla işbirliği yapmadan kirlenmeden uzak durmuş kamusal aydın modelini aradım. Fakat bunu başarmış birilerini bulamadım.

Bu ümitsiz durumun gölgesinde bu veya şu aydının inzivaya çekilmesi fazla etkilemez.

Zira herkes daimi ve gönüllü bir istifa hali içinde zaten. (Londra’da Arapça yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi, 17 Aralık 2005)

Yorumlar kapatıldı.