İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İfade özgürlüğünü içe sindirmek

İsmet Berkan

Biz Orhan Pamuk’u neden yargılıyoruz? Tek bir basit sebeple: İfade özgürlüğünü kullandığı için.

Eski Ceza Kanunu’nun 159. maddesinden bir kez yargılanmış ve beraat etmiştim. Henüz yeni kanunun 301. maddesiyle tanışmadım, inşallah da tanışmam.

O zaman da fikrim aynıydı bugün de aynı: Devleti, devletin güvenlik güçlerini ve devletin adliyesini hakaretlerden korumak için hapis öngören ceza düzenlemelerine gerek yok.

Eğer birisi eskiden 159, bugün 301. maddeyle korunmak istenen kişi veya kurumlara hakaret ediyorsa, bunun yeri ceza mahkemeleri değil sivil mahkemeler olmalıdır. Bu davaların kamu davası olması ve savcılar tarafından yürütülmesi gerekmez, hakarete uğradığını düşünen kurum veya kişiler hakaret ettiği öne sürülen kişiye tazminat davası, hakaret davası açarlar, olur biter.

Orhan Pamuk’un yargılandığı davada, hakarete uğradığını düşünen ve bu sebeple savcılıklara suç duyurusunda bulunan en az bir kişi var: Gazeteci yazar Altemur Kılıç. Dün mahkemede Pamuk’a karşı müdahil olmak isteyen Altemur bey keşke Orhan Pamuk’a doğrudan dava açsaydı, buna imkân bulunsaydı, daha doğrusu bundan başka bir imkân bulunmasaydı.

O zaman kimse Türkiye’yi ifade özgürlüğünü kısıtlıyor olmakla suçlayamazdı; devlet de, şiddet içermeyen düşüncelerini açıklayan bir yazarını hapisle tehdit ediyor durumuna düşmezdi.

* * *

Bizim bazı şeyleri içimize sindirmemiz, öğrenmemiz gerek. Bunların başında da ifade özgürlüğü geliyor.

Birileri fikirlerini serbestçe ifade edecek, biz de o fikirler ne kadar aykırı olursa olsun onlara tahammül edeceğiz.

O fikirleri ortaya atanı dövmeye, öldürmeye veya hapse atmaya kalkışmayacağız. Fikirleri beğenmiyorsak, kendi fikirlerimizi ortaya koyarak yapacağız mücadelemizi, başka türlü değil.

* * *

Yıllardır bu konularda yazıp çiziyorum, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yargılanıp mahkûm olması dahil ifade özgürlüğü ile ilgili neredeyse bütün davalarda bu özgürlüğün kısıtlanmasını eleştirdim. Kendim defalarca ifade özgürlüğünü kısıtlayan Ceza Kanunu maddelerinden ve Terörle Mücadele Kanunu maddelerinden yargılandım.

Şimdi geriye dönüp bakıyorum, ifade özgürlüğü konusunda son 10 yılda kaydettiğimiz mesafe inanılmaz. 10 yıl önce bugünlerde TMY 8. maddeyi değiştirmeye ve böylece hapislerde sürünen yüzlerce insanı serbest bırakmaya uğraşıyorduk.

O zamanlar, yıllardır görüşleri nedeniyle hapiste tutulan insanlar vardı kurtarmaya uğraştığımız. Mesela İsmail Beşikçi vardı. Bugün ne mutlu bize ki, önümüzdeki sembol dava Orhan Pamuk davası, Hrant Dink davası.

Ama öte yandan bunca zorlukların ardından bunca yol gelmişken, hâlâ bu sorunlarla uğraşmak zorunda kalmak insanı üzüyor gerçekten.

Yorumlar kapatıldı.