İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Casus yuvası patrikhane

Araştırmacı-yazar Aytunç Altındal, her gün biraz daha küstahlaşan, kendisini “Ekümenik” ilan eden Bartholomeos’un hain planlarını Yeniçağ’a anlattı.

Son zamanlarda “Yeni Roma’nın ve İstanbul’un Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” sıfatını kendisine yakıştıran Fener papazı Bartholomeos, Yeni Doğu Roma İmparatorluğu’nun kurulması için zemin mi hazırlıyor? Casus yuvası Patrikhane’nin amacı Lozan’ı delip Anayasa’yı değiştirmek mi?

AB ve Amerikan destekli fesat ocağı

Fener Rum Patrikliği görevine geldiği 22 Ekim 1991 yılından bu yana yurtiçi ve uluslararası temaslarının yoğunluğu hayret edilecek boyutlarda seyreden Patrik Bartholomeos’un ( Dimitrios Archondonis) hain planlarını bir bir sıralayan araştırmacı- yazar Aytunç Altındal, çarpıcı örnekler verdi. Patriğin Ekümenik tartışmalarını, Ruhban Okulu’nun açılıp açılmayacağını, azınlıkların mal durumunu, Patrikhane ve Lozan’ı Yeniçağ için değerlendiren Altındal sorularımız öncesi şu açıklamayı yaptı: “Patrik, son zamanlarda “Ecumenical Patriarch and Archbishop of Costantinople and New Rome’’ sıfatını kullanmakta ve bu şekilde sorumlu olduğu yasaları da ihlâl etmektedir. Patrik’in kullandığı bu sıfatın tam olarak açılımı; ‘Yeni Roma’nın ve İstanbul’un Başpiskoposu ve Evrensel Patriği’ şeklindedir. Kullanılan bu unvan, Lozan görüşmelerine ve Lozan’da Türkiye’ye verilen sözlere ters düşmektedir.

Bartholomeos’un ‘Costantinople’ ismini kullanmakta ısrarlı olması, asıl amacının ne olduğunun anlaşılması bakımından önemlidir. Yeni Roma Patrikliği ise, açıkça Patrik’in Doğu Roma İmparatorluğu özlemini göstermektedir. Patrik Yeni Doğa Roma İmparatorluğu’nun kurulmasını mı istiyor?”

* Sayın Altındal, bugünlerde Bartholomeos yine gündemde. Bartholomeos ve Patrikhane neyin peşinde?
Aslında atağa kalkan Patrikhane değil Amerika. Baba Bush, 6 Kasım 1987’de ABD Ankara Büyükelçisi Hupe’ye gizli bir mektup gönderdi ve “Ermeni soykırımı ile ilgili belgeleri bulup çıkarın ve Türk hükümetini de bunları yayınlamaya zorlayın” dedi. Benzer bir mektubu Fener Patriğine yolladı ve olay hız kazandı. Bartholomeos, Heybeliada Ruhban Okulu’nu gündeme getirmeye başladı. Bakın kelimesi kelimesine oku-yorum: Patrik “Türk devletinin iradesi varsa bu okul açılır” diyor. Bu okulun nasıl bir okul olduğu herkesin mâlumu. Patrik buna rağmen “Heybeliada TC’nin denetimi dışında tutulacak” (yani YÖK ya da MEB müdahale edemeyecek) diye diretiyor. Böyle bir okulun açılabilmesi için tam 18 tane kanunun değişmesi gerek. Bunlardan ikisi Anayasamızın değişmez maddeleri. Bunun mümkün olmadığını Patrik de biliyor ama O, “başka birşeyi ima ediyor”. “Bu okulun üstünde TC’nin denetimi olma-yacak demekle, ben senin kanunlarını, meclisini, kısacası devletini tanımadığımı söylüyorum. Eğer iraden varsa (AB ve ABD arkamda, gücün yetiyorsa) mani ol da göreyim” diyor. Lozan anlaşmasının 12.maddesinde “Gayrimüslimler Müslümanlarla eşittir” deniyor. Evet eşittir ama imtiyazlı değildir. Devletin denetimi dışında bir okul, imtiyaz istemektir. Yani Patrik, Türkiye’yi Lozan’ı ihlale zorluyor.

