İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ABD´deki dava Ermeni meselesi açısından dönüm noktası

Semih İdiz

Yasemin Çongar’ın, gazetemizin önceki gün manşetine taşıdığı “Ermeni soykırımı ABD’de mahkemelik” başlıklı haberi, bu büyüyen baş ağrımızın önüne geçilmesi açısından da en iyi sonuca işaret ediyor.

Ermeni iddiaları karşısında uyguladığı “kategorik inkâr” politikasının Ankara’ya bugüne dek bir yarar getirmediği, aksine ters teptiği bir gerçek. TBMM’nin ünlü “Mavi Kitap”ın yalanlanmasını sağlamak amacıyla İngiltere nezdinde yaptığı girişim bunun son örneği.

Söz konusu habere gelince, Massachusetts eyaletinde bir öğrenci ve iki tarih öğretmeninin girişimiyle açılan davada, Ermeni soykırımı tezlerine karşı Türk tezlerinin tarih kitaplarından çıkarılmasının “akademik özgürlüğe” ters düştüğü savunuluyor. Bu görüşün mahkeme tarafından kabul görmesi ihtimali de yüksek.

Önemli bir emsal olacak

İşin ilginç yanı, davaya vesile olanların ne Türklerle ne de Türkiye’yle herhangi bir ilişkilerinin bulunmaması. Bu kişilerin söyledikleri özetle şu: “Soykırım olmuş, olmamış o başka mesele. Ancak, öğrencilerin, Türklerin ve Bernard Lewis ile Justin McCarthy gibi akademisyenlerin bu konudaki görüşlerini duyma hakları ellerinden alınamaz.”

Yukarıda, “Türkiye’nin Ermeni soykırımı iddiaları karşısında bekleyebileceği en iyi sonuçtan” bahsederken işte buna işaret etmek istedik. Öte yandan, tarih derslerinde Türkiye’nin tezlerine de eşit derecede yer verilmesinin Ermeniler açısından “korkulu rüya” olduğu aşikâr.

Zira onlar bu konuya sadece kendi gözlüklerinden bakılmasını istiyorlar. Türkiye’nin “kategorik inkâr” üzerine kurulu olan ve dolayısıyla Batı’da antipati yaratan politikası da kendilerine bu konuda bugüne kadar yardımcı oldu. Oysa Massachussets’teki dava kazanılırsa çok önemli de bir emsal yaratılmış olacak.

Tarihçi cezaevinde

Aslında Avrupa’da da bu konuda ilginç gelişmeler yaşanıyor. Örneğin, “Yahudi soykırımı inkârcısı” İngiliz tarihçi David İrving’in 11 Kasım’dan bu yana Avusturya’da hapiste olması Avrupalı akademisyenleri de derin ikilemde bırakmış bulunuyor.

“Yahudi soykırımı büyük bir yalandır” dediği için kendisinden nefret edenler bile İrving’e yapılanın “akademik özgürlüğe” aykırı olduğunu belirtiyorlar. Bu konudaki kampanyanın nereye kadar gideceği ve bunun Avrupa için nasıl bir emsal oluşturacağı ise şu anda belli değil.

Öte yandan, Massachussets’teki davanın kazanılması, bizde bu konuya “kategorik inkâr” gözlüklerinden bakanların işine pek gelmez. Bugüne kadar böyle bir dava açmaya yanaşmamış olan Amerika’daki Türklerle Ankara’daki yetkililer herhalde bu yüzden bu davayı uzaktan izliyorlar.

Ermeni tezleri yer alacak

Kazanılması halinde bu davadan çıkacak mesajı, “Türk tezleri Amerikan tarih kitaplarında nasıl eşit derecede yer alıyorsa, Ermeni tezleri de Türkiye’deki okul kitaplarında aynı şekilde yer almalı” şeklinde özetleyebiliriz.

Aslında bu yaklaşım, Türkiye’nin, “Konuyu tarihçilere bırakalım” söylemine uygundur. Ancak, Türkiye’nin şu aşamada böyle bir yaklaşımı benimseme olgunluğuna sahip olup olmadığı tartışılabilir.

Yorumlar kapatıldı.