İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yanlış nerede?

Oktay Ekşi

TAHA Akyol hepimizi bile bile dünyaya rezil eden Orhan Pamuk davasına ilişkin yazısında dün ‘Ayağımıza kurşun sıktık’ diyordu.

Sadece Taha Akyol değil, yapılanın yanlış olduğunu dile getirmeyen hemen kimseye rastlamadık.

Demek ki toplumsal sağduyu ortada çok büyük bir kusur olduğunda birleşiyor.

Dahası… Tüm dünya bir oldu, aslında Türk milletine karşı büyük bir haksızlık -hatta iftira- eden Orhan Pamuk’u değil, ‘Türklerin düşünce özgürlüğüne tahammülü işte bu kadar’ diyerek bizi lanetliyor.

Lakin yanlışın ne zaman ve nerede başladığı üzerinde duran pek yok galiba…

Yanlış Orhan Pamuk’a ve onun davasını izlemeye gelenlere karşı kaba kuvvet kullanan zorbalarla başlamadı. Onların yaptığı, zincirin son halkası.

Başa dönüp Taha Akyol’un dediklerini esas alarak belirtelim:

Biz ayağımıza kurşunu, önceki gün, yani Pamuk hakkındaki davanın duruşması veya konuyu mahkemeye taşıyan yanlışlar nedeniyle sıkmadık.

Biz o kurşunu hani Avrupa Birliği’ne uyum amacı ve iddiasıyla çıkardığımız Yeni Ceza Yasası var ya… İlk olarak onunla sıktık.

Gerçi daha öncesine ilişkin de söylenecek olanlar var ama onları bırakalım.

Yeni Ceza Yasası sayesinde, düşünenlere, yazanlara çizenlere tahammülsüzlüğümüzün örnekleriyle dolu sicilimizdeki utanç verici sabıka kayıtlarını zihinlerden silebilirdik.

Nasıl?

Nasıl olacak, ‘düşünceleri ifade özgürlüğü’ ve ‘halkın gerçekleri öğrenme hakkı’ önündeki aşırı sınırlamaları kaldırarak bunu yapabilirdik.

Örneğin yeni Ceza Yasası’nın, ‘Türklüğe hakaret ettiği’ iddiasıyla Orhan Pamuk’a uygulanması istenen 301’inci maddesi aslında, eski yasanın çok eleştirilen 159’uncu maddesinin hemen hemen aynıdır. Kelimelerin ve cümlelerin yeri değiştirilmiş ama maddenin özü aynen korunmuş.

Bunu ve ‘sakınca’ içeren öteki maddeleri yeni Ceza Yasası’nın çok tartışıldığı geçen yıl nisan ve mayıs aylarında, hem şimdiki Adalet Bakanı’na hem de hükümete anlattık. Meclis’teki komisyon görüşmelerinde de dilimizin döndüğünce söyledik. Ama dinletemedik. Ağzımızı her açışımızda ‘yasanın yanlışını’ değil ‘basının kabahatlerini’ tartışmaya zorlandık.

Orhan Pamuk davası ayyuka çıkınca aynı Adalet Bakanı gazetecilere şimdi ‘Bunu bu hale basın getirdi. Önce ‘Vatanı sattı’ diye manşet attınız, sonra ‘AB için önemli’ diye yazıp söylüyorsunuz’ diyor.

Dikkat edin, ‘Çıkardığımız yasanın ifade özgürlüğünü kısıtladığını söyleyenlere o tarihte kulak vermeyerek hata ettik’ demiyor. Kabahat yine basının imiş.

O nedenle yanlışı düzeltmeye, doğru yerinden başlamak gerekir.

Dava günü ile ilgili utanç verici sahnelerin sorumlularından hesap sormak elbet beklenir ama asıl ihtiyaç, yeni Ceza Yasası’nın anti demokratik hükümlerini düzeltmektir.

Yorumlar kapatıldı.