İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ey tarih! İbret alacaklar mı?

Reha Muhtar

İbret belgelerini görüyor musunuz?..

6’yı 7 Eylül’e bağlayan gece, 50 yıl önce İstanbul’da neler oldu, hangi dükkanlar yağmalandı, papazları sünnet mi edeceklerdi, hepsini okuyor öğreniyor musunuz?..

Eğer hâlâ okumadınızsa, son 2 günün gazetelerini yavaş yavaş okuyun, sindire sindire öğrenin, ama mutlaka okuyun ve öğrenin…

Ben 7 yıl Atina’da kaldım…

Yüzlerce defa dinledim Atina’ya göç eden İstanbullu Rumlardan 6 Eylül gecesi İstanbul’da yaşananları…

İstiklal Caddesi’ndeki Rum dükkanlarının tarumar edilmesini ve
yağmalanmasını…

Rumların kendi Türk komşuları tarafından nasıl, evlerinde saklanarak
kurtulduklarını, öfkeli güruhtan…

Selanik’te Atatürk’ün evinin bombalanmasını da Batı Trakyalı görgü tanıklarından dinledim…

Zincirin üç halkasını bilin ki, esas bugün ne yapacağınızı daha iyi görün..

Kıbrıs’ta Rumların Türklere dehşet yaşattığı, milletin Rum deyince burnundan soluduğu günler…

İşte tam o günlerin birinde bir fitil ateşleniyor…

“Atatürk’ün Selanik’teki evi bombalandı” deniyor…

Kim bombaladı?..

“Yunanlılar” diye geliyor haber… Oysa gerçek öyle değil!.. Bombayı koyan Yunanlı değil…

Zincirin birinci halkası bu. Kıbrıs’ta Türklere yönelik Rum vahşeti… Ve aniden gelen “Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evi Rumlar bombaladı” haberi.

Bu halkayı kafanıza iyi yazın . Şimdi gelelim zincirin ikinci halkasına.

Atina’da beraber gazetecilik yaptığım rahmetli Ahmet Uran Baran ikinci halkayı bana şöyle anlattı: ” İstanbul Ekspres Gazetesi’nde müdürüm. Gazete akşamları çıkıyor.

‘Yunanlılar Atatürk’ün evini bombaladı’ haberi geldi aniden… İkinci baskı yapalım, yapmayalım derken, ikinci baskıyı yaptık. 8 sütuna manşet attık. ‘Atatürk’ün evini bombaladılar’ diye.” Gazeteyi okuyan iyiden iyice gazı alıyor. Zaten, bir sürü insan Taksim civarından Beyoğlu’na doğru gezinmeye başlıyor.

Gazeteyi okuyan ahaliden de katılanlar oluyor o lümpen takıma.

Böylece zincirin ikinci halkası da tamamlanıyor.

İstanbul’daki gayrimüslimlere ait dükkanları, işyerlerini yakıp, yağmalama, kiliselere yönelme, ele geçirdikleri Rumları “benzetme”…

Zincirin üçüncü halkası o saatlerde tamamlanıyor.

Bu felaket gecesinden sonra, İstanbul’da 100 binin üzerindeki

Rum’dan geriye sadece 3-4 bin kişi kalıyor.

O gecenin yarattığı kin, öfke ve düşmanlık tohumları, 50 yıldır bir daha silinmiyor.

Bugün 100 binin üzerindeki Rumla Avrupa’ya çok daha kolay girebilecek bir Türkiye için, o kanlı 6 Eylül gecesi, Avrupa’ya girişin önünde duvar olup çıkıyor.

Şimdi bu zincirin 3 halkasını arka arkaya bağlayın ve bugünü iyi düşünün.

İmralı’dan verilen talimatla, yurdun dört bir yanında başlatılan gösterileri.

Vereceğiniz cevap 50 yılda tarihten ne öğrenip öğrenmediğini gösterecek Türkiye’nin?..

Ey zincirin 2. ve 3. halkaları!..

Şimdi hazır mısınız bu lanet oyunu bozmaya?

İbret alıp tarihi tekerrür ettirmemeye?..

Yeni bir karanlık sayfa değil, bembeyaz tertemiz bir sayfa açmaya.

İmralı’dan başlayıp, gizli kapaklı merkezlerde pişirilen oyunu oynamamaya.

Ey tarih! Sen söyle!..

İbret alınacak mı geçmişten?..

Yorumlar kapatıldı.