İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk ve Ermeni gençler ağlayarak ayrıldılar

Sefa Kaplan

Helsinki Yurttaşlar Meclisi Türkiye Şubesi ve Ermenistan Şubesi’nin işbirliğiyle 9-17 Ağustos tarihleri arasında Antakya’da düzenlenen yaz okulunda 12 Türk ve 12 Ermeni üniversite öğrencisi biraraya geldi. On gün içinde birbirleriyle kaynaşan öğrenciler, ayrılırken gözyaşlarını tutamadılar.

Helsinki Yurttaşlar Meclisi Türkiye Şubesi ve Ermenistan Şubesi’nin ortak çabaları ile 9-17 Ağustos tarihleri arasında Antakya’da düzenlenen yaz okulunda, 12 Türk ve 12 Ermeni üniversite öğrencisi biraraya geldi. Avrupa Konseyi’nin desteğiyle gerçekleştirilen projenin amacı, yüzlerce yıl dostça yaşamış iki toplumda birbirine karşı oluşan önyargıları ortadan kaldırmak, düşmanlıklara son vermekti. Bunun da yolu insanların birbirini tanımasından geçiyordu.

Ermeni gençler için Türkiye, ‘soylarını tüketmeye yemin etmiş’ insanların yaşadığı ‘düşman’ bir ülkeydi. Türk gençler de Ermenistan’ı, uluslararası platformlarda sürekli Türkiye aleyhine çalışan bir ülke olarak tanıyordu. Hatta, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı TESEV ile Ermenistan’dan Sociological and Marketing Research Center HASA tarafından yapılan ve Hürriyet’te yayımlanan bir araştırmanın gösterdiği gibi, birbirleri hakkında son derece yanlış bilgilere sahiptiler. Yani her iki tarafın zihninde de ‘öteki’ne dair sayısız soru işareti ve bir o kadar da kuşku vardı.

OTOBÜS YOLCULUĞU

Yarısı kız, yarısı erkek 24 üniversite öğrencisi, İstanbul’dan Adana’ya uçakla, Adana’dan Antakya’ya ise otobüsle gittiler. Otobüs yolculuğu, iki ülke gençlerinin, gruptaki ‘yaşlı’ eğitmenlerin ifadesiyle, ‘biraz fazla’ kaynaşmasına bile sebep oldu. Şarkılar, türküler söylendi, ortak kelimeler, ortak gelenekler keşfedildi.

Antakya’daki program sırasında, çeşitli derslerin yanısıra ortak çalışma grupları da oluşturuldu. Bu gruplar, karşılıklı halk oyunları sahnelediler, pratik kullanıma yönelik bir cep sözlüğü hazırladılar, bir de bir sayfadan ibaret günlük bir gazete çıkardılar. Gazetenin ismi ‘Gamats Gamats / Yavaş Yavaş’tı.

On günlük yaz kursunun bitiminde Türk ve Ermeni öğrenciler arasında öyle sağlam dostluklar, öyle güçlü arkadaşlıklar kurulmuştu ki, bu durum, ayrılık esnasında son derece göz yaşartıcı sahnelerin yaşanması sebep oldu. Gençler birbirine sarılıp ağlıyor, adresler alınıp veriliyor, yeniden bir araya gelme imkánları araştırılıyordu. Hatta Ermeni gençlerin bir kısmı, Türk üniversitelerinde master yapmak için teşebbüse bile geçmişti. ‘Yaşlı’ öğretmenlerden birinin ifadesiyle, gençler kısa sürede ‘kanka’ haline gelmişlerdi ve ‘negatif Türk imajıyla büyüyen çocukların kaynaşması harikaydı.’

İki ülke gençlerinin on gün boyunca çıkardıkları günlük gazeteye koydukları isim, projenin de sloganıydı bir bakıma: ‘Gamats Gamats / Yavaş Yavaş.’ Düşmanlıklardan, önyargılardan yavaş yavaş vazgeçilecek, dostluğa ve barışa doğru adımlar ‘gamats gamats’ atılacaktı.

Yorumlar kapatıldı.