İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Patrik ve tarih…

Hasan Pulur

GÖZÜMÜZÜ Patrik Athenagoras’la açtık, Patrik Bartholomeos’la kapatacağız desek yeridir.

Yıl 1954, açın gazeteleri, hemen her gün Rum Ortodoks Patriği Athenagoras’tan bir haber bulursunuz, 2005 yılına geldik, şimdi Bartholomeos’un adı yine gündemde…

Bu Patrik, uzaktan sakin bir adam görünse de Derya Sazak’la yaptığı söyleşi pek öyle değil…

Heybeliada papaz okulunun açılmasını istiyor, açmazsanız Avrupa’ya girişiniz zorlanır diyor, Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin İstanbul’da olması Türkiye için bir iftihar vesilesi olmalı, diyor, Türkiye kabul etmese de patrikhane için dinen ekümenlik, evrensellik geçerlidir, diyor…

***

PEKİ, Patrik öyle diyor da tarih ne diyor?

“Tarihçilerin kutbu” Prof. Halil İnalcık ne diyor?

Yani İstanbul’un fethine rağmen patrik sürekli olarak görevde kalmış mıdır?

Patriğe göre, “Kesintisiz” kalmıştır.

İnalcık “Hayır, kesinti mutlaktır” diye karşılık veriyor:

“İstanbul’un fethiyle beraber Bizans’a ati bütün dini, resmi makamlar resmen ortadan kalkmıştır. Kesinti mutlaktır. Fatih, herhangi bir devlet hizmetlisi gibi, Papaz Scholarius’a patriklik beratı vermiştir. Beratla kendisini, nasbettim, tayin ettim, diyor. Bu bir sözleşme değil, bir resmi tayindir. Sen Sinod denilen metropolitler meclisinde, metropolitler arasında bir patrik seçilir. Bu seçim neticesini, devletin başı sultana götürürler, sultan tasdik eder ve otoritesini icra etmesi için bir berat verir, o beratı vermezse patriğin halk üzerinde hiçbir icra yetkisi yoktur. Öbür taraftan bir kargaşa olur, patrik müşkül bir durumda kalırsa, devlet memurları yeniçeriler onun hizmetinde yardım ederlerdi; yani patriklik Osmanlı Devleti’nin resmi makamı durumundaydı.” (x)

***

PEKİ, bugün durum nedir?

“Bugün Yunanistan, İstanbul’dan, Batı Anadolu’dan, Pontus’tan ayrılan Rumları geri getirmek için çeşitli faaliyetlere girişmiş, İstanbul Patrikliği’ne, evrensel bir makam kazandırmak için planlı faaliyete başlamıştır. Bazılarının zannettiği gibi, bu bir vehim değildir.”

***

FENER’deki patrikhanenin açılmayan orta kapısı vardır, bu kapı niye açılmaz?

Derya Sazak da bunu hatırlatıyor… (Milliyet, 2 Aralık 2005)

Mora İsyanı’nda patrik suçlu bulunmuş ve orta kapının önünde asılmıştır…

Patrik diyor ki:

“Astılar! Patrik Grigorios 1821’de idam edilmiş… Bunlar deniliyor, konuşuluyor, fakat ispat edilemiyor.”

Peki, bizden de bir soru:

“Madem patriğin Mora İsyanı ile ilgili görülüp asıldığı ispat edilemiyor, o halde kapıyı niçin açmıyorsunuz?”

(x) Tarihçilerin Kutbu, Halil İnalcık; söyleşi Emine Çaykara, İş Bankası Yayınları.

Yorumlar kapatıldı.