İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tartışma değil uyum

SERKAN DEMİRTAŞ

ANKARA – Müzakere sürecinin ‘yol haritası’ niteliğindeki Müzakere Çerçeve Belgesi’nin (MÇB) her maddesi, Türkiye’nin ‘uzun ince yolunu’nun zorluğunu ortaya koyuyor. Bilinenin aksine AB müktesebatı müzakere edilmeyecek, Avrupa müktesabatı ve standartları kabul edilip, uygulanacak. Belge Türkiye’nin, AB’nin tüm bağlayıcı ya da bağlayıcı olmayan kararları, ortak deklarasyonları, Adalet Divanı kararları ve eklerini kabulü gerektiğini gösteriyor. Bu süreçte dış politikasını da AB’ye uyumlaştıracak olan Türkiye, özellikle İran, Suriye, Ermenistan gibi komşularıyla ilişkilerinde temel değişikliklere gitmek zorunda kalacak.

MÇB’nin tartışma yaratan maddeleri ve doğurabileceği sonuçlar şöyle:

2. Madde: Üzerinde çok tartışılan 2. maddede, müzakerelerin amacının ‘katılım’ olduğuna vurgu yapılıyor. Buna karşın, birliğin Türkiye’yi hazmedemeyecek durumda olması ya da Türkiye’nin koşulları yerine getirememesi halinde Türkiye’nin en güçlü bağlarla Avrupa yapılarına bağlanması ifadelerine yer veriliyor. Bu ifadenin ‘imtiyazlı ortaklık’ anlamına gelmemesi ve tam üyeliğe alternatif sunmaması nedeniyle Türkiye’nin lehine olduğu belirtiliyor. Avusturya, bu paragrafta ‘katılım’ sözcüğünün çıkarılmasını ve tam üyeliğe alternatif bir ilişkinin eklenmesini istiyordu.

49. maddeye atıf: 2. maddenin başında AB’nin 1999 Amsterdam Anlaşması’nın 49. maddesine atıf var. Bu madde yeni girecek ülkelere yönelik yöntemleri içeriyor. Avusturya’nın bu maddeye atıfta ısrarının nedeni, burada Türkçe karşılığı katılım olan ‘accession’ yerine, ‘duhul, içeri girme’ anlamına gelen ‘admission’ ifadesinin kullanılması. Türkiye için tam üyelik dışında seçenekler arayan Avusturya’nın bu girişimi sonuç bulsa da, çerçeve belgenin geri kalanında katılım ifadesi kullanıldı.

7. madde: En çok pazarlık yapılan maddeydi. Bu maddede, katılım sürecinde, Türkiye’nin üçüncü ülkelere dönük politikaları ve uluslararası kuruluşlardaki pozisyonlarını AB’ye uyumlaştırması gereği ifade ediliyor. AB üyelerinin bu kuruluşlara katılımının da bu kapsamda değerlendirileceği belirtiliyor. Rumların istemiyle eklenen bu madde, NATO ve OECD gibi kuruluşlara üyeliklerle ilintilendirilmesi nedeniyle Ankara’yı rahatsız etti. Türkiye’nin girişimiyle Britanya, bu maddeye dair ‘Konsey onaylı dönem başkanlığı bildirisi’ başlığıyla yorum yazısı yazdı. Buna göre, uluslararası kuruluşların üyeliklere dair otonom karar verme hakkına halel gelmeyecek.

Diğer çetrefilli maddeler

1. Madde: Müzakerelerin gidişatı konusunda dönem başkanlığını yürüten ülkeye söz hakkı tanınıyor. Böylece bu ülkeler altı ay boyunca daha etkin olabilecek.

4. Madde: Birliğin Türkiye’den beklentileri yer alıyor. Türkiye’nin reformlarını sürdürmesi, serbestlik, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler ilkelerine saygı duyması isteniyor. ‘Sıfır hoşgörü’ bağlamında işkenceyle mücadele, ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, kadın hakları, Uluslararası Çalışma Örgütü standartları, sendikal haklar ve azınlık hakları da beklentiler arasında sayılıyor.

Askıya alınabilecek

5. Madde: 4. maddede sayılan ilkelerde ‘ciddi ve sürekli ihlaller’ yaşanırsa müzakerelerin nasıl durdurulacağı anlatılıyor. Komisyon’un girişimi ya da üyelerin üçte birinin başvurusu üzerine Konsey, nitelikli çoğunlukla müzakereleri askıya alabilecek.

6. Madde: Müzakerelerin ilerlemesi sürecinde dikkate alınacak unsurlar belirtiliyor. Kopenhag Kriterleri, işleyen pazar ekonomisinin yanı sıra Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkilerini sürdürmesi ve sınır sorunlarını BM Şartı ilkeleri ve gerekirse Uluslararası Adalet Divanı’nda çözme kararlılığını sürdürmesi de yer alıyor. Bununla birlikte, Kıbrıs sorununun çözümünde BM’ye atıf yapılırken, Türkiye’nin Kıbrıs’la ikili ilişkilerini normalleştirmesi de isteniyor. Bu maddeyle Yunanistan’ın Ege, Kıbrıs’ın da tanınma istemleri karşılanmaya çalışılıyor.

10. Madde: ‘Müzakerelerin içeriği’ başlıklı bölümünde, katılımın ‘birlik sistemi kapsamında bulunan görevler ve zorunlulukların yani AB müktesebatının kabul edilmesini’ gerekli kıldığı kaydediliyor. Bu, müzakere sürecinde AB müktesebatının kabul edilip uygulanacağı ve dolayısıyla asıl müzakerelerin Türkiye’de yaşanacağı anlamına geliyor. Yani AB’yi kuran anlaşmalar, sözleşmeler, Adalet Divanı kararları, bağlayıcı olan ya da olmayan AB kararları, kurumlararası anlaşmalar, açıklamalar, tavsiyeler ve yönergeler, ortak tutumlar, ortak pozisyonlar, deklarasyonlar, adalet ve içişleri kapsamındaki tüm kararlar, uluslararası anlaşmalar da sayılıyor.

11. Madde: Katılımın gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin imzaladığı ve tam üyelikle çatışan uluslararası anlaşmalardan çekilmesi gerektiği kaydediliyor.

12. Madde: Türkiye’nin üyeliği sürecinde ‘uzun geçiş dönemleri, derogasyonlar, özel düzenlemeler ya da kalıcı korumalar’ hakkında bilgi veriliyor. Komisyon’un bu mekanizmaları ‘kişilerin serbest dolaşımı, yapısal politikalar ya da tarım’ gibi konularda uygulayabileceği kaydediliyor.

13. Madde: Türkiye’nin katılımının mali boyutu var. Türkiye’nin üyeliğinin 2014 sonrasına kaldığı bu maddeden anlaşılıyor.

15. Madde: Türkiye’nin Şengen Anlaşması’na dahil olacağı ancak Türkiye’nin bu konuda tam olarak hazır olmasının ardından yaşama geçirileceğini belirtiyor.

21. Madde: Başlıkların açılıp kapanmasına ilişkin koşulların dikkate alınacağı kaydediliyor. Sürecin en çok eleştirilen noktalarından birini bu koşul oluşturuyor.

Yorumlar kapatıldı.