İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Orhan Pamuk´a devlet koruması verilsin

Serdar Turgut

Orhan Pamuk davasının bizlere göstermesi gereken bir önemli boyutu daha var. Bu mesele ile ilgili önüme yüzlerce fotoğraf geldi. Bu fotoğrafları iyice incelediğimde ilginç bir şeyi fark ettim. Bir kere bu davada protesto olayı çıkaran insanlar. Başka benzer meselelerde de olay çıkaran aynı insanlar. Anladığım kadar gezginci bir grup var; nerede kendilerine uymayan iş var orada boy gösterip kaba bir protestoda bulunuyor. Faşizan tavırlar sergileyen bu grup 50 en fazla 60 kişiden oluşuyor ama sayıları az olmasına rağmen Türkiye’nin iç ve dış gündemini oluşturabiliyorlar.

Aynı fotoğrafları incelerken bir başka gerçek daha ortaya çıktı. Pamuk’u dava günü bu kızgın kalabalığa karşı koruyanları da tanıyordum. Onların çoğu eski solculuk döneminden arkadaşlarımdı. Orada onları sokakta görmek beni hem biraz şaşırttı hem de nostaljik hislerle doldurdu. Şaşırttı, çünkü arkadaşların bu tür işler için yaşlanmış olacaklarını düşünüyordum ama sevinerek gördüm ki yanılmışım.

Orhan Pamuk ne konuşursa konuşsun, bizim ulusal bir kıymetimizdir. 60 kişilik bir gezgin faşist grubun onu tehdit etmesine izin vermemek gerekiyor ama aynı zamanda Pamuk’u korumasız bırakarak onun korumasını arkadaşlarına da bırakmamak gerekiyor.

Pamuk acilen devlet koruması altına alınmalıdır. Yapılması gereken yapıldığında medeni aleme Türkiye hakkında çok da pozitif bir mesaj verilmiş olacaktır.

Devlet koruması sağlansın da daha sonra Pamuk gibi bir yazarın neden kendi ülkesinde Salman Rüşdü gibi yaşamaya mecbur edebildiğimiz üzerinde de iyice düşünülmeli. Bu düşünmeyi, eğer düşünmeyi başarabilirlerse 60 kişilik gezgin grup acilen yapmalı ve kendilerine çeki düzen vermeliler. Bu davranışlarının milliyetçilik kavramına nasıl da zarar verdiğini de bilmiyorum görüyor mu bunlar?

Çok uzun zaman modernizm-milliyetçilik sentezi üzerine düşünmüş bir insan olarak onların bu davranışlarının olası bir sentezi nasıl da imkansız hale getirdiğini ben görüyorum. Çünkü bir sentezi ortaya çıkarmak karşılıklı diyalog ve düşünce üretmekten geçer ama bunu yapabilecek insanlar sokakta sergilenen tavırlara bakıp sentezin baştan olamayacağını söylüyorlar. Ancak modernizm-milliyetçilik sentezi yapılmadığı takdirde Türkiye’nin modernleşmesi de imkansız. Bu sentezi yapacaklar ise yine solcular olacak galiba, çünkü düşünce üretme pratiği solda var Türkiye’de. Solcular kendilerine ait olarak görmeyebilecekleri modenizm-milliyetçilik sentezi üzerine kafa yormak istemeyebilirler ama bu ülkenin demokratikleşmesi solun gündemindeyse-ki gündemindedir-,o zaman sağın toparlanmasını sağlayacak düşünceyi de sol üretmek zorunda kalacaktır. Sokakta sergilenen tavırlar milliyetçilik değil sadece barbarlıktır. Benim bu olaylarda tavrım net: Türkiyenin modernleşmesi, gelişmesi ve Avrupalılaşmasının ancak sol hareket geliştiği zaman mümkün olabileceğine inanıyorum. Yediği onca darbeye rağmen sol düşünce hala daha içinde büyük potansiyel taşır. Şunu görün ki; Türkiye’de düşünmeyi, fikir üretmeyi saygın bir düzeye ulaştıranlar sol hareketlerdir. Sağda da düşünce üretme geleneği vardır ama sokaktaki tavırlar sağa hakim kılındıkça bu düşünce üretme geleneği de kaybedilmektedir. Türkiye eskimiş olması gereken kavgalara yeniden sokulmamalıdır. Bunu başaracak olanlar ise düşünmenin önemine inanan fikir adamlarıdır ancak. Bu işte hem sağın hem de solun teorisyenlerine büyük görev düşmektedir. Avrupa üyesi olma yolunda yürümeye başlamış bir ülkeye de yakışan, fikir üretmek ve karşılıklı diyalogdur. Orhan Pamuk’un söylediği belirtilen laflar bile bu tür bir diyaloğu başlatmak için çıkış noktası olarak kabul edilebilir.

***

Orhan Pamuk ne konuşursa konuşsun, bizim ulusal bir kıymetimizdir.

60 kişilik bir gezgin faşist grubun onu tehdit etmesine izin vermemek gerekiyor

Yorumlar kapatıldı.