İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB’nin beş reçetesi

Zeynel LÜLE / BRÜKSEL

İlerleme Raporu’nda AB Komisyonu Türkiye’yi ilk kez ‘işleyen pazar ekonomisine sahip’ diye överken, reformların hız kesmesini eleştirdi. Katılım Ortaklığı Belgesi’nde Türkiye’ye 5 ödev verildi.

İşkenceye sıfır tolerans devam etsin

İfade özgürlüğü kısıtlamaları kalksın

Gayrimüslimlerin durumu iyileştirilsin

Kadın haklarına tam riayet edilsin

Sendikal haklar eksiksiz uygulansın

AB Komisyonu’nun dün açıkladığı İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye reformların hızı konusunda eleştiri getirildi. Bunun yanı sıra aynı raporda ilk kez Türkiye’ye, ‘işleyen pazar ekonomisine sahip’ olduğu belirtilerek, bu alanda övgü yapıldı. 140 sayfalık İlerleme Raporu ile Türkiye’den kısa ve orta vadedeki beklentilerin sıralandığı Katılım Ortaklığı Belgesi’nde beş konu ön plana çıktı.

AB Komisyonu genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in basın toplantısında açıkladığı ilerleme raporuna göre önümüzdeki dönemde AB, ‘insan hakları’ alanına giren beş konuda Türkiye’yi sıkı takibe alacak. Bunlar, işkence ile mücadele, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, kadın haklarına yönelik düzenlemelerin yapılması, gayrimüslimlerin haklarının korunması ve dernek, sendika kurma ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması olarak şekillendi.

Dün, Türkiye’nin son bir yıllık ‘fotoğrafının’ ortaya konulduğu İlerleme Raporu’nun yanı sıra, müzakerelere ışık tutacak, AB’nin Türkiye’den kısa ve orta vadede beklentilerinin sıralandığı Katılım Ortaklığı Belgesi de yayınlandı. Belgenin yürürlüğe girmesi için AB Konseyi tarafından da onaylanması gerekiyor.

Raporda, yüzde 10 seçim barajı konusunda değişikliğe gidilmemesi de eleştirildi. Asker-sivil ilişkilerinin Avrupa standartlarına hálá getirilemediği, Eğitim-Sen davasının Genelkurmay’ın baskısıyla açıldığı ve askeri harcamaların Meclis tarafından tam yetkiyle denetlenmesi gerektiği görüşüne yer verildi.

AB, Türkiye’nin Rumların bazı uluslararası kuruluşlara üyeliğini ve bazı anlaşmalara taraf olmasını engellemeyi sürdürdüğüne dikkat çekti ve malların serbest dolaşımı konusunda ilerleme sağlanamadığını kaydetti. Ankara, AB raporuna ilişkin değerlendirmesini bugün yapacak.

KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİ

Türkiye ile AB arasındaki müzakereler için ‘yol haritası’ niteliği taşıyan ve AB’nin Türkiye’den kısa ve orta vadedeki beklentilerini dile getirdiği Katılım Ortaklığı Belgesi’nde şu hususlar öne çıkıyor:

Yolsuzlukla mücadele eden kurumları ve aralarındaki eşgüdümü güçlendirin.

Bağımsız ulusal insan hakları kuruluşlarını güçlendirin.

İnsan hakları ve temel özgürlüklerden dil, siyasi görüş, ırk, cinsiyet, etnik köken, din, yaş ve cinsel seçim ayrımı olmaksızın tüm bireylerin yararlanmasını yasalar ve uygulamalarla sağlayın.

Düşünce suçlularının durumlarını düzeltin.

Siyasi partilere yönelik düzenlemeleri ve mali gelirlerinin denetimini AB standartlarına getirin.

Türkçe dışındaki dillerde radyo ve TV yayını sağlayın. Eğitimi destekleyecek gerekli düzenlemeleri yapın.

Köylerinden göç ettirilen insanların evlerine dönmelerini sağlayın ve bu bölgedeki durumun gelişmesi için, ekonomik, sosyal ve kültürel adımlar atın.

TÜRKİYE’NİN EKSİKLERİ

Din Özgürlüğü:

Gayrimüslimler tüzel kişilik, mülkiyet hakları, din adamı yetiştirme ve vakıfların yönetimine ilişkin konularda büyük sıkıntılar yaşıyor. Aleviler, Diyanet içinde temsil edilmiyor. Radikal grupların gayrimüslimlere şiddet ve tacizi arttı. Ruhban okulu halen açılmadı.

İşkence:

Vakalarda azalma olmakla birlikte hálá sürüyor. Kızıltepe’de bir baba ve oğlunun ölümüyle sonuçlanan olay bunun bir örneği.

İfade özgürlüğü:

Raporda TCK’nın 301. maddesi eleştirilerek Orhan Pamuk’un kitaplarının toplatılması ile Pamuk hakkındaki dava, gazeteci Hrant Dink’in yargılanması, gazeteci Emin Karaca ve yazar Ragıp Zarakolu örneklerine değiniliyor. Başbakan Erdoğan’ın karikatürcülere dava açması eleştiriliyor.

Öcalan davasında adil yargılamanın ihlal edildiğine işaret ediliyor. Yargıç atamaları, yargının bağımsızlığı önünde engel olarak sıralanıyor.

Kadın Hakları: Bu alanda çok az ilerleme sağlandığı belirtilerek aile içi şiddet, namus cinayetleri, okuma-yazma, siyaset ve çalışma hayatına kadınların katılımının düşük olduğu vurgulanıyor.

Örgütlenme hakkı: Sendika ve dernek kurmayı zorlaştıran ve engelleyen yasaların tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11’inci maddesiyle güvence altına alınan örgütlenme hakkı çiğnenmemeli.

Yorumlar kapatıldı.