İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yine Orhan Pamuk

Taha Akyol

ESKİŞEHİR’e uçuyoruz. Doğan Medya Grubu’nun “Anadolu’daki Avrupa” toplantılarından 14’üncüsünü yapacağız. Uçağımızda Adalet Bakanı Cemil Çiçek de var ve tabii Orhan Pamuk davasını konuşuyoruz.

Mahkeme, eski Ceza Kanunu’na göre, sanığın lehinde olduğunu düşünerek, “Yargılamaya izin veriyor musunuz?” diye Adalet Bakanlığı’na yazı yazmıştı. Çiçek bu konuda diyor ki:

– Daha önce 8 Haziran tarihinde yazdığımız yazıda, yeni Ceza Kanunu’na göre Adalet Bakanlığı’nın yetkisi yoktur diye cevap vermiştik. Şimdi arkadaşlarımız dosyayı inceliyor.

Kanaatiniz nedir?

– Dün üç hukuk profesörüyle konuştum. Onlar da yeni kanunun yürürlükte olduğunu, bakanlığın bir yetkisinin bulunmadığını söylediler. Çünkü usul kanunları yayımlandığı anda yürürlüğe girer. Maddi ceza hukukundaki gibi ‘sanığın lehine, aleyhine’ meselesi usul hukukunda olmaz.

Öyleyse mahkemeye ‘kararını kendin ver’ diye cevap yazacaksınız?

– Profesörlerin ve tatbikattan gelen hukukçuların bulunduğu bir komisyon kurduk, dosyayı inceliyorlar. Yeni bir şey var mı? Başka bir usuli eksiklik var mı? Ona göre bir karar verilecek.

Ne zaman:

– Hafta sonuna yetiştirmeye çalışıyoruz.

Altı aydan beri?..

Belli ki cevap, “Yeni kanuna göre Adalet Bakanlığı’nın izni gerekmez” şeklinde olacak.

Yani altı ay önce, 8 Haziran’da yazılan yazının aynısı!

Geçen altı ay içinde mahkeme sorabilirdi, bakanlık tekrar yazar ve bu kadar tantana yaşanmayabilirdi.

Cemil Çiçek, daha önce iki başsavcının Orhan Pamuk’un mahut sözlerini “eleştiri sınırları içinde” görerek takipsizlik kararı verdiğini hatırlatıyor.

Başka bir savcı buna rağmen dava açabilir mi? Açabilir, açtı zaten. Çiçek diyor ki:

– Hukukla matematik farklıdır. Aynı kanun metni değişik yorumlanabilir. Bu sebeple, uygulama birliği sağlamak için Yargıtay vardır. Yargıtay, içtihatlar yoluyla kanunu yorumlar. Adli sürecin işlemesine herkes saygı göstermeli. Bu telaş, bu sansasyon yanlış. Yargıya saygı, sabır gerektirir..

Çiçek bazı AB sözcülerini de eleştiriyor:

– Hem yargının bağımsız olmasını istiyorlar, Adalet Bakanlığı’nın mevcut yetkilerini yargı bağımsızlığına aykırı buluyorlar hem de bakanlığımız yetkili olmadığı halde sırf bu davada Orhan Pamuk lehine müdahale etmemizi istiyorlar.

Çiçek’in bu eleştirisi haklıdır. Adalet Bakanı’nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda üye olması, sekreterya işlerini bakanlığın yürütmesi yargı bağımsızlığına aykırı değildir.

‘Liberal tarafsızlık’

Türkiye’de liberal felsefedeki anlamda “yargının tarafsızlığı” sorunu vardır; birçok önemli davada yargı siyasi taraf gibi hareket etmiş, hatta eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, “Yargıtay hukuku çiğnedi” diye kitap da yazmıştır. Sorun Adalet Bakanlığı’nın yetkileri değildir.

Orhan Pamuk konusunda hem suç görülmeyerek iki tane takipsizlik kararının verilmiş olması, hem suç görülerek bir dava açılmış olması, “yorum”un ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Pamuk’un sözleri yanlıştır, reklam uğruna milyonlarca insanı rencide etmiştir ama bunun yaptırımı sadece eleştiridir; ceza değil.

Avrupa’ya da birkaç söz: Belçika’daki Fehriye Erdal, Hollanda’daki Nuriye Kesbir gibi teröristlerin yargılanıp yargılanmaması konusunda ne diyorsunuz?!

DÜZELTME: Dünkü yazımda 19 Fransız tarihçisi için “yasakların kalkmasını istiyorlar” dizgi hatasıyla “kalmasını istiyorlar” şeklinde çıkmıştır. Düzeltir, özür dilerim.

Yorumlar kapatıldı.