İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bu imtiyaz talebidir…

Oktay Ekşi

KONU temcit pilavına döndü derseniz haklısınız. Ama başta ABD olmak üzere hemen hemen tüm yabancı devletler, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri her fırsatta karşımıza ‘Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nu açın, Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümenik olduğunu (evrensel bir otorite sayılması gerektiğini) kabul edin’ diye bastırdığı, Patrik Bartholomeos her önüne gelen bu konudan söz ettiği sürece, başka çare yok…

Bu işin aslı astarı nedir, söz etmek kaçınılmaz oluyor. Sayın Patrik son olarak meslektaşımız Derya Sazak’a uzun uzun bu konulardaki görüşlerini anlattı. Sazak da sorularını ve aldığı yanıtları Milliyet Gazetesi’nde iki gün süreyle yayınladı.

Patrik Bartholomeos’un ekümeniklik konulu görüşlerini ayrı bir yazıda değerlendirmek üzere, bugün Ruhban Okulu konusuna girelim:

Patrik Bartholomeos, Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun açılması isteğini birkaç gerekçeye dayandırıyor. Bunlardan biri ‘300 milyonluk Ortodoks camiasının kendi din adamını yetiştirecek okulunun olmaması’.

Oysa Selanik Üniversitesi’nin Teoloji Okulu vardır. Nitekim Heybeliada’daki okul -Türk devleti tarafından değil, Ankara Üniversitesi bünyesinde bir Teoloji Okulu açılarak Ruhban Okulu’nun görevini üstlenmesi önerisini taa 1970’li yıllarda kabul etmeyen Patrikhane tarafından- kapatılınca buradaki öğrenciler öğrenimlerini Selanik’teki okulda tamamladılar.

Kaldı ki dünyada başka yer ve ülke mi yok? Patrikhane isterse bir başka yerde bu ihtiyacı karşılayacak okul açabilir. Buna da kimse bir şey demez. Aslını ararsanız bu konuda herkes gerçeğin işine gelen kısmını söylüyor. Örneğin Sayın Patrik, ‘Okulun kapanması Lozan’a aykırıdır’ diyor. Dayanağı da Lozan’ın 40’ıncı maddesi. Bu maddedeyi birlikte okuyalım:

‘Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapmak konularında eşit haklara sahip olacaklardır.’

Görüldüğü gibi burada iki nokta var. Biri Rumlar dahil tüm azınlıkların diğer Türk vatandaşları ile aynı konumda oldukları hususlar… Bir de Rumlar dahil azınlıkların azınlık olmalarından kaynaklanan hakları…

Birincisine göre diğer vatandaşlara ve Rumlara ‘yasa önünde eşitlik’ tanınmaktadır. Buna kimse müdahale edemez. Yani yasayla, masayla bu hakları onların elinden kimse alamaz.

İkincisine göre ‘Rumlara kendi okullarını açma’ hakkı tanınmıyor. Ancak burada, ‘(…) her türlü okullar (…) kurmak (…) (konusunda Türk vatandaşlarına hangi haklar verilirse o haklardan) eşit olarak yararlanma güvencesi’ veriliyor. İmtiyaz değil.

Diğer Türk vatandaşlarına ‘Kendi yüksekokulunuzu kendiniz açabilirsiniz’ diyen bir yasa var mı ki Patrikhane’ye bu yüksekokulu açma hakkı tanınsın?

Yorumlar kapatıldı.