İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB’ye cevap: Müstemleke yargısı değiliz

AB ile ilişkilerin gerilmesine yol açan Orhan Pamuk davası dün yapılan Bakanlar Kurulu’nun en önemli gündem maddesini oluşturdu.

Toplantı sonrasında basın mensuplarının karşısına çıkan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Avrupa Birliği’nden yükselen “davayı durdurun” seslerine sert çıktı. AB’nin yargıya müdahale etme hakkı olmadığını vurgulayan Çiçek, “Onların yargıları bağımsızsa Türkiye’deki yargı müstemleke yargısı değildir.” tepkisini gösterdi. Bakan Çiçek, dava dosyasının dün sabah itibarıyla kendisine ulaştığını belirtirken, incelemenin en kısa sürede tamamlanacağını bildirdi. Bu tip suçlarla ilgili olarak 1 Haziran’dan itibaren yargıya müdahale edilmesin diye Adalet Bakanlığı’nın yetkisini kaldırdıklarını vurgulayan Çiçek, şu görüşü dile getirdi: “Bunu isteyen AB’nin kendisi. Kimse yetkisini vermezken bu hükümet yargıya müdahale olmasın, yargı kanaatine göre karar versin diye bakanlığın yetkilerini ortadan kaldırmıştır. Bu tip suçlar işlenmiş olsa zaten Adalet bakanının iznine bağlı değil. Onun için bu noktada herkes sabırlı olmalıdır. En azından başka ülkelerde işleyen süre kadar Türkiye’de de yargıya imkan verilmesi lazım. Eğer eksikleri, yanlışları varsa tabiatıyla bu, yargının kendi meselesidir. 138. madde açısından da biz buna müdahale edemeyiz, bu olayı getirip hükümetle ilişkilendirmek ve bundan siyasi bir sonuç çıkarmak olmaz.”

Son zamanlarda yargıya ve hukuka saygıdan uzak birtakım değerlendirmeler yapıldığına işaret eden Çiçek, AB’ye yüklendi: “Bir taraftan AB, ‘yargıya siyasetin gölgesi düşmesin, yargı ile siyasetin ilişkisinin kesilmesini arzu ediyoruz’ deyip, İlerleme Raporu’na birçok hususu koyarken, öbür taraftan adeta siyaseti yargının içine çekecek tarzda açıklamalarda bulunulmuştur.” Pamuk davasına benzer iki dosyada takipsizlik kararı verildiğine işaret eden Adalet Bakanı, demokratik sabır istedi. Türk yargısının bir gün içinde karar vermesinin talep edildiğine dikkat çeken Çiçek, Belçika yargısının Fehriye Erdal işinde silahın yarı otomatik mi otomatik mi olduğunu 2 senedir neticelendiremediğini vurguladı. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok basit bir iş, gönderirsiniz bilirkişiyi otomatik mi yarı otomatik mi belki bir saat içinde bunun kararını almanız bile mümkün. Ama şimdi Türkiye’de niye bunlar oluyor, diyenler 2 sene içinde silahın otomatik mi yarı otomatik mi olduğuna karar veremedi. ‘Bunlar terörist. Bunlar Türkiye’de kan dökmüş’ denildiği zaman ‘Bizde yargı bağımsız, biz yargıya karışamayız.’ diyorlar. Ben de şunu söylerim ki onların yargıları bağımsızsa Türkiye’deki yargı müstemleke yargısı değildir.” Sözcü Çiçek, “Türk ordusu, PKK ile çatışmayı seviyor. Çünkü bu onu saygın ve önemli kılıyor.” diyen Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Joost Lagendijk’i de kınadı. Lagendijk’in PKK ile TSK’yı aynı kefeye koyduğunu belirten Çiçek, bunu esefle karşıladıklarını kaydetti. Ordunun AB’ye verdiği desteğe dikkat çeken Çiçek, “Bütün bunlar ortada iken, bunu bir terör örgütü ile beraber değerlendirip, bazı yanlış kareler içine oturtmuş olmasını, Türkiye’yi yeteri kadar tanımadığı ya da kendisine yanlış bir kısım bilgilerin verilmiş olmasından dolayı yanlış bir değerlendirme olarak değerlendirmemiz mümkündür.” dedi.

Yorumlar kapatıldı.