İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

O gece bir şey mi oldu

Ertuğrul Özkök

SALI sabahı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü aradım. Elimizde, Ermeni toplantısının açılışında bir konuşma yapacağı istihbaratı vardı.

Gül, akşamüzeri aradı.

O gün Milli Güvenlik Kurulu toplantısı olduğu için, ancak o saatte vakit bulabilmiş.

* * *

Kendisine elimizdeki bilginin doğru olup olmadığını sordum.

Hiç tereddüt etmeden, ‘Evet doğru’ dedi.

Sonra da çarşamba günkü gazetenin, şehir baskılarına giren manşetinde yer alan bilgileri verdi.

Bakan, ‘takvimi el verdiği takdirde bu toplantıya seve seve katılacağını, bu konuda hiçbir kompleksinin bulunmadığını’ söyledi.

Ancak manşetin çıktığı gün Dışişleri Bakanlığı basın sözcüsü Namık Tan, Gül’ün Ermeni toplantısının açılışına katılamayacağını açıkladı.

Peki bu arada ne olmuştu?

O gün çıkan manşet tepkilere mi yol açmıştı?

Sözcü neden Bakan’ın katılamayacağını söylemişti.

Dün bu soruların cevabını araştırdım.

Önce, 1980’li yıllarda, Moskova’da büyükelçi Volkan Vural’ın başarılı ekibinden tanıdığım Namık Tan’ı aradım.

Bana bütün açıklığı ile işin perde arkasını anlattı.

Biz haberimizde Abdullah Gül’ü, Boğaziçi Üniversitesi rektörünün arayıp bu teklifi yaptığını yazmıştık.

Arayan rektör değil, başka bir öğretim üyesiymiş.

Gül ona katılabileceğini söylemiş.

Ancak bu teklif yapıldığı sırada sözde Ermeni soykırımı toplantısının kesin tarihi belli değilmiş.

Salı akşamına kadar tarih konusu kesinlik kazanmamış.

Çarşamba günü bakanlık sözcüsü Namık Tan, haftalık toplantısında bu sorunun kendisine sorulacağını dikkate alarak, çalışmasını yapmış.

* * *

Tam toplantıya gireceği sırada, toplantıyı düzenleyen iki üniversiteden biri olan Sabancı Üniversitesi’nden Bakan’a resmi davet yazısı gelmiş.

Davet mektubunda toplantının 23-24-25 Eylül tarihleri arasında yapılacağı yazılıymış.

Oysa bu tarihlerde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Birleşmiş Milletler’in açılış toplantısında olacak.

Bu yılki toplantı, milenyum toplantısından sonraki ilk ‘zirve’ olma özelliği taşıyor.

O nedenle New York’taki açılış toplantısına Başbakan Tayyip Erdoğan’la birlikte TBMM Başkanı Bülent Arınç da katılacak.

Yani Türkiye çok ağır bir heyetle temsil edilecek.

Dolayısıyla Gül’ün o tarihte Türkiye’de kalması ihtimali yok.

* * *

Ancak Ermeni toplantısı ile ilgili tutumunda bir değişiklik yok.

Abdullah Gül bu toplantının yapılmasını normal karşılıyor.

Hatta Ermeni toplantısının açılışına katılamamakla birlikte, kapanışına katılıp katılamayacağını araştırıyor.

BM toplantısının son gününde bazı önemli randevular var.

Eğer onlar daha öne alınabilirse, Gül İstanbul’daki toplantının kapanışına katılıp bir konuşma yapmanın yollarını da araştırıyor.

* * *

Dünkü Milliyet Gazetesi’nde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da bu Ermeni toplantısının yapılmasını desteklediği yolunda bir haber vardı.

Bence hem Erdoğan hem Gül doğru bir iş yapıyor.

Türkiye’nin bu konularda rahat olması gerekir.

Her ikisi de son zamanlarda hem Kürt hem Ermeni meselesinde bütün dünyanın dikkatini çeken cesur ve gerekli adımlar atıyorlar.

Ben de bir gazeteci ve vatandaş olarak bu adımları gönülden destekliyorum.

Ama burada şunu söylemekten de kendimi alıkoyamıyorum.

Türkiye’de seçilmiş hükümetin bu çağdaş ve demokratik yaklaşımı, başkalarına da ders olmalı.

Mesela Türkiye’yi ‘alelade katillerden ibaret’ gören Ermeni zihniyetinin de bu çağdaş seviyeye gelmesini bekliyoruz.

Çünkü tarih ancak bu çağdaş, demokrat, komplekssiz ve dürüst kafalar tarafından yazıldığı zaman paylaşılmış bir hakikat haline gelecek.

Yorumlar kapatıldı.