* Vatikan’ın etkisi oldu mu?

5 Haziran 1993 Cumartesi günü Roma’da, Vatikan’ın verdiği pa-ralarla Focolare teşkilatı bir toplantı düzenledi. Düzenlediği toplantıda “Bizim kendi kavramımız diyalog, Koinoia ve gizli vaftiz olayını bu sinodda tartışacağız. Bu sinoddan müslümanlarla birliktelik sağlayacak bazı kararlar da çıkartmamız lazım.” dedi. Buraya davetli olanlar arasında üç kişi çok önemli idi. Bunlardan birincisi İtalya Cumhurbaşkanı Oscar Luicis Calfaro idi. Calfaro mason, büyük bir üstad ve aynı zamanda Malta şövalyesiydi. İkincisi Egont Kleptch diye bir adamdı. Avrupa Parlamentosu Başkanıydı. Üçüncüsü Henry Sokovsky diye bir şahıstı. Bu şahıs da BM nezdinde aileden sorumlu bakan düzeyinde bir adamdı. Bu üçü bir başka şahsı özel olarak buraya davet ettirmişlerdi. Focolare’nin bu toplantıdaki onur üyesi Patrik Bartholomeos idi. Patrik Bartholomeos bu toplantıya katıldı. Ve müslümanlarla diyalog kurulması meselesi kendisine söylendi.

* Patriğin kendisini Ekümenik ilan etmesi ne anlama geliyor?

Ekümenik, evrensel demektir. İstanbul Fener Rum Patriği, ABD ve AB tarafından tüm dünya Ortodokslarının (yaklaşık 320 milyon) “lideri” yapılmak istenmektedir. Bu nedenle de İstanbul’daki Patrikhane’ye ‘Vatikan tipi’ bir devlet statüsü verilmeye çalışılmaktadır. Patrik, ekümenik sıfatını alırsa, bu kez de AB ve ABD, ‘tazminat ve toprak’ taleplerini gündeme getirecektir. Ekümene; hıristiyan dininin ve uygarlığının egemen olduğu coğrafi alan demektir. Bu nedenle ilk ‘ekümenik’ toplantılar, hıristiyan mezhepleri arasında yürütülmüştür. Dünya Kiliseler Birliği, Protestan Kiliseleriyle Ortodoks ve Anglikan Kiliselerini bir araya getirmiştir.. Diğer yanda ise Katolik ve Doğu Kiliseleri yer almışlar ve giderek belirli konularda uzlaşmalar sağlamışlardır. Diğer dinlerle ‘ekümenikal’ ilişkiler kurulmasına 1990’larda hız verilmiştir. Ekümenik hareketin iki hedefi vardır: Birincisi, Türkiye’de Fener Rum Patriği’ni ‘Ekümenik Patrik’ ilan ettirmek ve böylece Lozan Antlaşmasını delmek ve Anayasayı değiştirmektir. İkincisi ise, misyonerlik faaliyetlerini yasal kılıflar altında sürdürmektir.

* Yani Ekümenizme giden yol…

2.Vatikan Konsili’nden sonra diyalog olayı başladığında Dünya Kiliseler Birliği; ki bu birlik, 1919-20 yıllarında Fener Patrikhanesi’nin yazdığı mektuplarla başladı. Anglikan, Protestan, Ortodoks kiliselerinden ve bunların çeşitli değişik alt açılım kiliselerinden oluşuyor. Vatikan girmemişti. Şimdi o da bunun içinde. Bu hareketin adı ekümenizm hareketidir. Yani bu kiliselerin biraraya gelerek, birbirlerini şu veya bu şekilde bütünleştirerek, farkı tutup aralarındaki benzerlikleri öne çıkararak yaptıkları hareketin adına ekümenizm hareketi deniliyor. “Farklılıklarınızı saklayın, ben-zerliklerinizi öne çıkartın”; bu, ekümenizm hareketidir.

* Ekümenizmin amacı nedir?

