İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bu sempozyum önemli…

Güler Kömürcü

Evet, bu sempozyum önemli, izleyip-ilgili haberleri de mutlaka yakından takip ediniz ey değerli okur.Yok saydığımız, ‘karşı-tez’siz boş konuşmalarla seyirci olduğumuz ‘Ermeni soykırım iddiasına’ karşın, hatta daha ötesi soykırım iddiasının her geçen gün bir uluslararası platformda-bir yabancı ülkenin meclisinde kabul görüp onaylanması ve de bu gidişle 2006 yılının ‘Ermeni Yılı’ olması adım adım adım ilerlenirken…

Yarın Ankara’da Gazi Eğitim Üniversitesi çatısı altında, 3 günlük bir sempozyum düzenleniyor; ‘Türk-Ermeni İlişkilerinin Gelişimi ve 1915 Olayları’ sempozyumuna İsviçreli Milletvekili Gaullaume Albert Houriet’in yanı sıra Massasuchets Üniversitesi’nden Prof. Guenther Lewy, Prof. Stanford Shaw, Prof. Viyaceslav Silikov, Prof. Faysal Kaltum, Prof. Reşat Prof. Norman Stone, CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu, ASAM Başkanı Gündüz Aktan, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı’ndan (ATASE) Prof. Hikmet Özdemir, Alexander Dugin (Rusya Federasyonu Duma Meclisi İnceleme Komisyonu Başkanı) gibi pek çok tarihçi ve hukukçu katılacak.

Sempozyumu düzenleyen komitenin içinde hepimizin yakından tanıdığı değerli bir siyasi de var; eski bakanlardan Halil Şıvgın, sempozyumun tepe organizatörleri arasında Halil Bey’in eşi Prof. Hale Şıvgın bulunuyor. Halil Şıvgın’la konuya dair uzun bir sohbet yaptık, şimdi dikkatle kayda geçelim, işte beni sevindiren farklılık, Sayın Şıvgın dedi ki; ‘ Sempozyumun ardından Gazi Üniversitesi’nin organizasyonunda, tamamen bağımsız-bilimsel platformda oluşturulup çeşitli dış ülkelerde faaliyet gösterecek ‘Ermeni iddialarını izleme komiteleri’ oluşturmayı tasarlıyoruz. Öncelikle de Washington ve Brüksel’de ‘Ermeni iddialarını izleme komiteleri’ oluşması, yabancı medya ve yabancı parlamenterlere yönelik bire bir tanıtım falliyetleri yapmak programımızın ana hedefi. Sempozyumun ardından önemli projelerimizi duyuracağız.’ Sayın Şıvgın’ın işaret ettiği komitelerin Washington ayağında çok değerli bir isim (benim de yakından tanıdığım) Avukat Günay Evinç olacak (plan aşamasında henüz elbette), Günay Bey aynı zamanda ABD’deki Türk lobi faaliyetlerinde de önde duran, Washington’da etkili bir isim.

Bendeniz bu ekibin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum ki bu yönde AKP, CHP ve ANAVATAN’dan tanıdığım tüm siyasileri arayıp fikir birliği-bu önemli projenin arkasında siyasi ortak duruş sergilenmesi adına ‘vatandaş kimliğimle’ sohbetler yaptım.

Biz de diğerini dinlemek ve anlamak zorundayız Bu arada bir yeni haberi daha paylaşıp-çoğaltalım, haber şu; ‘Ermenistan’ın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biri olan The Center for Puplic Dialogue and Development (CPDD) bünyesinde, Avrupa Birliği’nin, ABD’nin ve İngiltere’nin desteğiyle European New Neighbors Policy (Avrupa Yeni Komşuluk Politikaları – ENP) çerçevesinde bir internet sitesi kuruldu. http://www.newneighbors.am adresinden İngilizce olarak yayın yapan sitede Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’la ilgili bilgiler ve haberler yer alıyor. Sitenin temel amacının ‘diğerini dinlemek ve anlamak’ olduğunu belirten site yöneticisi Lilit Bleyan, Kafkasya barışının en önemli aktörünün Türkiye olduğunu vurgulayarak, sitenin, Ermenistan-Türkiye ilişkisinin bugünü ve geleceği üzerinde görüş belirtmek isteyen herkese açık olduğunu söyledi. Bleyan,’En büyük umudumuz herhangi bir nefret duygusu taşımadan iyi komşuluk ilişkileri ve iyi iletişim kurabilmektir. Türkiye ve Ermenistan’ın böyle bir işbirliğine ihtiyacı var. Biz bir sivil toplum kuruluşu olarak karşılıklı güven ortamının oluşmasi için elimizden geleni yapmaya hazırız. Bunun için sınırların kapalı olmaması gerekir. Biz iki ülke arasında trenlerin gidip geldiğini, Ermeni ve Türk işadamlarının birlikte çalıştığını ve iki ülkenin ekonomi, eğitim ve kültür alanlarında işbirliği yaptığını görmek istiyoruz’ diyor.

Tam yeri gelmiş iken, bendeniz bu konuya dair yine ‘vatandaş kimliğimle’ fikirlerine değer verdiğim çeşitli uzman dostlarımla birlikte ürettiğim bir görüşümü paylaşmak istiyorum; Ermeni-Türk başlığı altında geçen her konuda, benim ülkemin 4 ayrı politikası-faaliyeti olmalı; birincisi; Ankara ile Erivan arasında tamamen dış politik gerçeklerle, duygusallıktan arındırılmış, ülke çıkarları doğrultusunda diplomatik-akılcı-çok taraflı politikaların yürütülmesi gerekir, ikincisi, diasporada yaşayan şahin ermeni grupların tezlerine karşı antitez üreten aynı şahin ruha sahip, Türk tezini savunan komiteler oluşturmalı, üçüncüsü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan Ermeni vatandaşlarımızın tüm bu gelişmelerden yara almamasını,üzülmemelerini sağlayıcı politikalar üretilmeli, dördüncü olarak da bir üst paragrafta haberini okuduğumuz yönde aktiviteler sergileyen ‘sivil toplum örgütlerimiz’ oluşturulmalı. Aksi halde, tek odaklı-tek taraflı düşüncelerle, tabiat boşluklardan nefret ettiği için bir şekliyle kontrolümüz dışında boşluklar doldurulacak. Ne dersiniz, bana katılıyor musunuz ey sağduyulu okur?

Yorumlar kapatıldı.