İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bizi neden istemiyorlar?

Yaman Törüner

Türkiye’nin Avrupa tarafından neden istenmediği tam bir muamma. Çünkü, Avrupa söylemek istediğini açık seçik söylemiyor ya da tam anlatamıyor. “Türkiye’nin sadece küçük bir bölümü Avrupa’da” diyorlar.

Tamamı Asya’da sayılan Güney Kıbrıs’ı üyeliğe kabul ediyorlar. “Türkiye bir Müslüman ülkesi” diyorlar. Üye olarak kabul ettikleri Balkan ülkelerinin çoğunun Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olduğunu unutuyorlar. Öte yandan, birçok Avrupa ülkesinde İslam tam anlamıyla kabul görüyor. Örneğin, Türkiye düşmanlığı ile ünlü Fransızların başşehri Paris’in Evry bölgesinde Müslüman nüfus o denli yoğun ki, süpermarketlerde domuz eti ve alkol satılmıyor. Hatta, kurban kesilmesi bile resmi olarak kabul görüyor.

Sadece, küçücük Hollanda’da bile 43 İslam dini eğitimi veren okul var. 200 tane daha İslami okul açılması için başvuru bulunuyor. Müslüman nüfus bu ülkelerde öyle yaygın ki, özellikle politikacılar, bazılarının dillendirmeye çalıştığı şekliyle “İslam ve Problem” kelimelerini bir arada kullanmıyor.

Peki, Türkiye’nin istenmemesinin altında yatan gerçek sorun ne? Hollanda’nın Avrupa Birliği Sorumlusu (commissioner) Frits Bolkestain, Türkiye’nin istenmemesini şöyle açıklıyor. “Türkiye çok büyük, çok fakir ve çok farklı”. Sonra, bu görüşe açıklık getiriyor:

Türkiye, Almanya, Fransa ve İngiltere’den sonra Birlik’teki dördüncü büyük ülke olacak.

Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri Avrupa ortalamasının % 29’u civarında.

Türkiye’de Batı anlamında elit aydın sayısı çok az.

Türkiye, birliğe büyük bir ekonomik yük getirecek.

Türkiye’de ekonomik ve politik istikrar yok.

İnsan hakları ihlalleri var.

Zinayı suç sayan yasalar çıkarılmaya çalışılıyor.

Sözde Ermeni katliamı kabul edilmiyor. vs., vs.

Hollanda Parlamento Üyesi Ayaan Hırsı Ali, The Brown Journal of World Affairs dergisinin son sayısında yazdığı yazıda, bu soruna değiniyor ve “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne kabulü ayrı bir referandumla gündeme gelebilseydi, anayasaya bu denli yüksek oranda ‘hayır’ oyu çıkmazdı” diyor.

Gerçek sorun her konuda Türkiye’nin onlardan büyük olması.

Toprak ve nüfus büyüklüğü bakımından onların en büyüklerinden biri olacağız. Zamanla, nüfusumuz onları geçecek.

Müslümanız ve eşitlik halinde dinimizi Avrupa’da onların bize Hıristiyanlığı yayabileceklerinden daha güçlü biçimde yayabiliriz. Bu durumda, İslam bir Batı medeniyeti dini haline gelebilir.

Dünyada onların her birisinden güçlüyüz. Balkanlar, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya, Türkler ve Türk Cumhuriyetleri ile dolu.

Üstelik, onların toplamından daha güçlü bir ordumuz var.

Sorun, bizim güçsüzlüğümüz değil; fazla güçlü oluşumuz.

Yorumlar kapatıldı.