İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

TÜRKİYE ERMENİLERİ PATRİKLİĞİNDEN BASIN AÇIKLAMASI

Temmuz ayının ilk haftalarından itibaren, İstanbul’un kıyı şeritlerinde ve Adalar’da yaşanan bazı olaylar hakkında gerek ulusal, gerek yerel, gerekse azınlık basın organları toplumun dikkatini çekmeye başladılar. Haberlerden bazıları aşırı tepkili ve abartılı olmakla birlikte, bazıları da ülkemiz gerçeklerini yansıttılar.

Örneğin, 14 Ağustos 2005 sabahı, Kınalıada Ermeni Kilisesi’nde, Meryem Ana Yortusu ayini esnasında, 18 ve 25 yaşlarındaki iki kişinin kilise önünde, hatta bütün itirazlara rağmen kilise bahçesine girerek bazı broşürler dağıttıkları kilise vakfı yöneticileri tarafından tespit edilmiştir. Dağıtılan broşürlerde Hristiyanlık kötülenmekte ve Hristiyanlığa hakaret edilmektedir.

Yasalarımıza göre bir dini kötülemek suç olduğu gibi, ayinden çıkan inançlı insanlara bu gibi bir broşürü dağıtmak ağır bir tahrik ve tacizdir. Elbette her dindar kişi kendi dinini övmekte, dini başka kişilere anlatmakta özgürdür. Ancak din ve vicdan özgürlüğü hiçbir zaman bir başka dini kötülemek ya da o dinin mensuplarına hakaret etmek yetkisini vermez.

Küresel ve yerel boyutlardaki dinlerarası diyaloğun her zamankinden daha önemli olduğu günümüzde, bir başka dini karalamaya yönelik faaliyetlerin hem mevcut diyalog ortamına, hem de karşılıklı hoşgörünün sağlanması ve korunmasına çok önemli bir engel oluşturacağı açıktır. Bu nedenle, görevliler gerekli tedbirleri almalı ve özellikle herhangi bir ibadethanenin önünde orada dua eden insanların din, inanç, örf ve adetlerini kötüleyen ve tahkir eden broşür ve yayınların dağıtılması engellenmelidir.

Ülkemiz insanlarının, Müslüman, Musevi ya da Hristiyan imanlıların yan yana yaşadıkları toplumumuzda, çağdaş ve eğitimli her bireyden beklenmesi gereken uygar yaklaşımla, gerginlik yaratmayı amaçlayan çevrelerin yaydıkları asılsız haberlere, tahrik edici söylentilere kesinlikle rağbet edilmemelidir. Bu konuda her türlü haber ve olay, araştırılmak üzere en kısa zamanda önce en yakın emniyet birimlerine, sonra da dini reisliklere bildirilmelidir.

Yaz sıcağında deniz kıyılarında tespit edilen uygunsuz davranış biçimlerini ve yaşanan bazı tatsız olayları ise ülkemizin gerçeklerini göz önünde bulundurarak anlayışla karşılamak gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle ve öncelikle dar gelirli vatandaşlarımızın ülkemizin kıyılarında deniz ve güneşten yararlanma hakkına herkesin saygı duyması ve göstermesi gerektiğini önemle vurgulamak gerekir. Bazı uygunsuz kıyafet ve davranışların, çoğunlukla ekonomik nedenlerden kaynaklandığı gibi, bir eğitim ve görenek sorunu olduğu açıktır. Bu durumda dahi, herkes anlayış göstermeli, ziyaretçi potansiyelini önceden tahmin etmekle ve gerekli lojistik tedbirleri önceden almakla yükümlü olan yerel yöneticiler sorumluluk bilinciyle daha fazla dikkat ve hassasiyet göstererek görevlerini eksiksiz yerine getirmelidir.

Mesrob II

Türkiye Ermenileri Patriği

29 Ağustos 2005

Yorumlar kapatıldı.