İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Pamuk´u Bırakın da Bruno´ya Bakın

Sadi Somuncuoğlu

Ey Pamukseverler, ey düşünce özgürlüğü şampiyonları, kaderin şu cilvesine bir bakın. İftiracımızın yargılanmaya çalışıldığı sırada, hani Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti”ne, “davayı düşürün” ültimatomu veren, mahkeme salonunda “patron biziz” dercesine gövde gösterisi yapan Eurlings, Lagendijk”lerin üyesi olduğu Avrupa Parlamentosu, Fransız parlamenter Bruno Gollnisch”in dokunulmazlığını kaldırdı. Suçu ne biliyor musunuz; “Yahudi soykırımını tartışmalıyız” demek.

Evet Fransız aşırı sağcı lider Le Pen”in partisi Ulusal Cephe”den Avrupa Parlamentosu üyeliğine seçilen Gollnisch hakkında, geçen yıl Lyon”da bir konferansta yaptığı konuşmadan dolayı önce Fransa”da “Yahudi soykırımını inkar ettiği” gerekçesiyle dava açıldı. Bu arada Avrupa Parlamentosu da dokunulmazlığını kaldırmak üzere harekete geçti ve Pamuk”un yargılandığı gün de dokunulmazlığını kaldırdı. Gollnisch bir profesör, ayrıca Yahudi soykırımını inkar falan da etmiyor. Söylediği iki cümle; Uzman değilim. Evet gaz odalarını, yüzbinlerce insanın da öldüğünü kabul ediyorum. Ama yine de tarihin tartışılmasına izin verelim, bunun neden olduğunu konuşalım diye düşünüyorum.

Peki Pamuk davasını “sembol” ilan edip, dünyayı başımıza yıkan Avrupa Parlamentosu, Gollnisch”in dokunulmazlığını hangi gerekçeyle kaldırdı; Sözleri, insan hakları ihlali unsuru taşıyormuş..

Ama aynı AB, sadece roman yazarı olan Pamuk”un, 70 milyona “katil”, devletine “cani” iftirası yapmasını, koca bir milletin tarihini lekelemeye yeltenmesini, “düşünce ve ifade özgürlüğü” sayıyor, “dava açamazsınız, yargılayamazsınız” diyor. Batıda olduğu gibi bizim de kanunlarımız yok mu ve hangi fiillerin suç sayılacağı tarif edilmiyor mu? Bir kişiye “cani-katil” demek dünyanın her yerinde suçken, aynı hakaretin bir millete yapılması düşünce özgürlüğü olabilir mi? Türkiye “yol geçen hanı” mı ki, mahkemelerimize, ülkemize arsızca saldırılıyor? Ne oldu da, batının en önemli kriterleri “hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı” büyük bir iştah ve hazla ayaklar altına alınıyor?

Neden Fransa, Avusturya ve İsviçre”de, “Yahudi, Ermeni soykırımı yapılmadı” demek “düşünce ve ifade özgürlüğü” olmuyor hatta, kanunla suç sayılıp, tereddütsüz uygulanırken, hiç itiraz edilmiyor? Dünyaca ünlü Tarih Profesörü Bernard Lewy, Ermeni soykırımı olmadığını söylediği için yargılanıp, cezalandırılmadı mı? Türkiye onların sömürgesi mi ki, “soykırım yapıldı” diyenlere sahip çıkılıyor, “soykırım yapılmadı” demenin suç sayılması isteniyor. Birincisi nasıl düşünce özgürlüğü oluyor da, ikincisi suç telakki ediliyor.

O zaman en önce düşünce özgürlüğünün tarifini değiştirelim. Batı”nın çıkarlarına göre istediklerini, sorgusuz-sualsiz kabullenip, savunmak düşünce özgürlüğü, aksi suçtur diyelim, olsun bitsin.

BARİ İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNE SAYGI GÖSTERİN

Pamuk”un değil, Türkiye”nin yargılanacağını söyleme cüretinde bulunan AB komiseri Olli Rehn, Brüksel”de katil zanlısı Fehriye Erdal”ın şahsında AB”nin yargılandığını unutup, “Türkiye”nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”ne saygı göstermesini bekliyorum” buyurdu. Aynı daveti bizim kendilerine yapmamız gerekiyor. Zira AİHS”nin ifade özgürlüğü ile ilgili 10.maddesinin birinci bendi evet, “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Kamu makamlarının müdahalesi olmadan, ulusal sınırlarla kısıtlanmaksızın ulaştırma özgürlüğünü kapsar” diyor. İyi de bunun bir de ikinci bendi var. Orada da, “Bu özgürlükleri kullanırken ödev ve sorumluluk içinde hareket edilmesi gerektiğinden, ulusal güvenlik, ülke bütünlüğü, kamu güvenliği, suçun veya düzensizliğinin önlenmesi, başkalarının şeref ve haklarının, yargı organının otorite ve tarafsızlığının korunması amacıyla şartlara, sınırlamalara ya da müeyyidelere bağlanabileceği” yazıyor. Kendi mevzuatınızı da bilmiyor musunuz, nedir bu riyakarlık?

Pamuk, “ifade özgürlüğünü” kullanırken, ödev ve sorumluluk içinde hareket etmiş midir, iftiralarıyla ülke bütünlüğü ve kamu güvenliğini tehlikeye atıp, 70 milyonun şeref ve hakkını ayaklar altına almamış mıdır? Ve de başta Rehn, tüm AB yetkilileri yaptıkları baskılarla yargı organının otorite ve tarafsızlığını ortadan kaldırmamış mıdır?

HER ŞEY İMAJ DEĞİLDİR

Son söz Pamuk hakkında dava açılmasını ve duruşma günü yaşananları, “kendi ayağımıza kurşun, Türkiye”nin imajı yerle bir” diye değerlendirenlere;

Türkiye”nin Haçlıların gözündeki imajını daha öğrenemediniz mi? Dertlerinin Pamuk değil, onun sırtından tüm kutsallarımıza saldırmayı legalleştirip, Türk Milleti ve devletini, kimliksiz, kişiliksiz, savunmasız bırakarak, üzerimize çullanmak olduğunu görmüyor musunuz? Bugün tartışılan “soykırım iftirasının”, hangi bütünün parçasını teşkil ettiğini bilmiyor musunuz?

Evet bilerek, bilmeyerek bu yola taş döşeyenler; siz belki bu iftiraları kabul etmede de mahzur görmeyebilirsiniz. Ama Milletimizin şiddetle reddettiği “katil” damgasının, çocuklarımızın, torunlarımızın alınlarına da hayasızca vurulmasına hizmet edemezsiniz. Buna hakkınız yok ve böyle bir ihanetin adı, ne demokrasi, ne ifade özgürlüğü olamaz.

Yorumlar kapatıldı.