İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Türkler vicdansız´ diyen diaspora şaşkına döndü

Bu konferans Türkiye’nin demokratikleşmesi için ve ‘Türkler vicdansız, onlar asla değişmez’ diyen diasporaya yanıt olduğu için çok çok önemli… Evet biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var ama almak değil, bu topraklara gömülmek için…

26.09.2005

İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından durdurulduktan sonra, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in verdiği fikirle önceki gün Bilgi Üniversitesi’nde başlayan Ermeni Konferansı olaysız sona erdi. Günlerdir Türkiye’nin gündemini kirleyen konferansın kapanış gününe Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in konuşması damgasını vurdu. Dink’in ‘Ermenilik Halleri’ konulu oturumda yaptığı konuşma ayakta alkışlandı, îşte konuşmadan satırbaşları:

“3 bin yıldan beri bu topraklarda yaşayan, kültür, uygarlık üreten insanları yaşadıkları topraklardan şu veya bu şekilde, şu veya bu nedenle, şu veya bu sonuçla ölenleri, kalanları, dönenleri her neyse… topraklarından koparıp dünyanın dört bir yanına savurdular. Şimdi bu halkın bugüne akan kuşaklarının ruh halini, 90 yıllık kimliğinin cümlesini eğer bu olay, kökten kesiliş dolduruyorsa bunu yok sayamazsınız. Adı bizim için önemli değil, bizim yaşadığımız bu. Bu konferansı Türkiye’nin gerçek anlamda demokratik sürecinin bir parçası sayıyorum, ikincisi, Ermeni dünyası açısından bu konferans çok çok önemli. Çünkü böyle bir konferansın Türkiye’de yapılabilmesi, Türkleri halen bıraktıkları noktada algılayan, hala 1915’te algılayan diasporaya yanıttır. Türkiye değişmez, onlar laf anlamaz, onlarda vicdan yok’ diyen diaspora şaşkına dönecek.

İşte salonu ağlatan hikaye

Size bir hikaye anlatmak istiyorum. Yıllar evvel Sivas’tan yaşlı bir Türk beni aradı, köylerinde bir Ermeni kadının öldüğü söyledi. Tehcir sonrası Sivas’tan Fransa’ya gitmiş ama sık sık köyünü ziyaret ediyormuş. 10 dakikada yakınlarını buldum ve durumu anlattım. Kızı bana annesinin zaman zaman Türkiye’ye gelip doğduğu köye gittiğini anlattı. Kızı Sivas’a cenazeyi almaya gitti ve beni telefonla aradı. Ona, ‘Ne yapacaksın, cenazeyi götürecek misin ?’ diye sordum, ağlamaya başladı. ‘Annem burada kalsın, su sonunda çatlağını buldu’ dedi. O günlerde Cumhurbaşkanı Demirel, ‘Ermenilere 3 çakıl taşı vermeyiz’ diye bir laf etmişti. Ben de bu kadının öyküsünü yazdım ve dedim ki; biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var doğru. Ama merak etmeyin, alıp gitmek için değil, bu toprakların gidip dibine girmek için!”

Haber: Yusuf DEMİR

Yorumlar kapatıldı.