İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yeni ayetullahlar

Derya Sazak

Orhan Pamuk davasındaki görüntülerin Türkiye’nin aleyhine olacağı belliydi. Dış basında çıkan sert eleştirilerden birini İstanbul’daki duruşmayı izleyen ve çıkışta saldırıya uğrayan İngiliz milletvekili Denis MacShane kaleme almış. Ülkenin AB’den sorumlu eski bakanı olan MacShane’nin, ‘The Observer’de çıkan yazısında İran’daki gibi Türkiye’nin ‘yeni ayetullahlar’ından söz etmesi Batı’nın AKP’ye bakışındaki değişimi yansıtıyor:

“Pamuk için Türk tarihinin tabu alanlarına girmek riskliydi. Fakat dinci köktencilerin ve ultra milliyetçilerin ateşlediği sansürün karanlık perdesini yırtmak yazarlara düşer.

Türkiye’nin yeni ayetullahları laik milliyetçi devleti koruduklarını öne sürüyor, fakat İran’ın dinci sansürünü taklit ediyorlar. Ermeni katliamları, Atatürk Türkiye’de modernleştirme yürüyüşünü başlatmadan 10 yıl önce gerçekleşti. Atatürk, Müslüman köktendincilerin bir numaralı tarihsel düşmanı olmayı sürdürüyor, zira Türkiye’yi laikleştirdi, Müslüman Türklerin barlarda içmesine izin verdi ve kadınlarla dans etmeyi teşvik etti. Bugün Türkiye’nin modernleşmesi AB anlamına geliyor. Türkiye’deki ultra milliyetçiler, AB’den hiç hazzetmiyor, zira AB egemenliğin paylaşılmasını gerektiriyor.

Pamuk’un davasının görüldüğü mahkeme salonunda nefret kelimesi ‘Avrupa’ydı. Birçok sağcı Avrupalı, Türkiye’nin AB’ye katılmasına karşı çıkıyor. İşte onlar, Türkiye’yi Avrupa’nın uzağında tutmak isteyen Türk milliyetçilerde (Kızılelma koalisyonu) yeni bir dost buluyorlar. Ankara ise bu meseleden yakasını sıyırmak istiyor.

Fakat bu o kadar kolay değil. Geçen asırlarda olduğu gibi, bir yazarı kaba saba sorular eşliğinde yargılayan devlet otoriteleri veya dinci köktenciler, sonunda sanık kürsüsüne kendileri oturmuşlardır.

Duruşmadan sonra korku içindeki Pamuk bana sürgüne gitmek zorunda kalıp kalmayacağını sordu. Umarım gitmez. Voltaire kazanıp, ayetullahlar kaybetmedikçe de Türkiye AB’ye filan giremez.”

Batı’daki bu kaygıların ABD’de de başladığına ilişkin işaretler var. Washington’da yayımlanan National Review’in Ortadoğu uzmanı Michail Rubin’in makalesinde de Türkiye’ye dönük kaygılardaki Erdoğan hükümetinin laik ve demokratik düzene, hukuka karşı başlattığı eylemlerden söz ediliyordu.

AKP’li belediyelerin İstanbul’da ve Anadolu’da ‘içki yasağı’ uygulamaya çalışmaları ‘dini hoşgörü’ geleneğinin erozyona uğratılması şeklinde yorumlanıyor.

Abdullah Gül’ün dediği gibi, Türkiye’de kafalar karıştı. Dışarıda da!..

Yorumlar kapatıldı.