Hasan Demir
Fener Rum Patriği Bartholomeos, İstanbul”da “Dinlererası Diyalog” şemsiyesi altında bir toplantıya ev sahipliği yapıyor ve kendini “Ekümenik Patrik” ilân ediyor.
Bu toplantıya ABD Başkanı Bush, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Avrupa Birliği adına Barasso “tebrik” ve “teşvik” telgrafları gönderiyor. Yine bu toplantıda Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanı sanki “misafir gibi”, sanki “yedekler arasında bir futbolcu gibi”, yani âdeta, “Öz yurdunda garip!” bir duruma düşüyor; yahut Türkiye”yi yönetenler tarafından ona orada o rol biçiliyor. İşte “Dinlerarası Diyalog”un geldiği nokta bu. Bu “diyalog”tan bugüne kadar İslâm dîni ne kazandı, Türk milleti ve Türk insanı ne kazandı, doğrusu gerçekten çok merak ediyorum ve gerçekten bütün samimiyetimle öğrenmek istiyorum. Bunu bana bir “diyalogcu” lütfen, Allah(c.c.) rızası için göndersin.
Endişelerim büyüyor ve benim için yanıyor ama bir kısım insanlar bana tutuyor, “Sen olumsuz bakıyorsun, meseleler baktığın yere göre şekil alır!” muhtevalı elektronik postalar atıyorlar. Kardeşim, kelime oyunlarına, uyduruk, felsefe kokan laflara hiç gerek yok. Düz olmakta, “Emredildiği gibi dosdoğru” olmakta fayda, hatta mecburiyet var.
Gelelim şu “Bakılan yer” meselesine…
Ben bütün bu olup bitenlere bir Müslüman olarak baktığımda, bu toplantıyı bütün içtenliği ile destekleyenlerin başında ABD Başkanı Bush”u görüyorum. Bu adam, “Ben Haçlı Seferi başlattım!” diyerek Irak”ı sahte ve yalan delillerle işgal eden adam. Yine bu toplantının arkasında BM Genel Sektereti Kofi Annan var. Annan”ın Ortadoğu”da İsrail”e gücü yetmiyor, Kıbrıs”ta Rum”a sözü geçmiyor, Irak”ta müstevlilere hiçbir yaptırımı olmuyor, ama aynı Annan Bartholomeos”un Ekümenik olmasını, yani “devlet içinde devlet” destekliyor. Avrupa Birliği adına konuşan Barasso”nun İstanbul”da Ekümenik Patriklik istemesi, Vatikan”ın emri gereği. Bunlar Müslüman Türkiye”den Hıristiyanlık adına ne koparabilirlerse “Kâr” sayan kurum ve o kurumların temsilcileri.
GAP”ı siz yaptınız ama suların paylaşımını biz yönetelim, bu paylaşımda İsrail”in de söz hakkı olsun diyen, isteyen bunlar. İstanbul”un yönetimini Türklerden alalım diyenler de bunlar ve bunlara destek veren Türk uyruklular da “İstanbul”un yönetimi uluslar arası bur kuruluşa devredilmeli” demiş, yani Sevr ve Mondoros”un konuyla ilgili maddesini Türkiye Cumhuriyeti”nin kurulmasından 80 yıl sonda gündeme getirebilmiş, Patrik eli öpmüş insanlar.
Yine Türkiye”nin Güneydoğu”suna “Kürdistan” adı veren ve Türk”ün ta kendisi olan Âlevi”leri “azınlık” sayanlar da İstanbul”daki Bartholomeos organizasyonunun arkasında olan insanlar. Ege”de Yunanistan”a 12 mil kıta ve hava sahanlığı isteyenler de ayni kişi, devlet ve kurumlar…
Gerçek bu iken “Dinlerarası Diyalog” un, Bartholomeos tarafından Türk”ün bütün iç ve dış hukukunu ayaklar altına alarak kendini “Ekümenik Patrik” olarak lânse ettiği son İstanbul organizasyonuna, bir Türk olarak baktığımda ben Türk milleti adına hiçbir iyilik göremiyorum. Ben mi körüm, yoksa sizin gözlerinizde teleskop mu var? Yine olup bitenlere bir Müslüman olarak baktığımda ise, Hz. Muhammed (s.a.s)”in bu toplantıda yok sayıldığını ve Haçlıların bir mevzi daha kazandıklarını görüyorum.
Hadi “Türk olarak bakmayı” ırkçılık, “Müslüman olarak bakmayı” şeriatçılık diye horladınız, kaale almadınız diyelim… Sizin böyle değerlendirmeniz beni asla bağlamaz amma, hadi öyle baktınız, diyelim. Olup bitene bir “emekçi” gözüyle ve bu toplantıya bir de, “emperyalizmle mücadele etmiş halkın bir ferdi” gözüyle baktığımda gördüğüm ise, Patriğin Ekümenikliğinin ve “Dinlerarası Diyalog”un arkasında sadece Emperyalist güçler ve onların besleyip, eğitip- büyüttüğü kapkaççıları olan IMF, Dünya Bankası, AB ve BM”den başkaları değil. Ama siz bu kurumların emperyalizmin bir aracı olduğunu göremiyorsanız, demek ki sizin gözleriniz yüzünüzde bir ağırlıktan, yahut ressamın çizdiği yüzdeki estetik gözden başka bir şey değil…
Özetle, Müslüman olarak bakıyorum, dinime zarar.
Türk olarak bakıyorum milletime zarar, milli bütünlüğüme bir darbe…
Emekçi olarak bakıyorum, sömürgecileri görüyorum.
“Türk” denildiğinde inadına ve ısrarla “ırkçılığı” anlıyor, “Müslüman” kimlik ileri sürüldüğünde Eûzü Besmele çarpmış bir şeytan gibi sarsılıyorsan ve “Ben emekçi de değilim” diyor, “Emperyalizm yok, globalleşen dünya var” akıllarındaysan ve sen meseleye sadece “Laik” mantıkla bakıyorsan, yine de Bartholomeos”un İstanbul”daki “Ben Ekümenik Patriğim” dediği toplantıya kayıtsız kalamazsın. Çünkü adam tutuyor, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK”ün dışına çıkarak, kontrolünün sadece kendi kilisesinde olacağı bir Ruhban Okulu istiyor ve kendisine Laik Türkiye Cumhuriyeti”nde Ortodoks Şeriatının geçerli olacağı bir alan istiyor. Yani, Bartholomeos laiklik değil, şeriat diyor, başka bir şey demiyor… Hayır sen Hıristiyan şeriatına değil de sadece İslâm şeriatına alerjili bir laiksen, söyle, onu da bilelim..
Yok sen, “Ben öyle bir kütüğüm ki, bu söylediklerinin hiç biri, beni bir milim yerimden oynatamaz” diyor ve sen tutup, “Beni Atatürk bağlar, Atatürkçülük bağlar” diyorsan, o zaman Patrikhane”yi “Şer yuvası” olarak niteleyen Atatürk ve Atatürk”ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti”nin uluslararası senedi olan Lozan”ı Ekümeniklik matkabıyla delik deşik eden Bartholomeos”un ta kendisi; bunu da mı görmüyorsun?
Neyse, “Kişi sevdiği ile beraberdir.” Biz bu organizasyonu, amaçlarını ve arkasındaki güçleri sevmiyoruz.
Şahit ol Ey Rabbim!
Yorumlar kapatıldı.