İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırım ipoteğine isyan

Haluk Şahin

‘Soykırım’ ipoteğine isyan! İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde nihayet yapılabilen Ermeni konferansının sabah oturumlarından sonra belirginleşen ana temayı böyle özetleyebilirim.

Dışarıda kopan gürültülere, haykırılan sloganlara, dolaştırılan pankartlara inanmayın: Hayır, kesinlikle Ermenilere soykırım uygulandığını kanıtlama toplantısı değildi bu!

Ki, öyle olsaydı bile, yanlış kaşımalar yüzünden ‘yapılmaması olanaksız’ hale gelmişti. İdare Mahkemesi’nce verilen fevkalade ilginç ‘yürütmeyi durdurma’ kararının tuhaf gerekçeleri derhal yapılmasını kaçınılmazlaştırmıştı.

Yoksa, bir daha hiç yapılmayabilirdi.

Dahası, Türkiye’de akademik özgürlük, üniversite özerkliği, ifade özgürlüğü gibi kavramlar tartışmalı hale geleceğinden, buna benzer başka toplantılar da yapılamayabilirdi.

İdare mahkemelerinin yapılacak bilimsel sempozyumlara katılacakların yeterlilik belgelerinin incelendiği merciler haline gelmesinin saçmalığını düşünebiliyor musunuz?

Neyse ki, Türkiye’nin artık farklı özgürlükçü reflekslere de sahip olduğu ortaya çıktı. Hukuk ofsaytından atılan gole, şık bir röveşatayla cevap verildi. Bu konuda yol göstericilik yapan hükümete de hak ettiği puanları vermek lazım.

İlk iki oturumda söylenenlere gelince:

Hemen tüm konuşmacılar Türk-Ermeni tartışmasının ‘soykırım’ sözcüğüne indirgenmesinden yakındılar; bilimsel toplantılarda bile söylediklerinin salt bu kelimeye göre alkış almasından ya da yuhalanmasından şikâyet ettiler. Sunduğunuz bildirinin konusu ve başlığı ne olursa olsun, herkes kulak kesilmiş bir tek bu kelimeyi bekliyordu. ‘Soykırım’ mı, değil mi? Türk olsun Ermeni olsun çoğu kimse oraya kadar bir şey dinlemediği gibi, bu kelimeyi duyduktan sonra hükmünü veriyor (‘Onlardan’ ya da ‘Bizden’, ‘Hain’ ya da ‘Aslan’) ve dinlememeyi sürdürüyordu.

Bir türlü bu bir sağırlar diyaloğunun ötesine geçilemiyordu.

Oysa konuşacak o kadar çok şey vardı ki…

Önemli olan o bir kelimeye sığınmak ve ondan rant sağlamaya çalışmak değil, geçmişte olanları nedenleri ve sonuçlarıyla anlamaya çalışmak olmalıydı.

Bu toplantı, oluşumunda benim de katıldığım noksanlarına rağmen, bu yönde atılmış önemli bir adımdır. Türk-Ermeni diyaloğunda ‘soykırım’ ipoteği kaldırılmıştır.

İki tarafın da bozuk bir plak gibi takılıp kaldıkları bu noktanın geçilmesi ferahlık yaratacak, konunun özgürce tartışılmasını kolaylaştıracaktır.

Özgürce tartışılamayan sorunların asla çözülmediğini bizim kadar iyi bilmesi gereken bir toplum var mı?

Yorumlar kapatıldı.