İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Oktay Eksi: Patrik imtiyaz istiyor – Hurriyet

GÜMRÜK Birliği Anlaşması’nı herkese uygular Rumları es
geçeriz, bize de kimse karışamaz, havalarındaydık değil mi?
Hatta ‘Karışırlarsa masayı kafalarına geçiririz’ demeye
getiriyorduk.

O kırmızı çizgilerimizi de meşhur çuval olayı gibi
kafamıza geçirdiler.

Ve şimdi, 3 Ekim’e gururla(!), üstelik umutla bakmaya başladık.

Gerçi önümüzde bir de ‘Müzakere
Çerçeve Belgesi’ hendeği var ama, o önemli değil…
Çünkü AKP iktidarı için artık önemli
hiçbir şey kalmadı:

Önce biraz bağırıp çağırsak da, bakmayın. Ne isterlerse
veririz.

O nedenle size son zamanlarda tekrar tazelenen bir konudan, ‘Ruhban
okulu’ meselesinden söz etmek istiyoruz:

Biliyorsunuz Fener Rum Patrikhanesi, 1971 yılından beri kapalı bulunan
Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için yıllardır
büyük bir kampanya sürdürüyor. O kadar ki
Türkiye’ye hangi yabancı devlet adamı uğrasa, lafa ‘Şu ruhban
okulunu açıverseniz’ cümlesiyle başlıyor.

Aslında okulun açılmasına karşı olan yok. Nitekim Bülent
Ecevit’in son başbakanlığı döneminde Patrikhane’ye açık bir
şekilde, ‘Yasalara göre kendinize bağlı bir yüksekokul
açamazsınız. Ama açacağınız okulun -aynen ötekilere
yapıldığı gibi- bir üniversiteye bağlanmasına razı olursanız,
buyurun açın’ dendi. Lakin Patrik Barholomeos bunu hiçbir
zaman kabul etmedi.

O, ‘Ben mektebimi kendim açar, hocalarını kendim tayin eder,
istediğim müfredatı uygularım’ diyor, başka bir şey demiyor.

İyi de yarın -örneğin- Nakşibendiler de kendi
yüksekokullarını (örneğin medreselerini) açmaya
kalkarsa ne olacak?

Patrik bunu düşünmüyor. Konuya, ‘O sizin sorununuz’ der
gibi bakıyor.

Sanki Patrikhane bu ülkenin bir kurumu değil. Sanki Patrikhane
Türkiye Cumhuriyeti yasalarının üstünde…

(Hele bir Ekümenik’liğini tanıyalım, o zaman
görürsünüz ayağının yerden nasıl kesildiğini.)

Geçen gün kendi görüşlerini
güçlendirmek için hem Sayın Bartholomeos hem de aynı
şekilde kendi okulunu açmak isteyen Ermeni Patriği Mesrob 2, ‘Bu
eğitimin İlahiyat Fakülteleri bünyesinde yapılmasını istemek,
Vatikan’da imam yetiştirmeye benzer’ dediler.

Oysa kimse ‘Sizin papazlar bizim İlahiyat Fakültesi’nde okusun’
demiyor. ‘Okulunuzun devlet üniversitesine bağlı olmasını kabul
edin’ diyor.

Kaldı ki ‘papaz’ yetiştirmenin dünyadaki tek adresi Heybeliada
mıdır?

Patrikhane’ye bağlı kilise kıtlığı mı var? Sayın Bartholomeos,
Türkiye’nin yasalarını beğenmiyorsa, başta Yunanistan olmak
üzere Amerika’dan Yeni Zelanda’ya kadar pek çok ülkede
bu okulu pekálá açabilir? Öyle ya, o
ülkelerden birinde -belki de pek çoğunda- kurallar
bizimkinden farklıdır.

Ama belli ki mesele ‘Ortodoks kiliselerinin ihtiyacı olan din adamı
yetiştirmek için okul açmak’tan başka…

Mesele Konstantinopol’daki (İstanbul değil) Ruhban Okulu’nu,
Türkiye’nin yasalarına rağmen açarak güç
göstermek:

‘İstanbul Konstantinopol’dur’ iddiasını sürdürmek.

Yorumlar kapatıldı.