Ekümenizm hareketinde dedi-ler ki, “Bizim birinci vazifemiz misyonerliktir. Bu misyonerliği yaparken de bizim yapmamız gereken şudur: ‘İllaki Katolik ol, illaki Ortodoks ol, illaki Anglikan ol’ demeyelim. Ne diyelim? ‘Hıristiyan ol da hangi kiliseden olursan ol’ diyelim. Bunun adına Evangelizasyon denir. Yani önce “Evangel” dediğimiz İncil’le tanış, İncil’i öğren. ‘İncil’i bir oku. Ne çıkar?’ ‘Demek ki bu konuda bizim aramızda bir kavga yok. İster ben Rus Ortodoksu olayım, siz Katolik olun, öteki Protestan olsun, öteki Ermeni olsun’ önemli değil. Bizim birinci meselemiz şudur: Biz, müslümanları önce İncil’le tanıştırmalıyız. Adam İncil’i okusun. Sorusu varsa gelsin bana sorsun. Ben kimim? Ben papazım. Bana gel sor. Beğenirsen katıl.” Dolayısıyladır ki Türkiye’de ve bütün dünyada ekümenizm, yani kiliseler arasında birlik, yani Vatikan Katolik Kilisesi, Anglikan Kilisesi, Ortodoks Kilisesi aralarında dediler ki, “Biz farklılıklarımızı koruyacağız. Benzerliklerimizi öne çıkartacağız. Nedir benzerlikle-rimiz? Hepimiz İncil okuyoruz. Öyleyse insanlara ‘Katolik ol, Ortodoks ol’ demektense ‘hıristiyan ol’ demek gerekiyor. ‘Gel hıristiyan ol da hangimize katılırsan katıl.”

Vatikan’dan Papaza “ekümenik” vurgusu

Fener Rum Patrikhanesi’nin kurucusu ve Hazreti İsa’nın 12 talebesinden Aziz Andreas’ın anıldığı “Aziz Andreas Yortusu” (Bayramı) dolayısıyla Patrikhane’de ayin düzenlendi. Patrikhane bahçesindeki Aya Yorgi Katedrali’nde gerçekleşti-rilen ve Patrik Bartholomeos’un yönettiği ayinde, şükran duası ve İncil’den bölümler okundu. Ayine Papalık Hıristiyanlararası Birlik Konseyi Başkanı Kardinal Walter Kasper da katıldı. Kardinalin, Papa 16.Benediktus’un mesajını ilettiği ayin, “kutsal ekmeğin” katılanlara dağıtılmasıyla sona erdi. Katedralden çıkışta gazetecilere açıklama yapan Bartholomeos, “Ümit ederiz ki; Papa Hazretleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın davetine icabet ederek önümüzdeki yıl Ankara’yı ve İstanbul’u, bu vesileyle de Patrikhanemizi ziyaret edecekler” dedi. Bu arada Vatikan, Papa’nın mesajının tam metnini açıkladı. Papa, İngilizce olarak kaleme aldığı mesajında, Bartholomeos’a “ekümenik’’ diye hitap etti.

Patrikhane eski bir casus yuvası

PATRİKHANE eski bir casus yuvası ve bu faaliyetini hiç bırakmadı. (1964 yılında casusluktan yakalanan 4 papaz askeri istihbarat elemanıydılar). Bunlar özellikle soğuk savaş döneminde Rusya’ya karşı kullanıldı. Bu müessese yıllar evvel uhrevi işleri bırakıp siyasete soyundu. ABD ne derse onu yaptı. Şimdi mahsul toplama zamanı.

BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ

27 Mayıs Devrimi’nden sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da nüfuz sahibi olan 55 ağa toplandı. Bunlar Bursa, Edirne, Çanakkale ve Kırklareli’ne sürüldüler. Ağaların boşalttığı bölgelere 1900 Amerikalı misyoner yerleştirildi. Bunlar “barış gönüllüsü” adı altında halkın arasına girdiler. Beş yıl boyunca insanımızı ifsat edip, kin tohumları ektiler. 1962-1965 yılları arasında başta Vatikan olmak üzere tüm hristiyan aleminde başlatılan bu girişim, özellikle 1993’de SSCB’nin tam olarak yıkılmasından sonra ivme kazanmıştır.

Yorumlar kapatıldı.