İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye kendisini sürekli zora sokuyor

AKP hükümeti, içki satışlarını sınırlama girişimleri ve Orhan Pamuk davasındaki tutumuyla AB yolunda ciddi hatalar yapıyor

ANDREW BOROWIEC

Ülkesini ‘aşağılamaktan’ mahkemeye çıkarılan yazarlar ve ülke çapında gitgide yayılan İslami alkol yasağıyla, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik isteği ciddi bir şekilde zora sokuluyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusuna uymayan tedbirlere dair uyarıların sayısı büyük hızla artıyor. Tanınmış gazeteciler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ülkenin laik geleneğine ihanet etmekle suçlarken, Türkiye’nin etkili gazetelerinden Hürriyet, Erdoğan’ın AKP’nin ‘İslam örtüsünü yavaş yavaş etrafımıza sardığını’ yazıyor.

Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Avustralya’ya geçenlerde yapılan bir gezide, Türkiye’de kamu kuruluşlarında provokatif bir siyasi mesaj olarak yasaklanmış türbanla başını örtüyor, Erdoğan’ın son sözün ulema tarafından söylenmesi gerektiğine dair sözleri laik çevreleri şoke ediyor. Ankara’dan yorumcu Burak Bekdil, başbakanın ‘içinden hâlâ İslamcı kalmış biri olarak böyle konuştuğu’ görüşünde. Muhalefet partisi CHP’nin kıdemli üyelerinden Haluk Koç, ‘Türkiye ayetullahlar tarafından yönetilen bir devlet olmamalı’ diyor. İslamcı çevreler resmi statülerini, 1920’lerde Mustafa Kemal Atatürk’ün laik cumhuriyeti kurmasıyla kaybetmişti.

Ekonomistlerin yılda yaklaşık 20 milyon turist giren bir ülkede alkol satışını yasaklamanın turizm endüstrisine büyük hasar vereceğine dair isyanına cevaben Erdoğan, tedbirin aynı zamanda yerel halkın sarhoş olmasını da önleyeceğini söyleyerek, “Bunun bir tartışma konusu olmaması gerekir,” dedi.

Alkol satış ve tüketimine uygulanan yasak İstanbul’da ve Antalya tatil bölgesinde kısmen uygulanmaya başlandı. Yasakta son kararı verme yetkisi yerel belediyelere ait. Şimdiye dek yasak sadece camilerin yakınındaki alkol satış ve tüketimine uygulandı.

Laik basını ve askeri elitleri en az alkol yasağı kadar rahatsız eden bir başka konu da Müslüman yemek kurallarının dayatılması oldu. Örneğin devletin standartlar enstitüsü, yiyeceklerin İslami kurallara uyup uymadığına dair özel belgeler düzenleyeceğini duyurdu.

Ve hâlâ son derece etkili olan ordu, her ne kadar İslami tedbirlerin Türkiye’nin ruhuna uygun olup olmadığına dair giderek büyüyen tartışmanın dışında kalmaya özen gösterse de, bir AKP üyesi askeriyeyi Ankara merkezinin dışına taşımayı öne sürünce ordu da tepki verdi. Genelkurmay yayımladığı resmi bir bildiriyle öneriyi ‘kaygı ve üzüntü’ ile karşılayarak, böyle bir hareketin orduyu ‘Türk halkının gözünden ve kalbinden’ uzaklaştıracağını söyledi.

Kendini cumhuriyetçi sistemin muhafızı olarak gören ordu, 1. Dünya Savaşı’ndaki Ermeni katliamı veya mevcut Kürt sorununun kurbanları hakkında yazan birçok yazar aleyhine ‘devleti’ veya ‘Türklüğü aşağılama’ suçlamasıyla dava açılması konusunda ise şimdiye dek yorumda bulunmadı.

Bu yazarlardan biri de Orhan Pamuk. Pamuk’un duruşması geçen hafta, Adalet Bakanlığı’nın davanın yeni değiştirilen ceza yasasına uygun olup olmadığını belirlemesi için şubat ayına ertelendi. (18 Aralık 2005)

Yorumlar kapatıldı.