İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Van´da neler oluyor?

Sorumluluk sahibi her yurttaşın, Van’da neler olup bittiği ile ilgilenmesi gerektiği kanısındayım.

Çünkü orada akıl almaz şeyler oluyor.

Önce Üniversite Rektörü yurt dışında gezide iken evi basılıp, tarihi eser kaçakçılığı ile suçlanmak isteniyor.

Evdeki eserlerin kayıtlı olduğu ortaya çıkınca bu sefer rektör yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya bırakılıyor.

Normal olarak bu durumda rektör hakkında soruşturma yapılabilmesi için YÖK’ten izin alınması gerekmekte.

Ama adli makamlar, bu olayı “organize suç” boyutuna çekerek YÖK engelini aşıyor ve rektörü hapise atıyorlar.

Bu ülkede nice azılı katil, soyguncu, üçkağıtçı elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken, rektör Yücel Aşkın korkunç suçlamalarla bir koğuşa kapatılıyor.

Soruşturma açılan ihale rektör o göreve başlamadan önce, 1998 yılında başlamış.

Rektörün eli kolu bağlı iken ve kendini savunma olanaklarından yoksun bırakıldığı bir sırada hükümet hışımla üstüne gidiyor.

AKP’li milletvekili Ramazan Toprak ise rektörün “Ermeni kökenli” olduğunu açıklıyor.

Yani Rektör her şeye müstahak!

Çünkü laik, aydın, üstüne üslük “Ermeni kökenli(!)”

O zaman vurun Ermeni’ye.

Ve nihayet pazar günü trajedi yürek sızlatıcı bir boyuta taşınıyor.

Rektörle aynı koğuşu paylaşan ve 5 aydır tutuklu olduğu halde mahkeme önüne çıkarılmayan Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı, tuvalette kendisini asarak intihar ediyor.

Rektör Aşkın ise yaşadıklarının şiddetini artıran bu şokun etkisi ile kalp rahatsızlığı geçirerek jandarma gözetiminde yoğun bakıma kaldırılıyor.

Bu kadarı çok fazla.

Van’da yaşananlar bir korku filmini andırmaya başladı.

Birileri Rektör üzerinden gözdağı vermeye çalışıyor ama bu arada kapalı hapishane duvarları arkasında insanlar ölüyor, ocaklar sönüyor.

Vicdan sahibi her yurttaş bu olayı düşünmeli ve “Neler oluyor?” sorusunu sormalı.

Yorumlar kapatıldı.